İGC’de Basın Mensuplarıyla Bir Araya Gelen Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan Hatay Olarak Çok Acı Bir Noktada Olduğumuzu Vurguladı…
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Saadet Partisi İskenderun İlçe Başkanı Halil İbrahim Çelik ile birlikte İskenderun Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Diyap Atar, yönetimi ve basın mensupları tarafından karşılanan Çalışkan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Hatay’ın 6 Şubat felaketinin ardından zor bir süreç geçirdiğini ve hala da geçirmeye devam ettiğini kaydeden Çalışkan; “Depremin üzerinden 6 ay gibi çok büyük bir süre geçmiş olmasına rağmen henüz yaralarımız sarılmadı. Acılarımız gün ve gün artarak devam ediyor. Bu noktada hepimize büyük görevler düşüyor. Özellikle sivil toplum örgütlerine, halkımıza, basın mensuplarına, siyasetçilere ve kamu görevlilerine büyük sorumluluklar düşüyor. Hatay olarak çok acı bir noktadayız” dedi.
Kültür Bakanının önceki gün yaptığı açıklamada Türkiye’de 11 vilayeti ‘kültür şehri’ olarak saydığını ancak bunlar arasında Hatay’ı saymadığını söyleyen Çalışkan; “Halbuki Hatay Türkiye’de kültür turizmi açısından belki ilk ikiye üçe girebilecek şehirlerden biri ama kültür bakanlığının gündeminde hiçbir zaman olmadı. Bugün de halen yok.
Aynı şekilde depremle ilgili büyük yaralar var pek çok vilayette kısmen de olsa depreme yönelik şehirleşmenin nerede başlayacağına dair işaretler var ama Hatay’da özellikle de Antakya’da henüz bu noktada tam atılmış bir adım yok. Bugün hükümetin tek hedefi yıkmak! Ağır hasarları binaların yıkımı ile ilgili bir planlama var, yılbaşına kadar yıkımın devam edeceği yönünde bir planlama var. Yıkmak kolay bir şey çünkü yıkınca ek bir ödeme yapmıyor tersine yıkılan binalardan, hafriyatçılardan ücret alınıyor ama şehrin nereye kurulacağına dair maalesef kalıcı bir çözüm yok.
Bugün bakanlar halen deprem üzerinden 6 ay geçmiş olmasına rağmen bölgeye keşif gezilerini sürdürüyorlar, halen olayı anlamaya çalışıyorlar ama keşke sayın cumhurbaşkanı buraya bakan gönderene kadar bir mühendis gönderse, hazineden birini gönderse de bütçe aktarılsa, icraat başlatılsa. Bakanların gelmesi önemli ama icraat olmadığı için bir anlamı kalmıyor.
İlimiz büyük belirsizlikler içerisinde halen şehrin nereye kurulacağı belli olmadığı gibi bugün 6 ay sonra bile acaba konteynerlar ne zaman teslim edilecek bunu konuşuyoruz. Halbuki konteyner insani bir yaşam alanı değil zaten. Konteyner kentler salgın hastalıkların yoğun olduğu, sosyal hayatın sıfırlandığı, insanların kendini adeta cezaevinde hissettiği, hiçbir huzuru olmayan çağ dışı yaşam alanlarıdır. Ancak savaş zamanlarında yaşanabilecek bir şey ama bugün konteynere ulaşmak bile çok zor, halen binlerce aile konteynerlere ulaşamamış durumda. Daha da acısı sanki hükümet konteynır kenti nihai hedef olarak görüyor.
