Ak Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, geçtiğimiz hafta sonu ilimize gelerek bir dizi ziyaretlerde bulundu. Hatay ziyareti kapsamında İskenderun’da iş adamları ile de bir araya gelen Kurtulmuş, Türkiye’nin teknolojik gelişimi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Ak Parti Genel Başkanvekili Numar Kurtulmuş, iş adamı Recep Atakaş tarafından yaptırılan Nihal Atakaş camiini de ziyaret ederek, cami hakkında Atakaş’tan bilgiler aldı.
Daha sonra işadamlarıyla bir araya gelen Ak Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Türkiye olarak bir kaç yıla kadar dünyanın üst sanayi sekmenlerinde Dünya ile rekabet edebilecek duruma gelineceğinin altını çizerek; “Bu coğrafyadaki oyunları bozabilmenin ilk şartı ekonomide ve teknolojide güçlü olmaktır. Ekonomide kendi kendine yeterli olmak teknolojide milli ve yerli sanayisini üretebilme seviyesine yükselmektir. Türkiye’nin önündeki kısa vadedeki hedefi budur. Bu alanda büyük ve önemli adımlar atıyoruz. Bugün Türkiye olarak bir kaç yıl içerisinde Dünyanın üst sekmenlerinde Dünya ile rekabet edebilecek konuma geleceğiz.
Osmanlı’nın son döneminde Cumhuriyetimizin ilk dönemlerinde birinci sanayi devrimini kaçırdık, ardından ikinci sanayi devrimi dediğimiz ağır sanayi devrimini kaçırdık. 1970’lerin ortalarında başlayan kürselleşme ve yüksek teknolojilerle birlikte Dünya ekonomisine hakim olan üçüncü sanayi devrimine bir yerlerinden eklendik şimdi önümüzde kimilerinin sanayi 4.0 dediği sanayide yüksek teknoloji merkezi yeni bir dönüşüm süreci, Türkiye gibi büyük ülkelerin önüne büyük imkanlar seriyor. Dolayısı ile bu süreçte artık geride kalmayacağız Türkiye olarak milli sanayimizi yerli sanayimizi kurup uluslar arası alanda rekabet edebilecek markalarımızı ortaya koyacağız bununla ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz” dedi.
Numan Kurtulmuş ülkenin sanayi ve teknolojik tarihinin bu ülkenin ihanet tarihi olduğuna da vurgu yaparak sözlerine şöyle devam etti;
“Üzülerek söylüyorum, ne yazık ki bu ülkenin sanayi ve teknolojik tarihi aynı zamanda bu ülkenin ihanet tarihidir. Sanayicilerimiz iyi biliyorlar. Türkiye 1940’lı yıllarda kendi uçağını yaptı yurt dışına da satabilecek konuma gelmişken bir karanlık el çıktı ve buna engel oldu. 1960’tan sonra Türkiye yerli otomobilini yaptı ve yine karanlık bir el buna da engel oldu. 19782de Türk uçak sanayi ve anonim şirketi İtalya ile savaş uçağı yapmak için anlaşma yapacakken ne yazık ki Türkiye’nin derin tarafından gelen bir telgrafla anlaşma imzalatılmadı, eğer Türkiye 1978 yılında kendi savaş uçağını yapmış olsaydı bugün bambaşka bir yerde olacaktık.
Biz ABD’nin karşısında F35 savaş uçağını alacak mıyız, almayacak mıyız tartışmasını yapmayacağız zaten uluslar arası alanda kendi savaş uçaklarına sahip olacaktı. Halen bazı karanlık odaklar Türkiye’nin Milli ve yerli sanayisinin gerçekleşmemesi için fren yapıyor el frenini çekmeye çalışıyorlar. Türkiye yerli milli sanayisini kurmak geliştirmek ve güçlendirmek zorundadır. Çok mesafe aldık artık eski Türkiye değiliz artık birçok alanda kendi üretimini yapan bir Türkiye var daha da güçleneceğiz daha çok üreteceğiz bu nedenle İskenderun modeli aslında güzel bir model Türkiye’nin yerli ve Milli sanayisini geliştirmek açısından. Önümüzdeki süreçte İskenderun’un bu özelliğini daha da ileriye götürmemiz lazım.”
