Sanat Yazısı
Değerli Okurlarım, Cenab-ı Allah kullarına binlerce peygamber göndermiştir. Laf olsun diye değil, yüksek ahlakla yaşamayı, doğruluktan ayrılmamayı, aynı zamanda mümkün olduğunca çevremizdeki yoksulları gözetmek için…
Demek oluyor ki, güzel ahlaklı olmak, doğruluktan ayrılmamak insanların yaşamını olağanüstü yüceltiyor. Bunların artıları da vardır. Cimri Olmamak… Cömert olup da parasını sokağa atmaktan söz etmiyorum.
Cimriliğe takmış değilim ama onlarla bir arada olamam, arkadaş edinemem, en fazla Allah’ın selamını veririm o kadar. Cimriliği kanıtlamış insanlar kendilerini o kadar iyi tanıyorlar ki. Cimri insanlar durup dururken cimri olmazlar, aileden gelen önemli bir mirastır. Oldukça zengin olmalarına rağmen eğlence yerlerinde, spor sahalarında, hayır için oluşturulan ortamlarda bulunmazlar. Ceplerinden para çıkacak da ondan.
Cömert olmanın yanı sıra, bir de tutumlu olmak vardır ya, biraz sonra değineceğim. Zengin olduğu halde cimri olanların ve de bu davranışlarının kendi çocukları üzerindeki etkilerinden söz edeceğim.
Millet olarak okumayı fazla sevmeyiz ama yoksullara yardım için elimizden geleni yaparız. O yoksullukla büyüyen çocuklar hayata atıldıkların da, kendisi gibi yoksul büyüyen çocukları gözetirler. Ekonomin müsaitse yardımcı olursun, aksi seni kimse zorlayamaz.
Ancak, cimrilik bir hastalıktır, bunun ilacı da yoktur, çözümü de. Karı-koca zengindir, yastık altlarında paraları vardır, ne yerler ne de yedirirler. Bunlar iki kişilik yalnız insanlardır. Bunlar için kefenin cebi vardır…
Genel olarak cimri insanların çocuklar karşılıksız ve habersiz bir şeyler almaya özen gösterirler. Bunun adına hırsızlık diyorlar, Kasımpaşalı bu konuyu herkesten iyi bilir.
Efendim, cömert olmakla birlikte tutumlu olmak çok önemli bir özelliktir. Parasını çarçur etmeden, yerinde ve zamanında harcamasını bilenlerin toplumda bile yerleri bellidir.
Şuanda aklıma geldi, cimrilikler kesinleşmiş ailelerden kız alıp verilmemeli, sonu hüsran olur. Düğün günü başınıza iş açarlar. Hele hele, bir yere vermek zorunda olduğu parayı, etrafa öylesine gösterirler ki, dersiniz ki, dünyanın en cömert insanı… (gülüşmeler falan…)
Cimriliğe göbekten bağlı insanların çocukları genel olarak, davranış bozukluğu, kıskançlık, şiddet hep ön plana çıkar. Varlık içinde yokluk çekenlerin, böyle olumsuz ortam yaratanların itibarı da bildiğiniz gibidir.
Yaşamımda, çocuklarının istekleri karşısında ezilen üzülen çok ana-baba gördüm ama toplum onlara yardım elini uzattı, rahatlattı. Fakat cimrilere nedense kimseler yardım etmiyor, kirli paraları olduğundan.
Mümkün olduğunca çocuklarımızı cimriliğe değil de, tutumlu olmaya alıştıralım, onlara en büyük mirası bırakmış olursunuz…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Gönül Köşemden
Pahallı Yaşam, Bedava Ölüm
Değerli okurlarım, öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, nasıl anlatacağımı inanın bilemiyorum. Mevsimler aynı, ama kışımız biraz sert geçiyor. Güneş, ay, yıldızlar, dağlar, denizler aynı. Fakat yaşam eskisi gibi değil. Burada bir terslik var ya, nerede olduğunu bilemiyorum.
