“Çok farklı bir çağ geliyor. Dijitalin, biyolojik olanın birlikte olduğu bir tekillik çağı geliyor. Bizim bu çağa hazırlanmamız lazım. Eğitim çocukları şimdiye uyandırmaktır.”
Bu cümleler, ME Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un, 8 Eylül 2018’de düzenlenen “2023’e doğru Türk Eğitim Sistemi Bulma Konferansı”ndaki konuşmasından..
“Anmaya gücüm yetseydi de konuşsaydım, ‘Kardeşler’ deseydim ‘Kardeşlerim! Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan.” Bu dizeler de İsmet Özel’e ait..
Şimdiye uyanan çocuklarımız açısından yaklaşmakta olanı 30 Temmuz 2018 tarihli tuzlu sularda “ENDÜSTRİ 4.0! YA EĞİTİM?” başlığı altında şöyle özetlemiştim..
18.YY: Buharlı makine. Mekanik üretim tesisleri.. Endüstri 1.0!
19.YY: Telgraf, telefon. Elektrik ve işbölümüne dayalı seri üretim.. Endüstri 2.0!
20.YY: Elektronik, bilgisayar. Üretim süreçlerinin otomasyonu.. Endüstri 3.0!
21.YY: Siber fiziksel sistemler akıllı fabrikalar. Nesnelerin interneti. Hücresel taşıma sistemi. Sanallaştırma. Endüstri 4.0!
Geçmişin verilerini toplayıp bugünün grafiğini çizerek geleceği yorumlayan Alvin Toffler; üç dalga kuramıyla özetliyor insanlık tarihini.. 1.Dalga; “avcı kabileden tarım toplumuna geçiş..” 2.Dalga; “tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş..” 3.Dalga; “sanayi sonrası bilgi çağı ya da bilgi toplumu..” Peki, ya sonra? Yanıtı Toffler’de: “Dördüncü dalga bilgisayar ve genetik birleşmesinden doğacak. Biyolojik mikroişlemciler yaptığımız anda.”
Ray Kurzweil, “İnsanlık 2.0” adlı kitabında, “dördüncü dalgayı” şöyle özetliyor: “21.yy’ın ilk yarısı, örtüşen üç devrimle tanımlanacak: Genetik, Nano teknoloji, Robotbilim.” (s. 295, Alfa Y. 2016)
Bu son dalga henüz tarımdan sanayiye geçiş dalgasını yakalayamamış toplumları teknolojik tusunami altında bırakabilir.. Bu halde boğulmamak için, kodlama teriminde özetlenen sanal gerçekliğin dilini konuşan toplumlardan olmak gerektiği açık..
Prof. Dr. G. Kazgan, Toffler’in Üçüncü Dalga adlı kitabındaki sunuş yazısında şöyle diyor: “Sanayi ötesine geçmeye çalışan toplumlarda tarih, hiç de tekerrürden ibaret değil. Bir tarihsel aşamadaki birikimlerin hazırladığı yeni bir aşamaya geçiş biçiminde, toplum kendi geleceğini şekillendirmeye çalışıyor. Oysa bizler için tarih tekerrürden ibaret olabiliyor. İkinci dalga uygarlığının bize uzanan etkilerini öngörmeden yaşadığımız gibi, şimdiden değişimi anlayıp önlem almazsak, üçüncü dalgayı da aynı biçimde yaşayabiliriz.” (s.13, Altın K. 1996)
Söz konusu üçüncü dalga ve sonrasına yönelik değişimi anlayıp ön almak amaçlı 2004, 2005 yıllarında, dönemin Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı, bugünün ME Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un mimarlığında eğitimde yeniden yapılanmaya gidilmişti..
Sayın Selçuk, söz konusu yapılanmayı şu cümlelerle özetlemişti.. “Günümüz dünyasında hızla değişen, ekonomik, sosyal, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakalamak ve anlayan, yorumlayan, sorgulayan, eleştiren, bilgi üreten, sorun çözen, bilimsel düşünen öğrencilerle bilgi çağı toplumunu eğitimle oluşturmak amaçlı öğretim programı geliştirildi, müfredat değiştirildi. Konu ve öğretmen merkezli bilgi ezberciliğine dayanan şartlandırmalı ve sonuç odaklı öğretimden, öğrenci merkezli, bilgiyi keşfetme ve yeniden oluşturmaya dayanan süreç odaklı öğrenmeyi öğreten sisteme geçildi.”
O süreçte bu sütunda değişimin özüne yönelik; “okulla gerçek yaşam arasındaki diyalektik bağın çok yönlü bilgi, beceri ve teknik uygulamalı bir eğitimle; politeknik eğitimle kurulabileceğini kanıtlayan Köy Enstitülü, deyim yerindeyse eğitimde 4.0’ı tanımlayan yapılanmaya atıfla” olumlu görüş bildirmiştim.. Ve fakat yine bu süreçte; “öğrencilerimizin ilgi, merak, heves, heyecan ve istekleri doğrultusunda mesleki, teknik ve genel liselerin ihtiyaca göre çoğaltılarak seçenek oluşturulması; beceri, yetenek ve yeterliklerine uygun yönlendirmelerle sınavsız yerleştirilebilmesi yönlü ölçme ve değerlendirme sistemine geçilmez ise, sınav odaklı, yarışmacı sistemin tekraren devam edeceğini dile getirmiştim..
Adı değişse de sonuçta değişmeyen ve öğrencilerimizi testmatik robotuna dönüştürerek şimdilerde uyutan sınav odaklı sistemin tekerrüründen hareketle, mizahın eleştirel enerjisinden de yararlanarak eğitimdeki 4.0’ı özetleyebiliriz diye düşünüyorum..
LGS’den OKS’ye geçiş. Eğitimde 1.0! OKS’den, SBS’ye geçiş. Eğitimde 2.0! SBS’den TEOG(SS)’ye geçiş. Eğitimde 3.0! TEOG(SS)’den LGS’ye geçiş. Eğitimde 4.0!
Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com