Geçtiğimiz hafta içerisinde katıldığı sohbet programında filtre sektörüne yönelik açıklamalarda bulunan Osmaniye Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Ferra Filtre Sanayi ve Ticaret A.Ş Genel Koordinatörü Can Teymur, filtre sektörünün 1967 yılında İskenderun’da Azrak Ailesinin girişimleri sonucu faaliyete başladığını söyledi.
Filtre sektörünün bu bölgede kurulmuş çok önemli bir sektör olduğunu da ifade eden Teymur, girişimci Azrak Ailesi tarafından 15-20 kişilik çalışanla 1967 yılında kurulan filtre atölyesinde kendisinin 17 yaşında çalışmaya başladığını aktardı. Teymur; “Azrak Ailesi burada yedek parça ticareti ile iştigal eden bir aile idi. Yedek parça ticaretinin yanı sıra kereste ticareti ile iştigal ediyorlardı. Kereste ticareti o dönemlerde çok önemliydi, bugünkü fabrikasyon sistemler yoktu, el yordamıyla mobilyalar yapılıyordu. Büyük bir hızarları vardı ve kereste ticaret yapıyorlardı. 1967 yılında da filtre fabrikası faaliyete girdi. Fabrika diyoruz ama iki tane hangardan oluşmuş 15-20 kişinin çalıştığı bir atölye idi. 2 press, 2 delgi makinesi, 2 silindir, çok iptidai makine ve teçhizatla üretime başladık. Zamanla yıl içerisinde geliştirildi, akabinde 1968’de çalışan sayısı 200’e çıktı. Azraklar aynı zamanda Koç Grubunun ford kamyonlarının Hatay bayisiydi ve 1968’de Vehbi Koç çalışmalarından ötürü Azraklara teşekkür etmek için İskenderun’a gelmişti” dedi.
Vehbi Koç gelişi ile ilgili güzel bir anısını da anlatan Teymur, buzdolabı isminin 60’lı yıllarda İskenderun’da üretilen ‘Buz’ dolaplarından geldiğini de savunarak; “Vehbi Bey’e filtre üretimi yapılan fabrika gezdirildi. Fabrikayı kurduğumuz yerde, kereste ticareti yapılan zamandan kalma kereste hızarları da vardı, filtre imalatı gelince kereste ticaretini bırakmışlardı. Azrak’lar filtre işine girmeden önce farklı bir üretim yapıyorlardı. Buzdolabı üretiyorlardı. 1962-1963 yıllarında buzdolabı üretiyorlardı İskenderun’da, 1 metre 20 santim yüksekliğinde 60 santim genişliğinde buzdolabı üretiyorlardı. Kereste atölyelerinden hızarda biçtikleri keresteyle dış kasasını yapıp, içine de eski adıyla tutya dediğimiz galvanizli sacla izole ediyorlardı. Sacla kereste arasına hızardan çıkan talaşları yalıtım olarak sıkıştırıyorlardı. Böyle bir üretim vardı. Buzdolabı, bir kalıp buzla çalışıyordu. Kalıp buzu alıyorsunuz içine yerleştiriyorsunuz, o 25-30 saat soğutma yapıyordu. Buz eridikçe arkadan bir hortum takılmış o suyu tahliye ediyordu. Kalıp eriyince bir daha yeni kalıp koyuyordunuz. Vehbi bey gelince satılmamış elde kalan birkaç dolabı gördü. Edmon Azrak Bey dolapların nasıl üretildiğini ne işe yaradıklarını anlattı ve isimlerinin de ‘buzdolabı’ olduğunu söyledi. Vehbi Bey’in çok ilgisini çekti. Arçelik 60’lı yıllarda Devlet Malzeme ofisine metal büro malzemeleri yapan, üreten ve satan bir kuruluş olarak Koç grubunda faaliyetine girmişti, buzdolabı ile ilgili hiçbir üretimleri yoktu. O tarihlerde Arçelik buzdolabı ismi bizim naçizane bahsettiğimiz basit buzdolabından kaynaklandı diye düşünüyorum. Vehbi Bey orada herhangi bir yorumda bulunmadı ama ‘buzdolabı’ ona bir ilham oldu. Arçelik buzdolabı adıyla yayıldı. Aslında ismi soğutucu, buzla alakası yok. Bizim buzdolaplarımızın ismi esin kaynağı oldu diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
O dönemlerde filtreyi araca takan tamirci dışında, filtreyi kimsenin bilmediğini hatırlatan Teymur; “Filtre işinde sonraki yıllarda Türkiye’de otomotiv sanayinin de gelişmesi ile çok ciddi gelişmeler oldu. Bölgemizde Fil Filtre ile filtre sektörü başlamış oldu. Daha sonra diğerleri kuruldu. Bu sektör şimdi baktığımız zaman özellikle bölgemizde binlerce insanımızın istihdam gördüğü çok önemli bir sektör oldu.
Sektör sadece kendi içinde üretim yapmıyor, yaklaşık 70-80 ülkeye ihracat yapmaktayız. Bu ürün daha önce yurtdışından ithal ediliyordu, hem ciddi bir döviz tasarrufu sağlandı hem de büyük bir istihdam imkanı yaratıldı. Öte yandan teknolojiyi alıp getirip yerleştirdiğiniz zaman insan gücünden çok ciddi bir tasarruf sağlamak zorunda kalıyorsunuz. Yani insanlarımıza iş imkanı orada daralıyor. Teknolojik imkanlar robot sistemleri devreye aldığımız zaman pahalı bir sistem olsa da bu sefer istihdam çok ciddi kayıplara maruz kalıyor. Dilerim ki istihdamı da yok etmeyecek sistemler ülkemizde devam eder.
Hatay’da şu anda onun üzerinde filtre fabrikası var. İskenderun Türkiye’nin % 60’ına tekabül eden talebi karşılayacak üretim yapabiliyor. Kapasitenin % 40’ı da yurt dışına ithal ediliyor. Daha da yatırıma ihtiyaç var” şeklinde konuştu.
Teymur, üretimi yapılan elektrikli arabaların filtre sektörüne bir tehdit olduğunu da ifade etti. (Haber: Helga TERBİYELİ)