Değerli okurlarım, son olarak ‘Futbol Aşkından’ ve ‘Şaibesiz Futbol’dan bahsetmiştik, şimdi kaldığımız yerden devam edeceğiz. Konumuz futbolun kirli yüzü!
Hiç olmazsa, güzel futbolu sömürerek şan, şöhret, bazen de para kazanmayı planlayanlara bir gözdağı olmalıdır. Pastanın kremasına saldıranlar, bu oyun sayesinde kara paralarını aklayanlar, bu sayede bir kuruş vergi vermeden ülkemizin güçlü ve itibarlı olmayı planlayanlar, tehditle futbolcuların alacaklarından vazgeçirenler, ortalıkta mafya gibi dolaşanlar, hakka hukuka riayet etmeyenler, adam gibi gözükenler uzun yıllar böyle şeylere bir daha teşebbüs edemezler diye düşünüyorum.
Taraf tutmadan, hangi kulüp, hangi şahıs olursa olsu, futbola olan inancımız, arada bir atçı depremler geçiriyordu ama bir Tsunami beklenmiyordu doğrusu. Bu badireyi atlattıktan sonra, sarsılan inancımız muhtemelen eski sağlığına kavuşabilir.
Aksi halde, yargı ve TFF “Şakaymış, biz de şakalaştık” derlerse, işte o zaman Türk futbolu ebediyen çöker. “Yaptığımız yanımıza kalıyor” diyenler kuyruğa girerler. Şu takım ya da bu takım küme düşürülmüş, şu kişiler mahkûm olmuş, makalemizin konusu değil. Suçlular cezalarını çektiler, çekeceklerdir şüphesiz. Bizim endişemiz, Türk futbolunun TFF’nin küme düşmemesidir…
Şu Tsunami’vari operasyon öyle bir zamanda gündem oluşturdu ki, hiç kimse ne yargının, ne de TFF’nin yerinde olmak istemez. Anlaşıldığı kadarıyla, savcılığın yürüttüğü bu şike soruşturması öyle sıradan bir hadise, sıradan bir soruşturma değildi. Ergenekon’muş, Balyoz’muş, bunlar daha hafif kalıyor.
Bir vitrin var ve önünde bir büyük kulübümüz ve başkanı var. Bunlardan başka-başka kulüpler ve kişiler. Hacılardan hocalardan icazet isteyenler de bulunmakta. Olayın patlak verdiği günden beri hangi toplumda bulunursam bulunayım bana hep aynı sorular soruluyor…
“- Öcal Hocam sonuç sizce ne olur?”
Bu arkadaşlarıma bildiklerimi söylüyordum ama bu arada anlayamadığım bazı gelişmeler vardı. Yargı suçlu bulmadan kimseye suçlu denilemez. Buna rağmen idam sehpasını hazırlayan karşıt fanatikler var. Sporda bu kadar düşmanlık olur mu?
Türk futbolu adına işlenmiş bir suç varsa, cüce futbolumuz lekelendiyse gereği yapılır. Halis duygularla, sesleri kısılıncaya kadar takımlarını destekleyen cefakâr ve vefakâr taraftarlar, spor ahlakı için suçluların cezalandırılmasını herkes gibi biz de isteriz.
Yargı kararı anlatacağım konuları belki etkilemeyebilir. Fakat TFF bir karar vermek zorunda ama bu makalemizde cezalarla ilgili görüşlerimizi yazmayacağımızı söylemiştim. Söylemiştim ama TFF’nin vitrinin önündeki kulüplere ve şahıslara teşekkür etmeyecekti. Bu da kesin!
