İHD İskenderun Şube Eşbaşkanı Coşkun Selçuk; “Savaşa Dayalı Politikalardan Vazgeçiniz”
İnsan Hakları Derneği İskenderun Şube Eşbaşkanı Coşkun Selçuk, dernek binasında yaptığı basın açıklamasında Afrin Harekatını değerlendirdi.
Kurum olarak yaptıkları açıklamalarda siyasal iktidarı uyardıklarını ve böylesi bir sıcak savaşa girmemesi konusunda tutumlarını açıkladıklarını hatırlatan Selçuk; “Savaş öldürür, Savaş sakat bırakır, Savaş göç ettirir… Savaş işkence başta olmak üzere ağır insan hakları ihlallerinin kaynağıdır, Savaş toplumların ruhsal dünyalarında gelecek nesillere de aktarılan derin örselenmelere yol açar, Savaş ekolojik yıkımdır, Savaş ekonomik kaynakları yok eder. Özel olarak da, Genelkurmay Başkanlığı’nın yapmış olduğu açıklamada demokratik kamuoyunu tatmin etmeyen, hukuka ve meşruiyete aykırı hususlar bulunduğunu da paylaşmak isteriz” dedi.
BM güvenlik konseyi kararlarında yer almayan örgütlerin gerekçe gösterilerek bir başka ülke topraklarına askeri müdahalede bulunmanın kamuoyu ve BM nezdinde geçerliliği bulunmadığını savunan Selçuk; “Türkiye’nin Afrin bölgesine müdahaleyi gerektirecek tehdidin somut olarak bulunmadığını belirtmek isteriz. Türkiye’deki siyasal iktidar baskıcı ve otoriter karakterini devam ettirebilmek ve OHAL’i sürdürebilmek için, böylesi ağır acılara yol açabilecek bir savaş eylemini başlattığı izlenimi edinilmektedir. Türkiye’de yaşayan milyonlarca Kürt ve Arap’ın soydaşı olan Suriye Rojavasındaki Kürt ve Arapların diğer halklarla birlikte oluşturduğu yönetim biçimlerini tehdit olarak değerlendirmek demokrasi ve insan haklarına aykırıdır. Bu durum Türkiye’de bir arada barış içinde yaşamak isteyen halklar arasında derin kırılmalara sebep olabilecek ve Türkiye iç barışını büyük bir tehlikeye atabilecektir.
Siyasal iktidarı bu çılgın savaş eyleminden bir an önce vazgeçmeye davet ediyoruz. Siyasal iktidara bir kez daha sesleniyoruz. Türkiye içinde ve dışında çatışmaya ve savaşa dayalı politikalardan vazgeçiniz. Demokratik kurallar çerçevesinde bütün halklar ve inançlarla bir arada yaşama imkanı vardır. Yeter ki bu sorunlar barışçıl ve demokratik yollarla çözüm konusunda irade gösterilebilsin. Dünyada çok sayıda örnekleri olduğu gibi Türkiye’nin de Kürt sorununun çözümü için sahici bir çatışma çözümüne ihtiyacı vardır.
15 Temmuz 2016 darbe girişimi bastırıldığı halde süreci karşı darbeye dönüştüren ve 20 Temmuz 2016’dan beri Türkiye’yi OHAL rejimiyle yöneten siyasal iktidar, şimdi de Suriye kantonlarının yönetim biçimlerini gerekçe gösterip Türkiye’yi bir oldu bittiyle karşı karşıya bırakmış ve sıcak savaşa sürüklemiştir. Siyasal iktidar bu politikasından vazgeçmediği takdirde Türkiye’yi savaş haline göre yöneteceği açıktır. Böyle bir durumda da demokrasi ve insan hakları adına söylenebilecek hiçbir şey kalmamaktadır.
Türkiye ve dünya kamuoyunu bilhassa da insan hakları hareketi ve kurumlarını başlatılan bu savaşın büyümeden sona erdirilmesi ve sorunların diyalog ve müzakereyle çözme konusunda inisiyatif almaya ve harekete geçmeye davet ediyoruz. Savaşa karşı barışı savunuyoruz. İnadına barış diyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)