Bombalı Terör Saldırıları, Saldırı Dökümleri ve Sorular…

0
72

Ülke olarak zor günler geçiriyoruz. Çok geriye gitmeden içinde bulunduğumuz 2016 Aralık ayına bakalım. 10 Aralık 2016 Beşiktaş bombalı terör saldırısında 36’sı polis, 8’i sivil 44 kişiyi kaybettik. 155’de yaralımız var. 17 Aralık 2016 Kayseri bombalı saldırısında da 13 askerimiz şehit oldu, 48’de yaralımız var. Şehit olanlara, yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun…

*Bunlar Olması Gereken Ortak Tepkilerdir

Ülke ve millet olarak güçlüyüz. Yıkılmayacağız, bölünmeyeceğiz. Gerek bölücü terör örgütü, gerek FETÖ, gerek IŞİD gerekse de diğer sol terör örgütlerini tasvip etmek asla mümkün değil. Terör ister soldan isterse sağdan gelsin kabul edilemez bir durumdur. Ben de bir ülke yaşayanı olarak teröre karşıyım ve terör saldırılarını kınıyorum. Vatandaşlar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, devlet ve hükümet yetkilileri olarak, her tür terörü kınıyor ve teröre bir şekilde tepki veriyoruz.

Ellerimizde Türk bayrakları ile caddelerde yürüyor, alanları doldurup “Şehitler ölmez, Vatan Bölünmez” diye haykırıyoruz. Devlet ve hükümet yetkililerimiz her hain saldırı sonrası “Misliyle karşılık verilecek. Devletimiz güçlüdür.  Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak. Gün birlik ve beraberlik günüdür” diyorlar. Elbette bunlar olması gereken ortak tepkiler, topluma ve millete moral aşılamak adına yapılması gereken açıklamalardır. Peki, bu tür tepkilerimiz, yürüyüşlerimiz, kınamalarımız ve diğer söylemlerimiz terörü önlüyor mu? Maalesef önlemiyor…

*Temmuz ve Eylül 2016 Hariç, Her Ay En Az Bir Bombalı Saldırı Oldu

Daha önce gerek kendi köşemde gerek sosyal medyadaki Zaman Tünelim’de (sayfamda) birkaç kez hain ve kalleş saldırıların dökümünü vermiş, Ocak 2016 başından beri Temmuz ve Eylül ayları hariç, her ay en az bir bombalı saldırı bazı aylar iki hatta üç saldırının gerçekleştirildiğini ifade etmiştim. Saldırı dökümüne baktığınız da hainlerin verdiği mesaj açık olarak görülüyor. Temenni etmiyorum ama verilen mesaj “Her ay en az bir bombalı saldırının” olacağına işaret ediyor. 2017 yılına girmemizde pek bir şey değiştirmeyecek gibi görünüyor. Peki ne yapmak gerek?

medyatik-bakis10

*Tonlarca Patlayıcı Sebze Taşınır Gibi Taşınıyor

Çalıntı ve bombalı yüklü bir araç, Urfa’dan Diyarbakır’a, oradan Diyarbakır’ın bir ilçesine, sonra da Malatya üzerinden Kayseri’ye ulaşıyorsa, güvenlik açısından çok ciddi sıkıntılarımız var demektir. Urfa, Diyarbakır ve Malatya gibi üç ilden geçen hainlerin otomobili, dördüncü il Kayseri’de patlatılıyor.

Diyarbakır-Kayseri arası 564 km. Hainler 564 kilometre yolu aşıp kalleş eylemlerini gerçekleştirebiliyorlar. Tonlarca patlayıcı, oradan oraya sebze, meyve taşınır gibi kilometrelerce taşınabiliyor. Yol denetimlerinde kayda değer bir eksikliğimiz olduğu görülüyor.

O halde yol denetimleri daha kapsamlı yapılmalı, bildik denetim noktaları haricinde, hainlerin göremeyeceği hakim noktalardan, şüpheli araç izi sürülüp, acil plaka sorgulamaları yapılmalıdır.  Yine ciddi ağırlıktaki patlayıcılar nereden ve nasıl geliyor? Veya ham maddesi temin edilip nerelerde imal ediliyor? Bunlar araştırılıp bulunmalı, ucu nereye gidiyorsa oraya kadar gidilmelidir…

*Çalıntı Otolara Sırdan Bir Vaka Gibi Bakmak

Hadi diyelim Açılım Süreci’nde hainler, ilçelerimiz ve illerimiz patlayıcılarla dolduruldu. Peki bunların bulundukları yerler, depolar ya da mağaralar neden hala bulunmaz? Neden çok kapsamlı bir istihbarat elde edilip, tonlarca patlatıcı şehir şehir, il il aranmaz ve bulunmaz?  Çalıntı otolara, sıradan birer vaka gibi bakmak yerine neden çalıntı otolardan iz sürülüp otomobile bomba yüklenmeden araçlar bulunmaz? Beştepe’de ağırlanan, muhtarlar neden bir gün mahallesindeki, köyündeki patlayıcı dolu depoyu ya da bir evi bulmaz, bulamaz?  Neden patlayıcı yapımında kullanılan malzemeleri imal eden ya da satan yerler ve onların çalışanları çok daha sıkı denetlenmez? Askerin çarşı iznini, hangi otobüslerle, hangi güzergâhtan geçeceğini, hangi trafik lambasında duracağını bilmek adına, buna yönelik keşif ve istihbarat çalışması yapan hainlere karşı, neden karşı bir hamleyle çok önceden önleyici takip ve istihbarat yapılmaz ya da yapamıyoruz? İntihar saldırıları düzenleyen, patlayıcı yelekleri giyen bay ve bayan teröristler, günlerce keşif yaparken neden fark edilmez ve yakalanamazlar?

*Sıralı ve Sitemli Hain Saldırılar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, son saldırılar sonrası, terörün çeşitlerini biz millete anlatıyor. Sayın bakan bunları bize anlatmasın. Zaten bire birçok acı bir biçimde yaşıyoruz. Bunları bizlere anlatacağına, çok daha sıkı önlemlerle, terörü olabildiğince önlesin. Önleyemiyorsa, sitemli ve sıralı hain saldırılardan dolayı bir sorumluk gösterip, istifa etmek gibi bir davranışı göstersin…

*Gözle Görülen Eksiklerimizi Gidermeliyiz

Sona gelirsem. Birlik ve beraberliğimizi sürdürürken, terörle, bölücülerle, daha iyi mücadele edebilmek adına noksanlarımızı da görmek durumundayız. Her yanı tozpembe gösterirsek yine temenni etmiyorum ama her bir köşe, barut, kan, parçalanmış uzuvlar ve yaşamını yitiren insanlarla dolar. Gözle görülen pek çok eksiğimizi hızla gidermeliyiz. Sıralı giden patlama listeleri üzerine, devlet ve hükümet yetkilileri başta olmak üzere çok ciddi kafa yormalıyız. Çuvaldızı kendimize batırmasını bilmez isek sadece kendimizi kandırırız. Aslında güvenlik anlamında sorulacak pek çok soru var ama şimdilik onlara değinmeyeceğim. Bugün ülkemizin bir numaralı sorunu terör, sonra da ekonomidir. Milletçe, devlet ve ülke yönetenlerince, öncelikleri görmeli ve onlara yönelmeliyiz…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here