Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Geçen yıl Pazartesi günü idi, bu yıl Salı günü, belki gelecek yıl Çarşamba olacak. 23 Temmuz, yani bizim doğum günümüz. Geçen yıl kutlamalarda yoktum bu yılda uzaklardayım. Ancak kesinlikle aklım fikrim orada her zamanki gibi… Üstelik bu yıl gazetemizde onuncu yılımı doldurmuş olmanın haklı guru ile dopdoluyum. On yıl dile kolay dolu, dolu bir on yıl dün gibi! Sevgili İskenderun Gazetesi babamız ve imtiyaz sahibi Rızkullah Bey ile konuşmuştuk ufak bir kutlamada biz yapalım diye. Ancak yine ben deninizin uzaklarda olmam dolayısı ile bu düşüncede askıya alındı. Dönüşte yeniden düşünürüz zahar?
Ve sevgili okuyucularım bu sabah şiddetli bir rüzgar var Gazipaşa’da, gecen yılda aynı gün aynı rüzgarlar esiyordu dikkat ediyorum doğa yıllık planını hiç değiştirmeden uyguluyor. Evde ve etrafta derin bir sessizlik var. Yalnızca rüzgâr palmiye ağaçlarını ve diğer bütün ağaçları şiddetle yoluyor ya, işte o yolunmanın hışırtı ve mırıltısından çıkan sesler ve kızgın güneş altında uzayıp giden seraların uçan tentelerinden gelen inlemeye ya da kocaman bir kuşun kanat çırpmasını andıran sesleri. Zaten Gazipaşa’da bir sürü ses var aslında, en sessiz olduğunu sanmadığınız zamanda bile. Şimdi yalnızca rüzgârın ve seraların sesi var diyordum oysa azıcık kulak kabarttım bir sürü ağaç börtü böceğinin de sesi gelmeye başladı kulağıma. Denizin huzuru bozuk, kabarmış hindi gibi laciverde dönmüş rengi ancak rüzgârın yönü dolayısı ile bize ondan her hangi bir ses gelmiyor.
Ve sesleri bir dinlemeye başladınız mı artık duymadığınız şey kalmaz. En derin en gizli fısıltıları bile duyabilirsiniz. Ve aynen geçen yıl yaptığım gibi bu yılda balkonda oturmuş yazıyorum. Panjurlar yarıya kadar kapalı. Rüzgar sol taraftan esiyor. Balkon sağ tarafa düştüğü için rüzgâr almıyor güneşte öğleden sonra buraya uğrayacak bu yüzden bu saatte balkonda yazı yazmak iyi oluyor. Hem her taraf kapalı iken bunalmıyorsunuz hem de doğayla baş başa olabiliyorsunuz. İşte bu dingin anlar hayatımın sayılı güzel günlerini oluşturuyor.
Ve doğum günümüz Temmuz’da… Yazın en sıcak aylarından birinde, doğum yapmak zor olmalı. Bizim komşunun dün bebeği oldu. Kadıncağız sıcaktan oflayıp pufluyordu ve sonunda doğurdu nur topu gibi bir bebek. Her doğum, bir başlangıç, bilinmeyene doğru bir yolculuk… Bütün doğumların bir amacı ve yaşam süresi var. Dünyada, canlı, cansız her şeyin bir kaderi olduğuna inandığımız gibi… Her alınan soluğun bir öncekinin benzeri olmadığı gibi…
Doğum, umut ve sevinçtir hediyedir yaratandan, her zaman böyle mi olur bilinmez!! Fakat beklentiler bu yönde gelişir hayat bulur. Biz İskenderun Gazetesi olarak bundan tam 68 yıl önce bugün yani yazın en sıcak ayının, en sıcak günlerinden birinde 23 Temmuz’da İskenderun Gazetesi doğmuş. Bir soluk bir kulak bir ses olmak için. Doğuran ve adım atarak yürümesini sağlayan ilk ailesini rahmetle anıyoruz, biz onu hazır bulduk. Bu günlere gelişimiz onların attıkları sağlam temeller sayesinde oldu. Biz o temellerin üzerine inşaatımızı yapmaya devam ediyoruz 68 yıldan bu yana. Her an gelişip yenilenerek. Bizden sonrakilerde bizim yolumuzdan gitmeye devam edeceklerdir kuşkusuz! Biz sese ses, kulağa kulak, soluğa soluk, ekleyerek büyüttük ve olgunlaştırdık. Bizde onunla olgunlaştık yaşımız 60’ı geçti ama biz yaşlanmadık. Çünkü biz yaşımız ne olursa olsun her zaman genç kalmayı bildik ve biz her zamanın gençleriyiz. Yani Biz İskenderun Gazetesiyiz.
Ne yazık ki bu yıl da kutlamalar da bulunamıyorum. Önceki yıl heyecanımız çoktu ve telaşımız vardı. Gazetemizin ve gazetemizin imtiyaz sahibi, çekirdekten yetişme sevgili ve değerli büyüğümüz Rızkullah beyin İskenderun Gazetesinde 60 yıl belgeselini hazırlıyorduk İlyas ile. Ve bir taraftarda bir devin hastalığı (dedemiz rahmetle anıyorum) ile uğraşıyorduk. Tam bizim doğum günümüzde o güzel insanı yitirmiştik. Doğum ve ölüm aynı güne gelmişti. Hem doğum sevinci hem de ölüm acısı çekmek vardı kaderimizde o sıcak günlerde. Ve bu yılda aynen öyle oldu. Gazetemizin doğum gününü kutlarken Selinciğin yeni doğan bebeğinin de sevincini yaşıyoruz. Ancak hala yine yoğun bakımda ölümle savaşan diğer genç annenin telaşı ve ne yazık ki korkulu bekleyişi içindeyiz. Ama hayat bu işte… Her şey iç içe…
Gazetemiz büyüdü ve bu güne geldi çünkü sağlam temeller üzerine inşa edilmiş demiştik… Bu temeller, doğruluk, dürüstlük, açıklık ve özgürlükçü, ön yargısız, kayırmayan haklının yanında, haksızın karşısında olmayı ilke edinmiş temellerdir, bunlardan asla ödün vermedik. Bu temeller, birer özellik değildir kesinlikle. Olması gerekenin ta kendisidir. Bir binanın sağlam olması için gereken malzemenin çalınmadan kullanılması nasıl bir özellik değilse, sağlam ve kalıcı olmak bakımından gerekli hatta zorunlu ise bizim de bu ilkeler doğrultusunda olmamız olması gerekenin ta kendisidir. Ve bizler bu ilkeler doğrultusunda çalışmanın ayrıcalığını yaşayan bir ailenin fertleriyiz.
Bugün doğum günümüz her yıl yeniden doğmak ve doğurmak için yaşarız. Varlığımızın kutsal nedenlerinden biri de elimizdeki meşaleyi, genç, dinamik, doğruluk ve dürüstlükten ödün vermeyen Atatürk gençliğine teslim etmektir. Aynen bizim teslim aldığımız gibi, İyi ki doğdun İSKENDERUN GAZETESİ… Sen bütün aile fertlerimin Hatay’ın aslında ait olduğu ve Atatürk’ün kişisel davam dediği Anavatana kavuşması için çalıştığı ve sonunda kavuştuğu yıldan tam 8 yıl sonra okuyucuların ile buluştun. İlk ses, ilk kulak oldun ve biz bu kavuşmanın heyecanı ve haklı gururu ile iyi ki doğdun diyoruz. Doğdun ve birçok doğuma neden oldun, senden sonra geldi değişik sesler ve değişik kulaklar ve değişik soluklar… Dilerim sonsuza dek soluğumuz kesilmesin, doğruluk ve dürüstlük üzerine kurulmuş, haklının yanında, haksızın karşısında ön yargısız, yaşamımız süregelsin.
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN
SEVGİLİ İSKENDERUN GAZETESİ…
Ve sevgili okuyucularım başta gazetemiz imtiyaz sahibi tam 68 yıldan beri bu işi yapan hiç yüksünmende değerli insan Rızkullah baba, sevgili kalem ve yol arkadaşı Semir Bağırsakçı büyüğümüz ve diğer bütün aile fertlerinin doğum gününü kutluyorum ve tabiî ki bu ailenin bir ferdi olarak kendi, doğum günümü de kutluyorum. Çok zaman bugün çekilen aile fotoğrafında boy göstermesem de ama sevgili İlyas lütfen orda olduğumu biliyorsunuz bu fotoğrafa beni de ışınla şu ya da bu şekilde kardeşim.
Ve güneş balkona gelmeye başladı rüzgarın hışırtısı yine bütün sesleri susturdu. Ve ben deniz yazımı bağlamak durumundayım, sağlık, sevgi, birlik ve beraberlik içinde her zaman birlikte kalalım diyorum. Yase