Değerli okurlarım, bu düdük olayı, düşünüldüğü gibi az buz bir şey değildir. Aksine zıt görüşteki toplumları birbirine düşüren, meskûn mahal sakinlerini rahatlatan önemli bir hadisedir. Çocukluğumda, mahalle bekçileri vardı ve onlar hava karardıktan sonra ve her on dakikada bir uzunca çalarlardı bu düdükleri. Demek ki devir değişti.
Evet, şimdi gelelim esas konumuza! Zamanımızda düdükleri sadece hakemler çalıyor. Çalsınlar çalmasına da adaletsiz çalıyorlar. Sporseverler onların “Gol” atmasını istemiyor. Sadece adil olmalarını diliyor.
Geride bıraktığımız sezonlara bakalım diyemeyeceğim, hiçbir anlam ifade etmeyecek. Dünleri hemen unutur, yarınlardan da fazla bir şey beklemeyiz ama bir poşet nohuda ve bir torba kömüre bazı değerlerimizi gözü kapalı feda ederiz. Nedense!
Kader ilahi denilen bir hadise ve kutsal sözlere hepimiz canı gönülden inanırız. İstersen inanma! Kara trenin elverişsiz raylar üzerinde süratini arttırıp onlarca insanımızın genç yaşta ölümlerine neden olunduğu gibi. Bu beceriksizliğe, vurdumduymazlığa; “Kader İlahi” diyerek vatandaşların duygularıyla alay edilmişti. Bu söylediklerim gerilerde kaldı ve rahatlıkla unutuldu…
Şimdi, dilerseniz şöyle düşünelim. Ülkemizde bazı faydalı şeyler nasıl ve ne zaman yapılır? Onlarca insanımız zamansız dünyasını değiştirmeden?! Milli gelirler yer ile yeksan olmadan?! Çevre tahrip olmadan?! Veya rögar kapakları ne zaman kapatılır? Minicik evlatlarımız lağım sularında can vermeden hiç önlem alınır mı? Alt geçit, üst geçit ya da yay geçidi yapılır mı?
Yapılması gereken şeyler, mutlaka can kaybı olduktan sonra gündeme alınır, artık ne zaman yapılırsa!
Tabii afetlerde de aynı vurdumduymazlık! Örneğin, depremlerden kaçınma tedbirleri ne zaman gündeme gelir? Afet anında boğulanların ve çürük binaların enkazı altında kalarak binlerce vatandaşın bu kötü kaderi tadıp yaşama veda ettikten sonra… Bu konu ile ilgili toplanan paralar ve bağışlar da birileri tarafından ne yapılır, toplananlara ne olur, işte onu bilemiyorum.
Ülkemizde ne hikmetse, Allah’ın verdiği ömrü tam olarak yaşayanların sayısı gittikçe azalıyor. Biraz da insanlar canlarının kıymetini bilmiyorlar. Oysa yaşam güzel, güzel yaşamak daha da güzel!
Tüm ülkelerde spor aralıksız yapılıyor, hatta bazılarının yamyam dedikleri, vahşi, zifiri karanlık dedikleri Afrika’da ve oraların en ücra yerlerinde bile spor yapılıyor. Avrupa’da da binlerce Afrikalı futbolcu top koşturuyor.
Nedense, bizdeki spor öyle bilindiği gibi değil!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA