‘Bakış Açısı’ Üzerine Tezler

0
166

Matematikte başlangıç yönü değişmeyen çizginin adına doğru deniyor.. Yönü farklı iki doğrunun kesişim noktası da açıyı tanımlıyor.. Aynı veya zıt yönlü doğrular, karşılıklı paralel ise kesişmiyor.. Dolayısıyla açısız kalıyor.. Bir noktadan, yönü farklı sayısız doğru geçebiliyor.. Ortak noktadaki yönü farklı doğru sayısı arttıkça açı sayısı da artıyor..

1-Olaylar, konular, durumlar, kişiler, nesneler hakkındaki görüşümüzü, bakış açımız belirliyor.. Görüş alanı çerçevelendikçe bakış  açısı da daralıyor.. Örneğin karesel veya dörtgensel bir kapalı alanda görüş, köşenin açısıyla sınırlı kalıyor.. Dörtgensel alanda köşeden değil de merkezden bakarak görüş elde etmek için köşegenlerin birleşim noktasından bakmak gerekiyor.. Köşegenlerin birleşim noktasından baktığımızda ‘dar açılar’ görmek istemiyorsak, dörtgensel alanı çokgensel alana dönüştürmek gerekiyor.. Örneğin beşgensel alanın her köşesi ‘geniş açıya’ sahip bulunuyor..

2-Bütün ‘çapsal doğruların’ geçtiği ortak nokta, çemberin merkezini oluşturuyor..  Çemberin merkez açısı ise 360 derecelik dairesel bir alanı kapsıyor.. Diğer ifade ile 360 derecelik dairesel alanda bütün ‘çapsal doğrular’ bulunuyor..

3-Dairenin çevresini çapın uzunluğuna böldüğümüzde, karşımıza değişmeyen bir sayı çıkıyor.. Dairenin çevre ve çapının uzunluğu ne kadar büyük olursa olsun; çevre çapa bölündüğünde çıkan sayı her zaman 3,14 oluyor.. Özetle dairesel görüşte çevre ve çap uzunluğu değişebiliyor ve fakat “pi” sayısı değişmiyor.. Dolayısıyla iki doğrunun kesişim noktası anlamıyla iki boyutlu köşelerden yuvarlanan görüşlerde, dairesel/çembersel olsa da bakış, yine de yüzeysel/alansal kalıyor..

4-Hacimli görüş için ise derinlikli bakış gerekiyor.. Derinlikli bakışta, hacimli görüş atmosferinden farklı açılardan çekilmiş binlerce fotoğraf gözlerimizin önüne seriliyor.. Ve binlerce farklı düşünce sentezi ebruli bir gökkuşağı gibi bakışlarımızın göz bebeğini uzay çaplı bir küreye dönüştürüyor..

5-Her yüzeyi çembersel alan olan küresel bakışlardaki üçüncü boyut; görüşlerdeki yükseklikte veya derinlikte açığa çıkıyor.. Hangi yandan veya yönden olursa olsun küresel bakış çemberlerinin bir yarı çapı dünü/geçmişi, diğer yarı çapı da yarını/geleceği kapsıyor.. Çemberlerin küresel yüksekliği ya da derinliği de içinde yaşanılan şimdiki zamanı/bugünü içeriyor..

6-Zamanın yönü üzerinde bakışlarımızı yoğunlaştırdığımız anda, görüş alanımızda değişimin yönü de açılanıyor.. Mesela; bu gününde “dünsel geçmişi” yaşayan insanların, yarınlarının  “dünsel geçmişinin de” bugün olduğu anlaşılıyor.. Zira malum geçmişin geleceği de meçhul olmuyor.. Veya bu gününde “yarınsal geleceğini” yaşayan insanların, dünlerinin “yarınsal geleceğinin de” bu günde olduğu anlaşılıyor.. Zira malum geleceğin geçmişi de meçhul  kalmıyor..

7-Anlaşılıyor derken anlaşılanın ne olduğunu anlamak için anlamdan ne anladığımızı tanımlamak gerekiyor.. Anlamı tanımlayabilmek için de, yaşanan “an”  taneciğinin, an öncesi geçmişle bağlantısını, an sonrası gelecekle ilişkilendirerek zamanın tümlüğüne yerleştirmek gerekiyor.. Çünkü anlamın tanımını, geçmişle  bağlantılı, gelecekle ilişkili bu yerleştirme olgusu içeriyor..

8-Geçmişle bağlantıyı “gelenekçi” yanımız, gelecekle ilişkiyi “yenilikçi” yönümüz belirliyor.. Her an taneciğinde bu olguyu yaşadığımıza göre, demek ki gelenekçi yanımız sürekli yenilikçi yönümüzle yer değiştiriyor..

9-Yaşanılan an taneciğinin yalnızca geçmişle bağlantılanması ve gelecekle ilişkilendirilmemesi “sonuçta” kalışı tanımlıyor.. Sonuçta kalan “gelenek” kendini geleceğe taşıyamıyor.. Yaşanılan an taneciğinin, yalnızca gelecekle ilişkilendirilmesi, geçmişle bağlantısının koparılması da yine “sonuçta” kalışı tanımlıyor.. Sonuçta kalan “yenilik” de kendi geleneğini oluşturamıyor..

10-Sonuçta kalışları ya da görülenleri yorumlayabilmek için açısal dereceleri kayıtlarla şartlandırılmış telkinli bakışları terk etmek gerekiyor.. Kirpiklerimizden kırpışan ışıksal doğrularla, burnumuzun doğrusunun kesiştiği dar açılı bu tür bakışlara şaşı bakış da deniyor..

11-Birey olarak bizlerin; pencere, balkon, bahçelerin açısal derecelerinden bakarak olay, durum, konu, kişi ve nesneler hakkında çeşitli görüşlerimiz / yorumlarımız bulunuyor.. Oysa sorun tam da buradan kaynaklanıyor.. Zira yorumlarımızın doğru olup olmadığını doğrulamak için, pencere, balkon, bahçelerde durup bakmakyetmiyor.. Açılarla birlikte açısal dereceler de dahil bakış açılarımızı çeşitlendirmek için yolda olmak gerekiyor..

Selam ve saygılar…             ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here