İsrail’in haddini aşarak gemi azıtıp, Gazze üzerindeki insanlık dışı bombalamaları, ister seçim yatırımı, ister gerçek gayesi olsun hiçbir şekilde kabul edilemez. İnsanlar üzerinde böyle silah denemesi ve kendi geleceği için kobay olarak kullanması asla insanlığa sığmaz. Orantısız güç kullanılması da katliam ve vahşettir.
Sayın Başbakanımız, İslam Ülkelerinin bir araya geldiği toplantıda haklı olarak celallenmiş ve sitemini ortaya koymuştur. “…Birleşmiş Milletlerden bir kınama kararı çıkmayışı, destekler mahiyette cılız kararlar alınması, kabul edilir cinsten değildir. Birleşmiş Milletlerin İnsanlık ve Ülkeler için aldıkları kararların, beş daimi üyenin iki dudağı arasından çıkan sözlere bağlanması oldukça düşündürücü ve yanlıştır. Biz bunu kabul etmeyiz, etmemiz de mümkün değildir. Birleşmiş Milletlerin yeniden yapılanması ve temsil açısından geniş anlamda, daimi üye sayısının artırılması ve organize edilmesi lazım. Üç milyar nüfusa sahip İslam Ülkesinin bir temsilcisi bulunmamaktadır…” demiştir.
İsrail’i terörist devlet olarak nitelemesi ve terör estirdiğini söylemesi, bunu destekleyen ülkelere ‘Ey Amerika, Ey Fransa, Ey İngiltere, Ey Almanya, Rusya, Çin görmüyor musunuz vahşeti?’ diye haklı olarak dikleşmiştir. Sözde stratejik ortağımız ABD’ye ve AB ülkelerine serzenişle gönderme yapmıştır ama ne duyan var ne de bu konuda yazılı ya da sözlü beyanda bulunan. Çünkü haçlı seferi, büyük şeytan, dönemin Başkanı Bush tarafından başlatılmıştı. Akan kan ise malum, insan bile görülmeyenlere aittir.
Avrupa Birliği üyeleri sesiz kalarak tasvip etmekteler, Obama ise Uzak doğudan seslenerek İsrail’e yapılan saldırılara karşı, İsrail’in savunma hakkı olduğunu, İsrail’i desteklediklerini ve devamlı yanında olacaklarını açıkça ifade etmişlerdir. Bu ikiyüzlü İsrail veya başka bir deyişle Ortadoğu’daki, küçük ABD’nin yaptıklarını bir hatırlayalım.
Mavi Marmara’da dokuz Türk’ün katledilmesi, PKK’ya yardım, Kıbrıs’ta deniz sahamızda ABD ve Rum kesimi ile birlikte petrol ve gaz çıkartma, kutsanmış vatan hikâyesi ile Barzani ile gizli ilişkiler ve Türkiye’nin parçalanmasına desteği, Ortadoğu’da estirdiği terör ve katliamlar. ABD ise, Sevr sevdası ile 1974 ambargosundan buyana, Asala’yı daha sonra ise NATO askeri gibi gördüğü, PKK’yı vurucu güç olarak Türkiye’ye karşı kullanması. AB Ülkelerinin davranışları ise çok açıktır.
Bu ortamda, Türk ve İslam Âlemi ile iyi ilişkiler, Uzak Doğu ile yakınlaşma, ekonomik ilişkilerimizi, Rusya, Çin, Hindistan ve Türk Cumhuriyetleri ile en üst düzeye çıkartmak zamanı gibidir. Tam sırası, Sayın Başbakanımızın BOP eş başkanlığını ve İsrail’in başına çalınması gereken, En Büyük Cesaret Ödülü Madalyasının iade edilmesi çok-çok yerinde olur, ABD ve İsrail’in hedeflerini kursaklarında bırakır diyerek, hoşça kalın, Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.
e-mail: nurettincan1453@hotmail.com