Bizden Habersiz

0
57

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Eylül geldi bile. Ben denizden habersiz! Tuhaf yaz, yeni başlıyor sanıyorum oysa. Yeni sıcaklaşıyor, yeni terliyor, yeni denize giriyoruz gibi. Zamanı mekânı kaybettim sanki ve bu yüzden tatile yeni çıkıyorum yarından sonra. Oysa iki aydan beri tatildeyim. Ama tatili yaşayan ben değilim. Hayatım bensiz yalnız çıkmış gibi tatile. Zaten bu yıl hep hayatım yaşadı her şeyi benden habersiz. Ağız tadımdan, uykumdan, neşemden, hüzün ve bütün düşüncelerimden ırakta.

& & & & & &

Dünya kan revan içinde herkes birbirini tehdit ediyor: Tehditler kuru sıkı mı? Hiç sanmıyorum. Ve huzursuz olan huzursuz eder. Bu bir etki tepki meselesi. Ve komşularımız kan revan içinde ve bundan kısmen bizi  sorumlu tutuyorlarsa ve bizi tehdit edebiliyorlarsa vatandaşlarının yarısından çoğuna ev sahipliği yapıyor olsak ta ve bu tehditlerden dolayı şahsen kayıtsız kalmamız olası değil çok ama çok endişeli ve gerginiz doğrusu.

Ve dünya barış günü kutlanıyor. Ve dünya barış günü kutlanıyor savaş rüzgârları eserken kan gövdeyi sürüklerken… Herkes konuşuyor ama herkes konuşurken insanlar açlıktan, yokluktan, yoksulluktan ölüyor…

Ve sevgili okuyucularım hayat garip bir biçimde hızla akmaya devam ediyor. Savaş rüzgârları eşliğinde. Kişisel bütün savaşlarda onların peşinde…

1 Eylül (Dünya Barış Günü)

Ve bugün 1 Eylül  dünya barış günü. Savaş rüzgarlarının hızla estiği hatta fırtınaya döndüğü bu garip zamanda en çok ihtiyaç duyduğumuz bir gün. Ancak dünyanın her tarafında şiddet ve savaş kol geziyor. Suriye’de  Mısır’da kan oluk gibi akıyor. Dünya müdahaleden bahsediyor. Ve barış günü kutlanıyor ne yaman bir çelişki. Diplomasi ve barışçıl yaklaşımlara her zamankinden daha çok ihtiyacımız olan bu günlerde. Dünya barış günümüz kutlu olsun diyorum. Yalnız sözde değil eylemde de barış! Her zaman ve her durumda Atatürk’ün dediği gibi “Yurtta sulh cihan da sulh!”

Ve sevgili okuyucularım barışı ve zaferi kutladığımız bu haftada sağlık ve sevgiyle kalalım diyorum. Her zaman hep birlikte el ele. Yase

& & & & &

Türkiye’de 1 Eylül, Dünyada 21 Eylül

1 Eylül Dünya Barış Günü, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 1981’deki 57. birleşiminde genel kurulun açılış günü olan her Eylül’ün 3’üncü Salı günü Uluslararası Barış Günü olarak ilan edildi. Yıllar sonra Genel Kurul, 7 Eylül 2001’de 21 Eylül Uluslararası Barış Günü olarak ilan etti. Bununla BM 21 Eylül Uluslararası Barış Günü’nde dünya çapında çatışmaların önlenmesi ve barışın tesisi yolunda bilinçlenmeyi amaçladı.

Birleşmiş Milletler, Barış Günü’nde, dünya çapında çatışmaların önlenmesi ve barışın tesisi yolunda bilinçlenmeyi amaçlıyor. Her 21 Eylül de, Birleşmiş Milletler Merkezi’ndeki “Barış Çanı” çalınıyor. Savaşlardaki insani kıyımın anısına Japonya tarafından yaptırılan bu çan, dünyanın tüm kıtalarından çocukların bağışladıkları bozuk paralarla üretildi. Çanın üzerine, “Çok Yaşa Mutlak Barış” yazısı kazındı.

Eskiden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Varşova Paktı üyesi ülkeler barış içinde bir dünya mücadelesi görevini hatırlatmak amacıyla Hitler faşizminin 1939 yılında Polonya’yı işgal ederek ikinci dünya savaşını başlattığı tarih olan 1 Eylül’ü “Dünya Barış Günü” olarak ilan etmiştir. SSCB’nin ve Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra hiçbir ülke 1 Eylül’ü Dünya Barış Günü olarak kutlamadı.

Tüm dünyanın 21 Eylül’de kutladığı Barış Günü, sadece Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta 1 Eylül’de kutlanıyor.

& & & & & &

Evde Çıkabilecek Yangınları Önleyin (Lütfen bu mesajı aile ve arkadaşlarınıza iletin…)

Mesajı gayrimenkul sigortası alanında çalışan bir arkadaşımdan aldım. Okumaya değer bir yazı. Bu, göndermediğiniz takdirde listenizde bulunan birinin bu tür olaylardan haberdar olmadığı için aynı şeyleri yaşamasına neden olabilecek türden bir e-mail. Bu kötü olay geçtiğimiz hafta, orijinal mesajı yazan bayanın erkek kardeşi ve eşinin başından geçmiş.

