Angelina Jolie ve Sığınmacılara Katkısı (!)

0
70

Angelina Jolie, dünyaca ünlü sinema oyuncusu, aynı zamanda BM Mülteciler Yüksek Komisyonu Gönüllüsü ve İyi Niyet Elçisi görevini yürütüyor… İyi niyet elçisinin ad ve soyadının Türkçe anlamı, “Melek Güzel”dir.

Bu “güzel melek”, sınırlarımızda kurulan sığınmacı kamplarında olup bitenleri incelemek ve gözlemlerde bulunmak üzere Hatay, daha sonra Gaziantep’i ziyaret etti. Çadır kentlere yerleştirilen insanların arasına karıştı. Onları bağrına bastı; öpüştü, sarıldı, koklaştı, kucaklaştı, sohbet edip dertlerini ve yaşadıkları sıkıntıları dinledi. Ayrıca yetkili ve sorumlulardan bilgi aldı…

Angelina Jolie, BM’nin elçisiydi, “Elçiye zeval olmaz” derler. “İyi niyetli” elçi, dünyanın dikkatini bu bölgelere çekmek, dünya kamuoyuna sığınmacıların sesini duyurmak, yaşanan eksik ve aksaklıkları öğrenip, acil önlemlerin alınması için çaba göstermek, “Melek” hanımın başlıca görevleri arasındaydı.

Jolie’nin Hatay’da “ayak basacağı” yerlerde günler öncesinden belli oldu. Sınır boyları ve çevresi sıkı güvenlik çemberine alındı, kontroller sıklaştırıldı. Güvenlik önlemleri üst seviyelerdeydi. Neredeyse hayat durmuştu… Uçağın ineceği havaalanından ibaren, çadır kentlere kadar, devlet başkanlarının karşılandığı törenlere benzer bir uygulama… Bayan Jolie, ne de olsa BM’nin çok önemli bir temsilcisiydi.

Jolie’nin, taa Atlantik ötesinden 10 bin kilometre yolu aşarak, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra medeniyetler kenti Hatay’a gelme zahmetinde bulunması manidardı. Sığınmacı sorunlarının ciddiyeti, kader Angelina Jolie’yi sınır boylarına doğru sürüklemeye neden olmuştu.

Anlatılanlara göre, işin ilginç yanı, bazı üst düzey protokol üyeleri ve kalabalık, Jolie’nin etrafında fır dönüyor, onunla “askerlik hatırası” fotoğrafı çektirmek için adeta birbirleriyle yarışıp, fırsat kollamaları dikkatlerden kaçmamıştı. Jolie’ye gösterilen aşırı ilgi ve sevginin yanı sıra güzelliği ve şıklığıyla ilgilenmesi, çadırlarda çözüm bekleyen insanların sorunlarını gölgede bırakıyordu.

Hıristiyan âleminin ilk kilisesi olarak kabul edilen Antakya’daki Sen Piyer Kilisesi… Papa tarafından 1963 yılında, Kudüs’teki Hac merkezinden sonra, 2. Hac bölgesi ilan edilmişti. Bu kutsal mekâna her yıl 29 Haziran’da düzenlenen Aziz Piyer Bayramı vesilesiyle dünyanın dört bir yanından gelen Hıristiyanlar, ayinlere katılır HAC görevini yerine getirirler.

BM’nin gönüllü elçisi Angelina Jolie’nin Hatay’a gelişi, 2011’in Haziran ayına denk gelmişti. Hâlbuki Hatay’a kadar gelmişken Sen Piyer Kilisesini ziyaret edip HACI olabilirdi. Ona “HACI” Angelina şeklinde hitap edilme şansını da kaybetti.

Kaçan ikinci fırsata gelince, ünü dünyaya yayılan hoşgörünün sembolü HATAY MEDENİYETLER KOROSU’nu dinlemeden, izlemeden çekti gitti.

Kaçan üçüncü fırsat ise, Hatay’ın dilden dile dolaşan o meşhur lezzetli yemekleriydi. Yemek, soğuk meze ve tatlı türlerinin tadına bakmadan Hatay’ı teğet geçerek ayrılmak? Kaytaz böreği, kağıt kebap, oruk, tepside et… Humus, muhammara, cevizli biber… Patlıcan reçeli, kabak tatlısı ve peynirli künefe…

Bayan Jolie, yemeklerin tadı, damağında kalacak, ülkesine döndüğünde, lezzetlerini anlata-anlata bitiremeyecekti. Basit bir tanıtım için reklamlara ne paralar harcanıyor. Hatay’ın ve özellikle Türkiye’nin tanıtımı bedavaya gelecekti.

Angelina’nın sayesinde dünyanın gözü kulağı Hatay’ın üzerindeydi. İlimizin haritadaki yeri daha iyi keşfedilmiş oldu. Angelina’nın gelişi gibi, uğurlanışı da muhteşemdi.

SONUÇ: Sığınmacılara mali yardımların artırılması ve Türkiye’nin yükünün hafifletilmesi… Sıfıra sıfır elde var sıfır. Ne gelen ne soran var, fasa fiso…

Angelina’nın, kocaman bir aferin, takdir ve övgüleri. Destek (!) dediğin işte böyle olur.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here