Değerli okurlarım, Türk futbolu büyük bir kaos yaşamıştı ve yaşamaya devam ediyor. Hepinizin malumu olan “şike” olayının olumsuzluklarını uzun zaman yaşadık.
Sonuç ne olduysa oldu, bugün sizlerle şike sözcüğünü telaffuz etmeden, hiç kimsenin nasırına basmadan, kimseleri suçlamadan, her zaman olduğu gibi bitaraf bir gözlemci ve yarım asırlık bir gazeteci- yazar olarak, bu olayın futbolumuzu, bazı kurum ve kuruluşları, spor kamuoyunu nasıl etkileyeceği hakkında görüşlerimi sunacağım. Sizlerle biraz dertleşeceğim.
Öncelikle ve ivedilikle, şu ifadeyi kullanmadan da geçemeyeceğim. Önceliği Galatasaray olan bir futbol aşığıyım. Takımlar yeşil zemin üzerinde yerini alıp, meşin yuvarlak hakemin oluruyla tekmelenmeye başlandıktan sonra, içimdeki tüm art niyeti, kuşkuları, acabaları, komplo teorilerini, bir tarafa bırakan ve hatta unutan milyarlarca futbolsever içinde yer alıyorum.
Ancak, böylesine ciddi olaylar patlak verdiğinde ya da akabinde, bazı çokbilmiş, işgüzar gazeteciler ne diyorlar biliyor musunuz? “Biz söylemiştik!” “Biz zamanında çok söyledik!”
Oysa onlara göre söylediklerinin, ne yazısı var, ne kaseti var, ne de falan filan. Havanda su dövdüklerini kendileri de çok iyi biliyorlar. Peki, biz ne diyoruz? Şike, doping, teşvik primi konularını her yıl en az birer kez ve bu köşede okurlara sunuyoruz. Hiç kimse “Yok canım” bile diyemez. Diyenlere, arşivden çıkarır geçmiş sayılarımızı tekrar yayınlarız.
Millet olarak krizlerin tiryakisiyiz, buna öylesine alışmışız ki eğriyi doğruyu öğrenmeden, ortada bir şey olsa da olmasa da, rakiplerimize atfen “Biz de Sizin Mazinizi Biliriz” şeklinde suçlamalarda bulunuruz. Ne kadar yanlış, ne kadar hatalı bir yaklaşım!
Sanki suç ortağı aranıyormuşçasına oraya buraya saldırırız, şiddet kullanmaya kalkarız. Bu türden yaklaşımlar, bir yerde o suçu veya hatayı kabullenmekten başka bir şey değildir.
Yargı 20- 30 kişi arasından gerçek suçluları ayıklayacaktır. Bu onun asli görevidir. Fakat şikeye adı karışan futbol takımlarına verilecek ceza da TFF’nin görevidir.
Biz tansiyonu yükseltmemek için konuya doğrudan girmiyorsak bunun bir nedeni vardır elbette. Hani şu mafya bağlantıları, şikeler, komisyonlar, komisyoncular ve burunlarından kıl aldırmayan o hatırlı babayiğitler konusunda, her sporsever gibi bizim de bir fikrimiz var tabiî ki! Futbol sevgimizi, ona olan aşkımızı sürdürebilmemiz için yürekli davranmamız gerekiyor.
“Bu Günahtan, Bu Suçtan Hepimiz Sorumluyuz!” Yargı huzuruna çıkıp suçlanıncaya kadar, herkes suçsuzdur ve de herkesin sessiz kalması gerekmiyor mu? Biz öyle yapmıyoruz. Yargıyı ya da karara yetkili kurumu muhtemelen etkilemek için televizyon kanallarında herkes boy gösteriyor. Konuyu öyle bir hale getiriyorlar ki, şakacının biri bir balon patlattı, herkes de buna inandı.
Yargının da, TFF’nin de, ‘Şakaymış, unutalım ve önümüze bakalım’ diyeceklerini bekleyenler de yanılgı içindeler.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA