Uzun zamandır yurt dışından ithal edilen Angus denilen sığır cinsi hayvan İskenderun Limanından tahliye ediliyor. Ve bu hayvanın bulunduğu yere hacetini def etmesi sonucunda oluşan o pis koku, tüm halkımızı yıllardır rahatsız ediyor. Bu kadar süre halk olarak bizi rahatsız eden bu rayiha, iktidar mensuplarını, belediye başkanlarını, milletvekillerini hiç mi rahatsız etmiyor? Aynı kokuyu şehirde yaşayan her vatandaş hissederken onlar almıyor mu? Bu şehrin seçilmişleri, amirleri, valisi, kaymakamı hiç mi duymuyor?
Bir şehrin kanalizasyonu dışarı aktığında nasıl ki; hastalık yayıyorsa, bugün Angus denilen hayvanın pisliği de şehrimiz insanlarının sağlığını tehdit etmektedir. Yıllardır yazıldı, çizildi, sosyal medyada feryatlar ayyuka çıktı. Ama ne şehrin idarecilerinden, ne vekillerinden konunun çözümü için her hangi bir yaklaşım görülmedi. Bu kentin oylarıyla göreve gelen belediye başkanları, milletvekilleri nerede? Niçin suskun?!
Özellikle siyasilerin bu konuda konuşmamalarının tek sebebi olabilir. O da yıllardır yazıp çizdiğimiz demokrasinin, özellikle siyasi partilerce rafa kaldırılmış olması, parti içi demokrasilerin işlemeyişi… Çünkü vekilleri, yerel idarecileri, halk seçmiyor. Halk sadece seçilmişlere oy veriyor. Açıkça ifade etmek gerekirse, tüm adaylar merkez yoklaması ile tepeden tespit ediliyor.
Son tüzük kongresinde CHP’nin ön seçimi getireceği beklenirken, maalesef dağ fare doğurdu. Ön seçimin teşkilat denetiminde yapılacağı şeklinde bir karar çıktı. Bu uygulama da her türlü şaibeye açık olacaktır. Hâkim huzurunda yapılan önseçimlerde, hâkimler tarafsız olacağı için, şaibe olmayacak, hak eden aday adayları kazanacaktı. Ama teşkilat denetiminde yapılan önseçimlerde, teşkilat mensupları kesinlikle taraf olacakları için demokrasinin uygulanması yine mümkün gözükmemektedir.
Yani açıkçası, parti merkezlerince tespit edilmiş adaylar halktan oy isteyeceklerse de, mecburiyetleri halka değil, kendilerini aday gösteren genel merkezlere ve genel başkanlarına olacaktır. O nedenle hükümete yakınlığıyla bilenenlerden Limak Holdinge bu seçilmişlerin gücü yetmeyecektir. Çünkü devlet ihalelerinde önceliği en önde olan firmalardan birisidir. Milyarlarca lira vergi borcu silinenlerdendir.
Bu milyarlarca vergi borcuna çizgi çekilmesinin sebebi, firmanın kaşının gözünün beğenilmesi değil, bir takım menfaat ilişkileri olabilir.
O itibarla, buradaki iktidar mensubu seçilmişlerin hiç birisinin, Limak Port’a herhangi bir yaptırım uygulayabileceğine, ihtimal bile vermiyorum. Aynı sebepten, mülki idarecilerin de…
Yani kısacası maden aramak için şirketlere ruhsat veren iktidar nasıl milyonlarca ağacın kesilmesine seyirci kalıyor, halkın zehirlenmesini göz ardı ederek, siyanürle altın aramak üzere onlarca yabancı şirkete milyarlarca doların yurt dışına çıkarılmasına rağmen maden arama izni veriyorsa, burada da Limak Holdingin pisliğine, halkın sağlığını düşünmeyerek sessiz kalacaktır.