Fırıncı ekmeğin bayatını, kasapta etin bozulmuşunu veriyor. Doğal olarak evlerden şikayetler ayyuka çıkıyor. “Ne yapalım aldatıldık, özür dilerim” deyip konuyu kapatmaya özen gösteriyorum. Bildiğiniz gibi değil. Öyle olmuyor işte. Ekmek ısıtılıp yeniyor ama, bozuk et koku yapıyor. “Aldatıldım” ifadesini evdekiler yemiyor. Bunca yıldır kasaplarla berabersin neden dikkat etmedin diyorlar. Sonuna kadar haklılar.
Evet, PAHALI YAŞAM DİYORUZ. İstesek de, istemesek de bu pahalı yaşam alttan girip üstten çıkıyor. Yani birinin dediği gibi; Biz istesek n’olur falan! Terör insanlık dışı bir hadise ama bitmiyor. Bir türlü kökü kazınamıyor. Buna kader ilahi diyebilir miyiz sizce?
Hatırlayacağınız gibi, yıllar önce hızlı tren konusu gündeme gelmişti ve maalesef alt yapısız o hızlı trenlerde 38 vatandaşımız vefat etmişti. Akabinde yıldırım gibi birisi“Kader ilahi” derdi o nükteden şahıs.
İdam cezası çıksın mı? Çıkmasın mı? Çıksa n’olur. Çıkmasa n’olur? İnsanlıktan nasibini almamış o kişiler kafaya koymuş kendini patlatacak. Kendisi gebermiş hiç sorun değil. Habersiz masum insanlar, polislerimiz, askerlerimiz ya da tesadüfen oradan geçen masum insanlarımız hayalleriyle birlikte şehit oluyorlar.
Burada altını çizerek anlatmak istediğim şunlar olacaktır. Bu acımasız terör olaylarında; ölenlere mi yanalım? Geride kalanlar için mi gözyaşı dökelim? Terör olaylarında şehit olan insanlarımızın ne günahı olabilir ki? Hepsi de görevlerinin başında gencecik pırıl-pırıl evlatlarımız hayal ettikleri hiçbir şeyi yapamadan Hakkın rahmetine kavuştular.
Terörün amacı insanlara korku salmaktır. Geçici de olsa korkulu anlar yaşandı ama bundan daha vahimi insanlarımız kızgın, sinirli, yüreği karanlık. Geride kalanların yaşamı manen daha da zorlaştı. Geride kalan analar, babalar, eşler, sevgililer, çocuklar. Bu çocukların büyük bölümü babalarını tanımayacaklar. Zaten ülkemizde feryat etmeyen bir ocak kaldı mı ki?
Korkunun ölüme faydası yok. Dimdik ayakta duracağız. Terörmüş, bombaymış onlara teslim olmayacağız. Terör var diye evlerimize kapanmayalım sakın ha. Ülkemizin tapusu bizdedir. O faturayı İstiklal Savaşı vererek ödedik. Üstelik bizim ölümden korkmayacağımızı bütün dünya bilir. Bu karanlık günler, iyi günlerin habercisidir.
Muasır Medeniyet Seviyesine Ulaşmamız Fazla Uzak Değil!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Günün Nabzı
Yalancı Dünyadır…
Bazı insanlar ölümü düşünürken o kadar çok korkarlar, ürperirler ki anlatamam. Fazla günah işlemeden göçmek isterler. Bazıları da çok cüretkardır. “Dünyaya bir daha gelemeyeceğim, ne yaparsam iyidir” diyor.
Fiş döneminde tanıdığım bir bakkal vardı hocaydı. Başında takkeyle dolaşırdı. Müşterilerine aldıklarına karşılık fiş vermemek için ne kadar kandırmaca, yalan yanlış varsa hepsini söylerdi. Şimdi öbür tarafta. Onlar ve buradakiler Yüce Allah’a nasıl hesap verecekler, inanın ben bunu çok merak ediyorum. Buradakilere bakacağız…
Günün Sözü
Çok Sevilenler Alçak Gönüllüdür
Öcal’dan İnciler
Hayat Pazarında Veren Daha Karlıdır