Av. Talat Fer; “Pencere Sahteciliğine Dikkat!”

Fer Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Kurucu Avukatı Ceza Hukuku Avukatı Talat Fer, Son Yıllarda Artan Dolandırıcılıklara Karşı Uyardı…

“Pencere Sahteciliğine Dikkat!”

Fer Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Kurucu Avukatı Ceza Hukuku Avukatı Talat Fer, özellikle pandemi sürecinde artış gösteren ve halen yapılmakta olan ‘Pencere Sahteciliği’ hakkında açıklamalarda bulundu.

Bu konuda özellikle son dört yılda birçok mağduriyet söz konusu olduğunu ve özellikle varlıklı ailelerin hedef alındığını kaydeden Avukat Fer; “Özellikle pandemi döneminde, kargocu kılığıyla gelip bir takım malzemeler teslim edip yahut belediyenin, valiliğin bir davetinin söz konusu olduğu bahanesiyle varlıklı insanların kapılarını çalışıyorlar. Gelen kargoyu mağdurlar teslim alsalarda almasalar da ‘Buraya imza atmanız gerekmektedir’ şeklinde yönlendiriliyorlar. Üzerinden belirli bir zaman geçtikten sonra yani bu durumun, bu imzanın, bu belgenin unutulmasına makul bir süre tabii ki suç örgütleri tarafından hesaplanmaktadır. Ve daha sonrasında yine varlıklı kişiler yani düzenli geliri olan ve geliri belli bir düzeyin üzerinde olan kişileri alacaklı sıfatıyla boş senetleri doldurmak suretiyle icra takibine konu ediyorlar.

Daha sonrasında senet boş olduğu için yani o kağıdın içerisine entegre edilen özel matbaa sistemleriyle entegre edilen kağıtta alacaklı kısmına da bilerek, tasarlayarak, daha öncesinden hedef tutmak suretiyle varlıklı olan kişileri yazıyorlar.

Bu varlıklı olan kişiler avukatları aracılığıyla da mağdurların tüm mal varlıklarına ihtiyati  tedbir, ihtiyati haciz ve daha sonrasında satış yapmak suretiyle mal varlıklarının ellerinden kaybolup gitmesine sebebiyet veren bir mağduriyet durumunun söz konusu olması durumu yaşanıyor” şeklinde konuştu.

Varlıklı Aileleri Mağdur Ediyorlar

Özel basım kağıtlarla imzaların alındığını belirten Avukat Talat Fer; “Boş bir A4 kağıdı kargocunun elinde mevcut olarak geliyor. Bu boş A4 kağıda özel matbaalar aracılığıyla bir bono yerleştiriliyor. Bononun boş olması söz konusu çünkü daha sonrasında üzeri dolduruluyor. Dediğim gibi, varlıklı ailelerin bireyleri seçiliyor, alacaklı hanesine yazılıyor. Tabii yine elimizde mağdur bir ailenin zamanında bono olarak bilmediği bir senet mevcut, bir evrak mevcut.

70 adetin üzerinde böyle dosya var elimizde. Çoğu hukuk davasıyla, tazminatlarla sonuçlandırılır. Ceza davalarında yani soruşturma aşamalarında henüz maalesef Cumhuriyet Savcılığı üzerine düşen hükümlülüğü yerine getiremediği için henüz daha kovuşturma aşamasına geçemedik. Geçilemiyor. Yani burada ayrı bir durum söz konusu. Maalesef Savcılık makamı bu konuda üzerine düşen hükümlülükleri yerine getiremiyor.

Velhasıl imzalar atıldıktan sonra alacaklı hanesi varlıklı bir kişi tarafından dolduruluyor. Çete lideri ve yanındaki destek olan ekip, buna destek olarak varlıklı olan kişiye yazıp, avukatları aracılığıyla icra dairesinde cebri icra yöntemiyle tüm mal varlığına haciz koymak suretiyle mağdur ediyorlar” şeklinde açıklamalarda bulundu.

“İmza Atacakları Kağıdı Işığa Tutsunlar”

Böylesi bir dolandırıcılık hilesine düşmemek için dikkat edilmesi gerekenleri de söyleyen Fer; “Öncelikle burada yapılması gereken sistem şu, mağdurların ve vatandaşlarımızın tamamının bir kargocu geldiğinde yahut bir kağıda imza atmanız gerektiğinde mutlaka kağıdı aydınlığa doğru tutmaları gerekmektedir. Yani bir gün ışığına doğru kağıdı tutarlarsa bir bononun o kağıdın içerisine, entegre edildiğini görebilecekler. Her ne kadar profesyonel bir sistemle ‘pencere sahteciliği’ olarak adlandırılan A4’ü şekillendirmiş olsalar da gün ışığına o A4 tutulduğu takdirde içerisindeki bono çok rahatlıkla tespit edilebilecektir.

Daha sonrasında eğer içlerinde yani o imzayı atarken %1’lik dahi bir kuşkunun söz konusu olması halinde imza atmaktan imtina edebilirler. Yani burada gelen görevli kuryeci yahut çetenin üyesi olan kişi zorla imza attırabilecek güçte değil. En nihayetinde imza atmıyorum, imzadan imtina ediyorum, kargoyu da teslim almak istemiyorum diyebilirler.

İleride oluşabilecek, telafisi imkansız sonuçlara sebebiyet vermemesi açısından bu konuda çok dikkatli olmaları gerekmektedir” diye konuştu.

“Dosyaların Tamamı 4 Senedir Derdest Durumda”

Son dört yıldır gelen dosyaların % 80’inin ‘pencere sahteciliği’ ile oluşan dolandırıcılık yöntemi olduğunu ifade eden Fer; “Savcılık soruşturma kısmına da gelecek olursak, yıllardır avukatlık yapıyorum, bunun son 5 yılı ceza hukuku ana bilim dalında yüksek lisansımı bitirdikten sonra tamamen ceza davalarıyla ilgilenmekle geçti.

Ve son 4 senedir tarafımıza gelen dosyaların %80’i ‘pencere sahteciliği’ ile oluşan dolandırıcılık yöntemi. Özellikle İskenderun, Dörtyol, Arsuz, Reyhanlı, Antakya’da ikamet eden varlıklı aileler hedef olarak gösteriliyor. Çünkü tahsil kabiliyeti var cebri icra durumu başlatıldığı zaman elde edilebilecekleri bir menfaat var. Nitekim üzerinden belli bir zaman geçiyor, boş bir bono var, tarihleri istedikleri gibi doldurabiliyorlar herhangi bir zaman aşımı da söz konusu değil.

Bu tarz mağduriyetlerin oluşmaması için vatandaşların çok dikkatli olmaları gerekmektedir. İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığında elimize gelen tüm dosyalarla ilgili dolandırıcılık suç duyurusunda bulunduk. Dosyaların tamamı 4 senedir derdest durumdadır. Değişen savcının haddi hesabı yoktur. Bu konuda çok net konuşabilirim. Yılın belli aylarında terfi dönemi söz konusu olur. Yeni gelen savcıya biz bu mağduriyeti izah ediyoruz, daha sonrasında o savcı değişiyor tekrardan o mağduriyeti izah ediyoruz ama olan bizim mağdur müvekkillerimize oluyor” şeklinde konuştu. (Haber: Helga TERBİYELİ)