Destanlar yazarak geldik “Uzak Asya’dan” Nazım’ın dizelerindeki gibi “Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan” Anadolu’ya.. Geldik, Oğuzcan’ın dizelerindeki gibi “yeleleri alevden al atlar” üzerinde, dalga-dalga “aşarak yüce dağları, engin denizleri..” Geldik hilali kucaklayıp ışık-ışık yıldızları bayrağımıza katarak..
İşte, okuyoruz bugün, Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Çanakkale’den Sakarya’ya, Sakarya’dan Afyon’a bayrakları bayrak yapanların destanını.. “Dalgalanır bayrak, Dalgalanır fatihalar bayrakta, Siz ta Orta Asya’dan beri, Uyursunuz uyanırsınız, Siz düşünürsünüz bu toprakta // Adınız tek, Adınız bir milletle ayakta, Kimi vatan der, Kimi Mehmetçik, Yaşamınız bu toprakta…” Bu dizeler Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, “Vatan Türküsü” adlı şiirinden..
“Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa, Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır. Göz yumma güneşten, ne kadar nuru kararsa, Sönmez ebedi, her gecenin gündüzü vardır. Millet yoludur, Hak yoludur tuttuğumuz yol, Ey Hak yaşa, ey sevgili millet, yaşa.. Varol!” Bu dizeler de Tevfik Fikret’in ‘Millet Şarkısı’ adlı şiirinden..
“İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya, Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya // Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüz üstü çok süründün ayağa kalk Sakarya!” Bu dizeler ise Necip Fazıl’ın, ‘Sakarya Türküsü’ adlı şiirinden..
Türk şiir tarihimizde kimi şairlerimiz bu türden “çarpıcı ve sarsıcı” dizelerin içerdiği özle anılırlar.. Örneğin “Vatan” denilince Namık Kemal.. Veya “Bayrak” denilince, Arif Nihat.. Ya, Vatan, millet denilince dalgalandırdığımız bayrağımız kim? Şiirsel anıtı “Gençliğe Hitabe” olan Sakarya’da direnişin Başkomutan’ı Gazi Mustafa Kemal elbette..
Burada duralım ve soralım: Özü vatan, millet, bayrak olan edebi duyumlarımızı, ‘hamaset’ bunlar, “Vatan Millet Sakarya” edebiyatı nitelemeleriyle dudak bükenler, burun kıvıranlar yok mu? Var.. Kim? Teraneleri küreselleşme olan emperyalist güçlere boyun eğmiş “hamiyet” yoksulu ‘mandacı’ zihniyet.. Peki, hamasetin anlamı ne? Yiğit insanların kendi nefsi varlıklarını toplumumuza sunduğu kahramanlık destanlarında anlatılan yüce değerlerin adı.. Ya hamiyet? Ulusal onur anlamıyla, kahramanlarımızın bize bıraktığı destansı yüce değerler manzumesi.. Bu anlamla örneğin; Arif Nihat’ın “Bayrağım” şiiri, ‘mandacı’ zihniyet açısından hamaset olabilir.. Ve fakat karakteri özgürlük ve bağımsızlık olan Mustafa Kemaller açısından söz konusu şiir “tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim” olarak bir hamiyet manzumesidir..
Okuyalım, Sakarya’da “vatan, millet, bayrak” ülküsüyle direnen Mehmetçik’in destanını.. Emperyalistlerin birleşik taarruzlarıyla, Viyana önlerinde 1683’de başlayan Türk geri çekilişi, 21 Temmuz 1921’e, Sakarya’nın doğusuna kadar sürüyor.. Meclis, bu geri çekilişe dur demek için Mustafa Kemal’e, 5 Ağustos 1921’de “Başkomutanlık’ sıfatını vererek bizatihi cephede orduya komuta etmesini istiyor.. Mustafa Kemal bu sıfatıyla, gelecek hakkındaki ümidini şu cümlelerle bildiriyor: “Milli irade, hareketimizin mihveri olacaktır. Hiçbir sebep ve suretle değişmesine imkân olmayan bu kesin irade, her halde düşman ordusunu yok edecek ve bu orduyu anayurdumuzun haremi ismetinde boğarak kurtuluş ve istiklale kavuşacaktır.” (Enver Ziya Karal, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, s.110)
Bizans artığı ne varsa, arkasına toplanmış saldırıyor emperyalistlerin maşası işgalciler.. Direniyor vatan, millet, bayrak ülküsüyle Mehmetçik.. “İki ordunun maddi gücünü göz önüne getirince Türk zaferini düşünmek mucizeye inanmak demekti” diyor tarihçi Enver Ziya, söz konusu kitabında ve ekliyor: “Fakat mucize bir iman işiydi zaten.. Türk ordusunda Başkomutandan ere, erden cephane taşıyan Türk kadınına kadar herkes, vatan toprağının kurtarılacağına olan imandan kuşkusuz emindi.”
İşgalci saldırıya karşı, 22 gün 22 gece şanlı direnişle kalkıyor ayağa Sakarya.. Mustafa Kemal, “22 gün devam eden Sakarya Meydan Muharebesi tam bir Türk zaferiyle son bulmuştur” diyerek müjdeliyor Anadolu’yu.. Türk vatanını parçalayıp yutmak, Türk milletini yok etmek için masa başında çizilmiş haritaların mürekkebini, şüheda fışkıran toprağın damarlarından gelen suyuyla akarak dağıtıyor Sakarya..
Tarih: 15 Temmuz 2016.. Emperyalistlerin uşakları, Türk vatanını işgal girişimine kalkışıyor.. Kalkıyor ayağa Sakarya örneği, Sakarya’dan su içen Türk Milleti.. “Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim” diyerek dalgalandırıyor bayrakları.. Dalgalandırıyor Fatihaları bayraklarda.. Okuyoruz, hilali kucaklayıp yıldızları bayrağımıza katarak direnen ve işgal girişimini püskürten milletimizin destanını..
Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com