Klinik Psikolog Melisa Çinçin; “Depremin Çocuklar Üzerindeki Psikolojik Etkileri Hala Sürüyor!”
Yüzyılın felaketi olarak gösterilen 6 Şubat depreminin ardından, çocuklar üzerinde ki deprem travmalarına dikkat çeken Toprak Psikoloji ve Dil Konuşma Merkezi Klinik Psikoloğu Melisa Çinçin, yetişkinlerin çocukların deprem ile ilgili sorularına ‘somutlaştırılmış’ cevap vermesi gerektiğini açıkladı.
Yaraların Sarılmasında “Toprak Psikoloji ve Dil Konuşma Merkezi” Farkı
Hatay’da büyük bir yıkıma yol açan 6 Şubat depreminin ardından bölge halkına sunduğu psikolojik destek ile yaraların sarılmasında önemli bir görevi üstlenen Toprak Psikoloji ve Dil Konuşma Merkezi, depremin çocuklar üzerinde bıraktığı olumsuz etkilerin doğru adımlarla kolayca atlatılabilir olduğuna vurgu yaptı. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunup yetişkin bireylerin dikkat etmesi gereken hususlar hakkından önemli bilgiler veren Toprak Psikoloji ve Dil Konuşma Merkezi Klinik Psikolog Melisa Çinçin, yürütülen seanslarda depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen çocukların içerisinde karamsar duyguların ön plana çıktığını ve bu durumun ancak doğru yaklaşımlar ile yenilebilir olduğunu söyledi.
“Çocuklara Somutlaştırılmış Cevaplar Verin”
En önemli hususun çocukların deprem ile ilgili sorularına yetişkinlerin somutlaştırılmış cevaplar vermesi olduğunu ifade eden Uzman Psikolog Melisa Çinçin, çocuklara depremi hatırlatan unsurlardan uzak durulması gerektiğini kaydetti. Çocuklar da deprem travmasının nasıl tetiklendiğini ve bu gibi durumlarda alınması gereken önlemleri anlatan Çinçin, oyun ve resim yardımı ile deprem konusunun anlatılabilir olduğunu söyledi.
Çocuklarda Deprem Karamsarlığı…!
Klinik Psikolog Melisa Çinçin açıklamalarında; “Çocuklarda Deprem Yaşantısının Tetiklenmesi Kahramanmaraş depremi üzerinden yaklaşık 1 yıl geçse de yürüttüğümüz seanslarda çocuklar sıklıkla depremden, deprem sırasında neler yapacaklarından ve depremle ilgili terimlerden hala bahsetmektedirler. Bunun yanı sıra bazı çocuklar yaşadıkları bu zorlukları kolaylıkla dile getiremezler. Çocukların bu durumu dile getirip getirmemesi dışında başka bir ortam ve okulda bulunma, ev değişikliği, sevdiği kişilerin kaybı gibi durumlardan ötürü çocuklar hala karamsarlık ve umutsuzluk duygularıyla baş etmektedirler. Çocukların gelişimlerini sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmeleri için güvenlik ve rutinler son derece önemlidir. Deprem gibi bir doğal afetle karşı karşıya kalan çocukların güvenlik algısı sarsılmış ve rutinleri de çoğunlukla bozulmuştur.
Buna bağlı olarak da çocukların psikolojik sorunlar yaşaması çok olağandır. Bunlar davranış değişiklikleri, öfke problemleri, uyku sorunları, regresyon, dikkat dağınıklığı ve huzursuzluk gibi sorunlardır. Çocuklara deprem yaşantısını hatırlatan unsurlar çoğu zaman rahatsızlık vermektedir. Deprem günü yağan yağmur, şimşek çakması, gürültülü sesler gibi herkes tarafından hatırlanan unsurlar iken deprem öncesi alınan oyuncak, yenilen yemek, yapılan banyo, izlenilen film gibi spesifik hatırlatıcı unsurlar da bulunmaktadır. Örneğin, şiddetli yağan yağmurdan dolayı çocuk çabucak etkilenip önceden yaşadığı deprem travması tetiklenebilir. Bu durumda çocuk zihni bu olayı yaşanan travmayla ilişkilendirir.
Böyle bir durumda da çocuk anne-babayla yatmak ister, uyku düzeni bozulur veya yatak ıslatmaları başlayabilir. Tüm bu durumlar çocuğun kendini korumak amacıyla yaptığı mekanizmalardır. Yaşadığı korku ve kaygıyı çocuk zaman zaman bastırarak günlük akışı sekteye uğratabilir. Bu durumda önemli olan çocuğun yaşadığı zorluğu bastırmadan travmatik anının işlenmesi ve artık çocuğa rahatsızlık vermemesidir. Bu süreci kolaylaştıran ise çocuğun psikolojik destek almasıdır. Oyun terapisiyle çocukların duygu yönetimini sağlamak, acı veren yaşam olaylarını kabullenmek, travmatik anılara karşı duyarsızlaşma ve çocukta yarattığı inanışları düzeltmek gibi hedefler konulmaktadır” ifadelerine yer verdi. (Haber Merkezi)