Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Şok seçim haberleri, ısınan siyasi hava CHP’den istifa eden 15 Milletvekilinin İYİ partiye katılması ile nerdeyse tavan yaptı. Ne tuhaf bir dünyada yaşıyoruz. Cumhur ittifakı oluyor da neden Demokrasi ittifakı için söylenmedik laf kalmıyor! Valla dedim ya tuhafız? Bize mubah olan karşımızdakine günah oluyor bu nasıl bir demokrasi anlayışı?
Neyse havalar açık İstanbul’da, dün bazı çocuklar uluslararası olan büyük uçurtma şenliğinde gönüllerince eğlendiler, tabi her zamanki gibi anneler, babalar daha çok eğlendi. Güzel bir görüntüydü, güzel bir gündü ancak mendil satan, kâğıt toplayan, madde kullanan çocukların ne 23 Nisan’dan ne de uçurtma şenliğinden haberleri vardı. İstanbul’u çok seviyorum ama oldum olası en keskin ayırımı burada gördüğüm için ondan tırsıyorum. Bir tarafta zenginlik bir tarafta yoksulluğun en alası?
Ve hayatımı sırtımda taşıyorum bu yüzden ve bazen yüküm çok ağırlaşıyor, altında ezildiğimi hissediyorum. Yeni kitabım iki güne kadar çıkacak. 2. Hatay kitap fuarında bulunmak için bugün yola çıkacağım Allah izin verirse ancak içimde en ufak bir sevinç bir heyecan kırıntısı bile yok yine bu yüzden.
23 Nisan bugün her taraf bayraklarla donatılmış. Atatürk dünyada eşi benzeri olmayan bir armağan bırakmış çocuklara bütün cihana seslenerek; “Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir” diyerek.. Nasıl bir öngörü, nasıl bir saygı, nasıl bir inanç…
Bazı çocuklar ve veliler bu eşsiz armağanın ayrımdalar ve onu korumak için çalışırlar bazıları değil. Sokakta mendil satan küçük kızın da bundan haberi yok zahir ona anlatacak birisi yoktur yanında çevresinde o bir lokma peşinde bir döşek hayalinde!
Çok büyük hayalleri olan çok büyük insanlar acaba bu çocukların hayallerinin farkındalar mı? Dilerim bir gün gelir herkesin tek bir hayali olur; mutlu düşünen, sorgulayan, sevgi dolu, vicdan sahibi çocukların yaşadığı güzel bir dünya. Bendenizin hayali bu ancak en az o mendil satan kız kadar umutsuzum? Ancak yine de hayal kurmaya devam edeceğim, belki bir sihirli değnek bekliyordur şu an başımızın üzerinde, bize dokunacağı zamanı bekliyor? Belki iki ay sonra belki yarın!
Ve sevgili okuyucularım 23 Nisan bayramı sonsuza dek kutlu olsun daim olsun. Ve Çarşamba günü 2. Hatay kitap fuarında sizleri bekliyor olacağım. “ZEHRA” adlı kitabımı imzalamak üzere… Bu kitap yüreğinize dokunacak, kendinizi orada bulacaksınız. Zehra içimizden biri yabancı değil.
Ve sevgili okuyucularım unutmadan söyleyeyim her zamanki gibi kitap gelirlerimin bir kısmı çocukların olacak resim sergisinde olduğu gibi. Bu yüzden ilginizi bekliyorum. Ve şimdilik sağlıkla sevgiyle kalalım ayrımsız gayrımsız hep birlikte nice-nice 23 Nisanlara. Yase
Günün Şiiri
23 Nisan…
Yurdu koruyan, / Yarını kuran,
Sen çocuğum.
Eskiyi unut, / Yeni yolu tut,
Türklüğe umut, / Sen ol çocuğum.
Bizi kurtaran, / Öndere inan,
Sözünü tutan, / Sen ol çocuğun
Küçüksün bugün, / Yarın büyürsün,
Her işte üstün / Sen ol çocuğum,
Çalışıp öğren, / Her şeyi bilen
Yurduna güven / Sen ol çocuğum.
Hasan Ali YÜCEL
Çocuklar Kardeş Oldu mu…
Daha bir ballanır uyku
Çocuklar kardeş oldu mu
Barışır artık kurt kuzu
Çocuklar kardeş oldu mu.
Düşler denizine doğru
Mutluluk bir yelken açar
Her yürek bir altın pınar
Çocuklar kardeş oldu mu.
Daha bir ışıldar akarsu
Çocuklar kardeş oldu mu
Kucaklaşır batıyla doğu
Çocuklar kardeş oldu mu.
Ne açlık kalır ne korku
Korudaki fidanlar gibi
Sevip sevip birbirini
Çocuklar kardeş oldu mu.
Tahsin SARAÇ
Egemenliğin Tadı
Bundan yıllarca önce,
Talihimiz ters dönünce,
Soldurdular yurdumuzda
Açan bütün çiçekleri,
Önümüzde, ardımızda,
Uçan ölüm böcekleri.
Kan rengindeydi ilkbahar
Bal yapamadı arılar.
Kuş seslerinin yerine
Top sesiyle yankılandı
Yaslı bağlar, sisli dağlar.
İşte böyle bir sırada,
Atatürk’üm Ankara’da
Kurdu yeni bir hükümet.
Egemenliğin tadını,
Tattı o günden bu yana,
Tarihlerin Ay-yıldızı.
Al bayrağında parlayan
Düşmanın bile övdüğü,
Türk adlı büyük millet.
Necati ÖNGAY
ATATÜRK DİYOR Kİ
-Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ulusal egemenlik, ulusun namusudur, onurudur, şerefidir. Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur. Özgürlüğün de, eşitliğin de adaletin de dayanağı ulusal egemenliktir.