Çıkan bir yangında çiftin evi tamamen yanmış ve geriye külden başka bir şey kalmamış. İyi bir sigortaları olduğundan, ev ve birçok eşya sigorta tarafından karşılanacak. Bu iyi haber…

Ancak, yangının sebebini öğrendiklerinde dehşete düşmüşler. Sigorta enspektörü birkaç saat boyunca küller arasında yangının çıkış sebebini araştırmış. Enspektör yangının başladığı yerin evin banyosu olduğunu tespit etmiş ve evin hanımına banyodaki prize ne gibi aletlerin takılı olduğunu sormuş. Kadın saç maşası, saç kurutma makinesi gibi bilindik şeyleri sıralamış. Enspektör kadının saydığı her aletten sonra ‘Hayır, bu yüksek sıcaklıklarda parçalanabilecek bir şey’ deyip durmuş. Ardından kadın birden banyodaki prizlerden birinde Glade oda parfümünün takılı olduğunu hatırlamış.

Sigorta enspektörü hemen atlayıp yangının sebebinin bu cihaz olduğunu söylemiş. Enspektör bu prize takılan oda parfümlerinin yangınlara diğer ev aletlerinden çok daha fazla sebep olduğunu söylemiş. Bu cihazlarda kullanılan plastiğin çok İNCE olduğunu ve hatta bir yangın sonrasında geriye böyle bir şeyin varlığını kanıtlayacak hiçbir şeyin kalmadığını anlatmış. Enspektör duvardaki prize baktığında, oda parfümünden geriye kalan iki metal parçasının hala orada olduğunu görmüş.

Çiftin banyoda kullandıkları oda parfümünün üzerinde küçük bir gece lambası bulunuyormuş. Gece zaman zaman ışığın sönükleştiğini ve ardından tamamen söndüğünü fark etmişler. Birkaç saat sonra ışık kendi kendine tekrar yanmaya başlıyormuş. Enspektör cihazın çok ısındığında lambayı patlatmak yerine sönükleştiğini ve soğuduktan sonra tekrar yanmaya başladığını, bunun da bir uyarı işareti olduğunu söylemiş.

Enspektör ayrıca birçok evin bu sebepten yandığını gördüğünden, kendi evinin hiçbir yerinde asla prize takılan tip oda parfümü kullanmadığını söylemiş.

Günün Şiiri

KİMİ SEVSEM SENSİN

kimi sevsem sensin / hayret

sevgi hepsini nasıl değiştiriyor

gözleri maviyken yaprak yeşili

senin sesinle konuşuyor elbet

yarım bakışları o kadar tehlikeli

senin sigaranı senin gibi içiyor

kimi sevsem sensin / hayret

senden nedense vazgeçilemiyor

her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet

sarışın başladığım esmer bitiyor

anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli

dudakları keskin kırmızı jilet

bir belaya çattık / nasıl bitirmeli

gitar kımıldadı mı zaman deliniyor

kimi sevsem sensin / hayret

kapıların kapalı girilemiyor

kimi sevsem sensin / senden ibaret

hepsini senin adınla çağırıyorum

arkamdan şımarık gülüşüyorlar

getirdikleri yağmur / sende unuttuğum

hani o sımsıcak iri çekirdekli

senin gibi vahşi öpüşüyorlar

kimi sevsem sensin / hayret

in misin cin misin anlamıyorum

Attila İLHAN

Günün Fıkrası

Fransız ve Amerikalı

Fransız delikanlı, Paris’in bulvar kafesinde oturmuş, tipik kahvaltısını yapıyor. Kahve, kruvasan, ekmek, tereyağ, reçel. Yan masaya ağzında çikleti ile tipik bir Amerikalı turist oturmuş, sohbet başlamış.

Amerikalı: “O ekmeğin hepsini yiyecek misin?”

Fransız: “Tabii”

Amerikalı: “Biz yemeyiz, içinden biraz alır yeriz, kalan bir fıçıda toplanır, fabrikaya gider, kruvasan yapılır, Fransa’ ya satılır.”

Fransız cevap vermemiş.

Amerikalı: “Reçel de yer misiniz?”

Fransız (Öfkeli): “Tabii”

Amerikalı: “Biz meyveyi taze yeriz. Kabuklarını, çekirdeklerini, çürümüşlerini bir fıçıda toplar fabrikaya gönderir, reçel yapar, Fransızlara satarız.”

Fransız: “Peki siz kullandığınız prezervatifleri seviştikten sonra ne yaparsınız?”

Amerikalı: “Atarız tabii”

Fransız: “Biz atmayız. Bir fıçıda içindekilerle biriktirir, fabrikaya gönderir, çiklet yapar, Amerika’ya satarız!”

Günün Sözü

Türkiye Orduları bir devir kapatmıştır. Şimdi mazlum ve tutsak devletler ve uluslar artık vazgeçilmez bir reçeteye sahiptirler. Mustafa Kemal’in utkusu, Dünya için özgürlük ve bağımsızlık sancağıdır.

Mahatma GHANDİ

Zafer, “Zafer benimdir” diyebilenindir. Başarı ise, “Başaracağım” diye başlayarak sonunda “Başardım” diyebilenindir.

Mustafa Kemal ATATÜRK

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here