Konteynırlar teslim edilince iş bitecek! Halbuki esas iş konteynırdan sonra kalıcı konutlarla başlayacak. Maalesef bu konuda çabanın çok az olduğunu belirtmemiz gerekir. Ben burada şunu da ifade etmeliyim ki 28. dönem Hatay milletvekilleri olarak bir uyum içerisindeyiz iktidarıyla, muhalefetiyle tüm milletvekilleri Hatay’ın bu sorunlarının çözümü için katkı içerisinde. Deprem döneminde Hatay’da görev üstlenen bütün yöneticiler fedakarlık içerisinde, kolay olanı tercih edenler ilk fırsatta ipi kırıp kaçanlar. Hala burada çalışmaya devam edenler bilin ki onlar fedakar insanlar kendilerine teşekkür etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
Hatay’ın ‘Özel Afet Bölgesi’ ilan edilmesi yönündeki taleplerini yineleyen Çalışkan, şu an kanunen ‘özel afet bölgesi’ şeklinde tanımlama olmadığını ancak bununla ilgili bir yönetmelik çıkartılabileceğini söyledi. Hatay’da tüm ilçelerin depremden olumsuz etkilendiğini ancak hepsinin eşit şekilde etkilenmediğini de ifade eden Çalışkan, daha fazla ihtiyacı olan yerlere daha fazla katkı olması gerektiğini kaydetti.
Hatay’ın son yıllarda hep olumsuz ve kötü olaylarla anıldığını söyleyen Çalışkan; “İlimiz son yıllarda hep acılarla, kötülüklerle, olumsuzluklarla anılıyor. Bundan 10 yıl önce Suriye savaşı başladı, Suriye 11 ille komşu olmasına rağmen faturayı Hatay ödedi. Hatay Suriye Savaşı’nın karargahı gibi bir süreç yaşadı. Deprem oldu en fazla yine Hatay mağdur, en büyük acıyı, yıkımı Hatay’da yaşadık. Bütün bunlar yetmemiş gibi şimdi de vatandaşın arazisine rızasız el konularak Türkiye’de yeni bir infial başlatılırcasına olumsuz yönden gündeme geliyor burası. Elbette ki kamu arazilerine bir şekilde TOKİ konutları yapılacak ama bu pekala vatandaşın rızası alınarak çözülebilir.
Öte yandan son yıllarda hayvanseverlik ve ağaca yönelik toplumumuzda duyarlılık oluşmuşken, zeytin ağaçlarının talan edilmesi, sokak hayvanlarının perişan edildiğine dair görüntülerin yayılması vatandaşla kamu gücünün karşı karşıya gelmesi gibi sanki planlı olarak birileri bu konuları devreye sokuyor” diye konuştu.
“Atalay’ın Hapiste Bırakılması Hatay İradesinin Gaspıdır”
TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın hala serbest bırakılmamış olmasının da kabul edilemez olduğunu kaydeden Çalışkan; “Seçim sürecinde Türkiye İşçi Partisi taraftarları ile bir mücadelemiz oldu, haksızlık yaptılar, hakkımızda olumsuz propagandalar da bulundular, olayı şahsileştirerek gayri ahlaki tavırları oldu ama şunu da söylemem gerekir ki inancımıza göre bir topluma olan kinininiz onları beğenmiyor oluşunuz sizi adaletsizliğe sevk etmemeli. Bu açıdan bugün Hatay’ın seçilmiş 11 milletvekili içerisinde Can Atalay’ın halen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapamıyor olması ülkemiz demokrasisi açısından bir kayıp olduğu kadar Hatay’ın iradesinin de gaspıdır.
Şayet bu şahıs milletvekili seçildiği halde cezaevinden salıverilemeyip de meclise gelemeyecekse öyleyse bu şahsın aday olmasına izin veren tüm kuruluşlar, isminin oy pusulalarında basılmasına izin verenler net olarak halkın iradesinin gaspına neden olduklarından suçlu durumdadır.
Kanaatimce seçime birkaç ay kala ilgili milletvekili serbest bırakılarak parlamentoya dönüşü sağlanacak. Bu ülkemiz adına bir ayıp olarak ortada olduğu kadar Hatay içinde büyük bir kayıptır. Böyle durumlara asla fırsat verilmemelidir. Bu da ilimizi kaşımaya yönelik, ilimizdeki barış ve huzur ortamını yok etmeye yönelik girişimlerden birisi olarak ortaya çıkmış durumdadır” diye konuştu.
Çalışkan son olarak ülkemiz genelinde yaşanan göçmen sorununun da doğru bir devlet politikası ile çözüme kavuşturulması gerektiğinin altını çizdi. (Haber: Helga TERBİYELİ)