Bir Yıldız Geçti

0
79

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, İskenderun Gazeteciler Cemiyeti ile Hatay Barosu’nun düzenlemiş olduğu ‘Türkiye’de Demokrasi ve Hukuk’ konulu konferansa katılmak üzere kentimizdeydi bildiğiniz gibi.

Konferansa, Bağımsız Hatay Milletvekili Avukat Refik Eryılmaz, Hatay Baro Başkanı Avukat Ekrem Dönmez, Kilis Barosu Başkanı Muammer Fazlıağaoğlu, Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, CHP’li bazı aday adayları, kentteki sivil toplum kuruluşları, CHP ilçe yönetimi, İTSO yönetimi ile çok sayıda avukat  ve vatandaş katıldı. Gazetecilerin tekmili birden oradaydı. Konferansın konusu bildik, konuşmalar bildik ancak konuşan işte  o önemliydi. Herkes konuşur ama herkes dinletemez.

feyzioğlu-itso2

Bu konferansı can kulağı ile dinliyor olmama rağmen  her şeyin dışında bendeniz Feyzioğlu’nu da  izliyordum. Konuya hakimiyetini, espri yeteneğini, akıcı konuşmasını ve “Sen, ben, yok, kocaman bir biz varız” derken ki  tavrını  ve  inancını  gördüm. Hissettim, inandırdım. Sihirli değneği yoktu, zaten kimsenin yok, olamaz da ama dili vardı. Sihirli formülü yoktu ama eşitlik ve herkese adalet diyerek aslında formülü uzatıyordu. Atatürk ilke ve inkılâplarında  buluşturuyordu. Rahmetli  Celal Bayar’dan destur alıp İlker paşa da Kahramanlaştırıyordu. Çünkü sıradanlık kahramanlık değildir hiçbir zaman. Kahramanlık ödün vermektir ilkelerinden.

feyzioğlu-itso3

İki saatten fazla süren konferansa izleyenler soruları  ile katkıda bulundu. Avukat olmak başka bir şey diyeceğim ama değil. Konuşabilenler var ve konuştuklarını sananlar var. Bendenizin kitabında. Zaten orada da bu net görünüyordu. Konuşmak yetenektir, güzel konuşmak  sanattır. Bir yıldız geçti. Kentimizden  izleri uzun müddet silinmeyecek. Belki birilerine ders olacak belki yol gösterecek belki  bazıları hadi oradan diyecek. Ama biz çok mutlu olduk. Ve güçlendik.

Ve sevgili okuyucularım bağımsız aday Av. Eryılmaz da konferanstaydı. Aslında onunla yüz yüze konuşmak istiyordum çoktan beri. Gözlerinin içine bakmak falan… Bu olanağı iki dakikalığına olsun  buldum. Ancak bulduklarım korkutucuydu. Gözleri alev fışkırıyordu ve sinirleri laçkaydı. Belli ki çok eleştiri alıyor. Ve kendini bir zamanlar bağlı olduğu partiye ateş püskürerek savunuyor. Zaten bendeniz buna bozuluyorum. Haklı durumda olacakken bu saldırılarla haksız duruma düşürdü kendini.

Ve milletvekilliği zamanlarında yaptıkları “hop” hava oldu uçtu gitti. Çünkü kendisi uçurdu. Güzel bir şekilde, şükranla anılacakken şimdi korkarım ki nefretle karşı karşıya. Bendeniz asla bunu tasvip etmiyorum tabi. Ancak yaptığının  doğru olmadığını da sık, sık yineliyorum. O hep söylediğimiz “kocaman bizi” hiç kale almıyor sayın Eryılmaz ve illa “ben” diyor. Ben yaptım, ben ettim, ben ömrümü verdim. Vermeseydin diyesi geliyor insanın.

Herkes kendince bir şey yapıyor ve yapılanlardan illa bir karşılık umuluyorsa yapılanların ne değeri kalabilir ki? Valla üzüldüm dün ve iki dakika yetti daha çok onunla konuşamazdım. Bağımsızlığına diyeceğim yok defalarca yineledim ama tavrı hiç kusura bakmasın korkunç. Dilerim bağımsız olarak kazansın en azından oyları böldüğüne değsin.

