Türkçe Öğretmeni Sevinç Çevik; “Okuyan İnsan Kendisinin Farkındadır, Okumayan İse Kendinden Bihaberdir”
14 Şubat Dünya Öykü Günü münasebetiyle İskenderun Halk Kütüphanesinde etkinlik düzenlendi. 2003 yılında 69. Uluslararası P.E.N. Dünya Kongresinde onaylanan 14 Şubat ‘Dünya Öykü Günü’ tüm dünyada edebiyatçılar tarafından olduğu gibi ülkemiz ve kentimizde de kutlanıyor.
İskenderun Halk Kütüphanesinde düzenlenen etkinlikte ise, Türkçe Öğretmeni Sevinç Çevik, günün anlam ve öneminden söz etti.
Bu kutlamanın, öykünün ve insanın doğasına çok yakıştığını ifade eden Çevik; “Dünya barışı, evrensel adalet anlayışı, paylaşımcı dünya görüşü dinamizmini yaşanan öykülerin anlaşılır ve aktarılır olmasıyla kazanıyor. Bu yüzden, “insan”ı dünyaya ve insanlara, geçmişe ve geleceğe açan öyküyü dünyanın dört bir yanında, 14 Şubat “Dünya Sevgi(liler) Günü”nde, “Dünya Öykü Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu kutlama, öykünün ve insanın doğasına çok yakışmaktadır.
Türk yazar Sait Faik’in dediği gibi, ‘Bir insanı sevmekle başlar her şey.’ Ve, bütün insanlarla paylaştıkça anlam kazanır. Böylece, öykü, dünyanın dört bir köşesinde, aynı günde, daha geniş kitlelere sesini duyurabilmekte, insanlar arası iletişimi edebi boyutuyla ortaya koyabilmekte, İnsanlar arası farklılıkların ayırıcı değil, bütünleştirici özelliğine dikkat çekebilmektedir” dedi.
Kitapların tadına varamamış bir nesil yetiştirildiğini savunan Çevik; “İnsanların kendilerini ifade etme aracı olarak kullandığı dili yaratıcı bir etkinliğe dönüştürmesinin bin bir yolunu sergileyebildiği gibi canlı bir edebiyat ortamını yaratabilmektedir. Kitap, ihtiyaç listelerinin ve kitap okuma oranlarının kitap satışlarıyla orantılanarak belirlendiğini varsayarak ülkemiz için biraz acımasız bir araştırma sonucu saptandığını söyleyebiliriz. Lakin TV izleme oranı ve kitap seçimlerinin rasgele olması konusunda pek iyimser olduğum söylenemez. Çünkü kitap okuma alışkanlığı kazanılmış, kitapların tadına varamamış bir nesil yetiştiriyoruz. Böyle bir nesil popüler kültürün dayatmalarıyla da birleştiğinde ‘okuma zevki’ diye bir unsurla karşılaşmamız kalmıyor ne yazık ki” şeklinde konuştu.
Arz-talep nedeniyle niteliksiz kitapların rafları doldurduğunu kaydeden Çevik; “Kitaplar konusunda fikri ve seçikliği olmayan bir kitle ise bu eksiklikten faydalanmak isteyenlerin açık pazarı haline gelmesinde kolaylaşıyor ve kitapçıların rafları niteliksiz kitaplarla dolup taşıyor. Sonuçta bu bir arz-talep meselesi… İnsanlar kaliteli eser talep ederse kaliteli olanlar sunulur. Tam tersi durumda günümüzde olduğu gibi görülmektedir. Ne yazık ki giderek daha da yaygınlaşmaktadır bu durum. ‘Neden kitap okumalıyız?’ sorusunun cevabını toparlarsak diğer canlılardan bizi ayıran zihnimizi geliştirmesinin yanı sıra bir de eğlence yönü var. Kitapları, yalnız kaldığımız da yanımıza bir dost almış gibi hissederiz. Bazen hiç bilmediğimiz dünyalara kitaplar sayesinde ulaşırız” diye konuştu.
Kitap okuyan ile okumayan arasındaki farkların da altını çizen Çevik; “Kitap okuyanların söz dağarcığı geniştir. Kitap okuyanlar; anadiline hakimiyet konusunda başarılıdır. Kitap okuyanların hayal gücü daha geniş ve zihinleri daha berraktır. Kitap okuyanların konuşmaları daha anlaşılır ve doludur. Kitap okuyanların yaşama bakış açıları daha insancıl ve evrenseldir. Kitap okuyanlar geniş bir bilgi hazinesine sahiptir. Okuyan insan, evrende var oluşunun ve varlığının nedenini sorgulayarak kendisine ulaşabilir ve kendisini tanır. Kendisini keşfeden insan içinde geriye kalan her şey çocuk oyuncağıdır. Üstesinden gelemeyeceği hiç bir mesele kalmaz. İşin özü okuyan insan, kendisinin farkındadır, okumayan ise kendinden bihaberdir” şeklinde değerlendirmelerde bulundu. (Haber: Meral SADREDİN)