ABD’nin üstüne vazifeymiş gibi sözde “Özgürlük ve Demokrasi” bahanesiyle bir ülkeye kapağı attığında, bir daha geri dönmemek üzere ülkeyi terk ettiği hiç görülmüş müdür? Tarih örneklerle doludur. Afganistan, Irak ve şimdi de Suriye…
ABD elini kirli işlere bulaştırırken maşa kullanmaktan hoşlanır. El Kaide, PYD, PKK ve DEAŞ onun eserleridir. ABD’nin gözü hep dışarılardadır. Bir ülkeden bir kısım toprak araklamak istediğinde, maşalarını devreye sokar.
Bu operasyonların sonunda, irili ufaklı seyyar kukla devletleri himayesi altına alır. ABD’nin, gözüne kestirdiği devletlerin “malında, canında ve ırzlarında” gözü vardır. Bundan dolayı göz koyduğu devletlerin topraklarına kendi kendini davet eder. Sonrası malum. O toprakların ev sahibi olur.
ABD, dünyanın sırtından geçinmeyi alışkanlık haline getiren bir asalak gibidir. Ona elini veren kolunu kaptırır. Rivayetlere göre, inanarak Nuh’un gemisine binenler kurtulmuş… Ama ABD’nin o esrarengiz gemisine binenlerin gemiyi terk etme imkân ve şansları olmadığından denizin ortasında derin ve dalgalı sularda gömülüp yok oluyor.
Ortadoğu’nun ‘Pavyon Fedaisi’
14 Nisan 2018 sabaha doğru, Miraç Kandili’nin kutlandığı saatlerde, Suriye’nin çeşitli bölgelerine arka arkaya füze saldırısında bulunuldu. ABD, Fransa ve İngiltere üçlüsü tarafından yapılan saldırıda 120 füze fırlatılmış… 1 füzenin maliyeti yaklaşık 1 milyon 200 bin dolar.
Sadece füzelerin toplam maliyeti 227 milyon dolardır. Aynı operasyona katılan İngiltere ve Fransa’nın da uçakları ve seyir füzeleri de maliyete eklendiğinde, 1 saatte yapılan saldırının toplam tutarı 300 milyon doları geçiyor. Bu paranın Türk Lirası karşılığı, 4 milyon 800 bin lira ediyor. 300 milyon dolar bir anda buharlaştı, duman oldu.
ABD Başkanı Trump, geçtiğimiz günlerde füze saldırılarından önce, “Suriye’den çıkma planı üzerinde çalışıyoruz. Suudi Arabistan, bizim Suriye’de kalmamızı istiyorsa parasını ödemesi gerekir” açıklamasında bulundu. Suriye’ye fırlatılan füzelerin ABD’nin kasasından çıktığını mı sanıyorsunuz? Nasıl olsa füzelerin parasını ödeyecek Körfez ülkelerinden bir enayi bulunmuştur.
ABD “Pavyon Fedaisi” gibi davranıyor, haracını da söke-söke alıyor. Suudi Arabistan da buna çoktan razı! Sığınacak bir liman bulmuş, o limanı hiç terk eder mi?
ABD’ye elini kaptıranın kolu gidiyor. Ahlaksızlık yoluyla, fırsatı kazanca çevirmek, faturayı da birine kesmek; ABD’nin oldum olası kötü bir alışkanlığıdır. Çünkü paranın kokusu baş döndürünce her şeyin önüne geçiyor.
“Ölüm Ticareti” de günümüzün ahlaksız bir mesleği olmuştur. Artık mertlik bozulunca, can almak, kentleri harabeye çevirmek, insanları yerinden yurdundan etmek basitleşmiş ve kolaylaşmıştır.