Ve sevgili okuyucularım şimdilik sağlık ve sevgiyle kalalım diyorum. Ön yargısız hep beraber her zaman biz olarak… Yase

Günün Şiiri

Küçük Prens

Küçük prens için
Başladı bu şölen
Küçük prens için
Lepiska saçlı.
Omuzlarına dalga dalga
Dağılıyor bukleleri…
Ve koyu renk gözleri
İki yıldız gibi oynuyorlar,
Kah sönüyor, kah parlıyorlar
Kah pasparlak tutuşarak.
O, yastıktır benim için,
Hem mahmuz, hem taç…
Kurnaz bir canavarla
Çarpışırken titremez elim,
Fakat bu el
Balmumu kesilir onun elceğizinde.
O kaşlarını çatmaya görsün
Bir kaygıyla dolar içim,
Gözünden bir damla yaş düşmeye görsün
Dehşetten sapsarı kesilirim…
Arınmıştır kalbim
Onun kızgın kanıyla,
Ve çarpmaktadır
Sadece onun buyruğuyla…
Küçük prens için
Başladı bu şölen.
Gel bana şövalyem
Yakarışların patikasından!
Gir, efendim benim
Kederin barınağına!
Karşımda
Doğar doğmaz imgen,
Sanki bir yıldız
Opal parıltısıyla
Kederli barınağımı
Baştan başa yeniler:
Gölgeler geri çekilir
Işıkla delinerek,
Güneşin önünde bulutların
Ölümcül yara alması gibi!
Hazırım artık
Yeniden savaşmaya,
Küçük prens için
Onun büyük mutluluğu için!
O, yastıktır benim için
Hem mahmuz hem taç…
Kara bulutlar
Nasıl delinirse güneşle,
Ve nasıl gökkuşagıyla
Yer değiştirirse karanlık;
İşte öyle
Delinir prensin kılıcıyla
Benim barınağımın karanlığı,
Ve leylak renkli bir şafakla
Aydınlanır o anda…
Küçük prensim, ister misin
Döneyim yeniden yaşama?
Gel bana, şövalyem
Yakarışların patikasından!
Gir, efendim benim
Kederin sığınağına!
Senin için ölümü
En yüce ödül sayarım ben!
Küçük prens için
Başladı bu şölen.

Jose MARTI-Çeviren: Ataol BEHRAMOĞLU

Günün Fıkrası

Üç kız üç erkek genç okulları kapanınca tren ile tatile çıkmaya karar verirler. İstasyonda bilet alacaklar kızlar gider 3 adet bilet alır. Erkekler ise bir bilet alır. Kızlardan biri sorar: “Neden bir bilet aldınız?” Erkekler “bekleyin ve görün” der.

Trene binerler hareket başlar. Kondüktörün sesi ileriden duyulur: Bilet, Bilet. Üç erkek tuvalete girer. Kızlar biletlerini verirler. Kondüktör tuvalet kapısını tıklatır ve bilet der. Kapı hafif açılır bir bilet verilir. Kızlar çok şaşırmıştır. Erkekler çıkar ve hep beraber gülerler. Kızlar biraz bozulur. Tatil süresi boyunca erkekler dalga geçer. Tatil biter yine aynı yolla geri dönülecektir. Kızlar hemen gider bir bilet alırlar. Ama erkeklerde hareket yok. Kızlar sorduğunda ise yine bekleyin ve görün derler.

Tren gelir hareket başlar. Kondüktörün sesi duyulur: Bilet, bilet. Erkekler ve kızlar aynı anda karşılıklı olan tuvaletlere girerler. Uyanık erkeklerden biri çıkar kondüktör gelmeden kızların tuvaletinin kapısını tıklatır, kızlar bir bileti hemen uzatır. Erkek alır ve yerine döner. Kondüktör geldiğinde ona uzatır..

Günün Sözü

Dünyada taklit edilemeyen tek şey cesarettir.

Napoleon

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here