Değerli okurlarım, konu ile ilgili bundan önceki makalelerimin birinde “Yüzüncü yıla az kaldı” demiştim. İçimden gelerek öyle bir başlık atmıştım. Neden olmasın?… Görmek istersen, yere sağlam basarsan her şey mümkün. Aman canım diyenler için bahane çoktur.
Gazetemizin yirmi yıllık yazarı olarak yüzüncü yılımızı görmek isteyenlerdenim. Hem de oldukça çok istiyorum.
Bağımsız ve yansız politika izleyen basın, ciddiye alınmalıdır. Bütün güzelliklerin özellikle demokrasi de dâhil buna, gelişmesine, toplumun bilinçlenmesine ön ayak olan bir kamu organıdır.
Gazetemiz İskenderun kimsenin malı değildir. Doğruyu yanlışı birbirinden ayırarak yansızlık ilkesini yüreğinde tutarak konuyu bilinçlendirmeye kendini adamıştır. Yüzüncü yıla merdiven dayayan gazetemizin son yirmi yılına kalıbımı basarım. Daha önceki yıllarına da kefilim. Görünen köy kılavuz istemez ki…
Hepinizin bildiği gibi ileri demokrasilerin vazgeçilmez kurumlarından olan basın ve medya kuruluşları, toplumun gözü, kulağı ve sesi olmakla kalmayıp aynı zamanda “Devlet ve toplum arasında köprü görevi” gören önemli birer toplum örgütleridir.
Bunları yazarken yerel basının amacını ve ne anlama geldiğini de söylemeden geçemeyeceğim. Yerel basın şehrin ve sakinlerinin ortak çıkarlarına, milli menfaatlerine ters düşemez. Çünkü hissedilen bir sestir, çok sıcak bir nefestir, yerel halk olmayınca yerel basın da olmaz.
Bazı ifadeler mükerrer olabilir, hiç önemli değil. Yine aynı şekilde duygularımı ifade etmek istiyorum.
Gazetemiz İskenderun’u görmeyenler için bir paragraf düşmek istiyorum. Benim için oldukça önemli de ondan… İçeri girdiğinizde sizi asırlık bir matbaa karşılar. Hayret edersiniz, savaşarak saçlarını ağartmış, yalın kılıç bir gladyatör gibi ve dimdik. Kasalarda hurufat, takım taklavat vs.
Bu malzemelerin kendine özgü bir kokusu vardır ve bu kokuyu uzun yıllar önce ciğerlerime çekmiştim. O koku matbaamızda mevcut yıllardan beri o mis gibi kokuyu her gidişimde teneffüs etmekteyim.
Gazetemiz durup dururken temayüz etmedi. Onu bu hale getiren yöneticileri var. Kendisi “Aceleye Gerek Yok” diyecektir ama ben alelacele yazmak istiyorum. Gazetemiz imtiyaz sahibi Sayın Rızkullah Terbiyeli ve Yazı İşleri Müdürümüz Sayın İlyas Terbiyeli. Bu iki muhterem dostum önemli ölçüde özveride bulunmuşlardır. Kendilerini yürekten kutlarım.
Tarihe ve çok uzun yıllara tanıklık etmek bir gazete için onur vesilesidir. Kutlamaya gelen dostlarımıza hoş geldiniz der ve onları da okurlarımı da 100. yılda da beklerim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA