Kara; “Bilime Aykırı Politikalar Çevre Sorunlarını Arttırdı”

0
133

Çevre Derneklerinden Ortak Açıklama

Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) adına 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir açıklama yapan İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Nermin Yıldırım Kara, ülkemizde uygulanan bilime aykırı politikalar sonucunda çevre sorunlarının arttığına dikkat çekti.

DAÇE üyesi derneklerin imzasıyla hazırlanan ortak bildiriyi kamuoyuyla paylaşan İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Nermin Yıldırım Kara, insanların en temel hakkı olan yaşam hakkının ancak sağlıklı ve dengeli bir çevrede gerçekleşebileceğini vurgulayarak; “Ülkemizin, mevcut ve planlanan kirli ve eski teknolojiler olan termik santraller, nükleer santraller, çimento fabrikaları ve demir çelik fabrikaları ile gelişmiş ülkelerin sanayi çöplüğü haline dönüştürülmesiyle, Sularımızın HES projeleriyle ticarileştirilmesiyle, Dağlarımızın taş ve maden ocakları ile tahrip edilmesiyle, GDO’lu Hibrit tohumlarla Gıda politikamızın tamamen dışa bağımlı hale getirilmesiyle, meralarımızın yok edilmesiyle tarımımızın ve hayvancılığımızın bitme noktasına getirilmesiyle, turizm adına ormanlarla kaplı kıyılarımızın betonlaştırılmasıyla, yaşam hakkımızı koruyan Anayasanın 56. Maddesi ihlal edilmektedir. Bu ihlalin karşısında hukuk kurallarının işletilmemesi mevcut sorunların çözümsüz ve büyümesine neden olmaktadır. var olan sorunları çözümlenemez hale getirmekte ve büyümesine neden olmaktadır. Dünyayı çok büyük felaketlere götüren Küresel ısınma ve İklim değişikliği Ülkemiz içinde için de çok büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Devlet ve yatırımcılar başta olmak üzere herkesin insan hak ve hürriyetlerine saygı göstermesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

Yaklaşan 24 Haziran Seçimleri dolayısıyla; Cumhurbaşkanı ve milletvekili adaylarından yerine getirilmesini istedikleri talepleri de sıralayan Kara; “Son beş yılda, kanunlar değiştirilerek yasallaştırılan çevre ve doğal alanlara yönelik yıkımlar derhal durdurulmalı, kanunlar, doğayı ve çevreyi eksiksiz koruyan bir yapıya çıkartılarak uygulama ve denetleme alanları genişletilmelidir.

Öncelikle doğanın talan edilmesini sağlayan, edilmesine neden olan çevre kanunu ve ÇED yönetmeliğinin, maden kanununun, tohum kanununun ve kıyı kanununun, doğa koruma odaklı olarak yeniden düzenlenmesine, nüfus planlamasının yapılmasını, sağlık etki değerlendirme yönetmeliğinin acil olarak çıkarılmasını, taraf olduğumuz uluslararası doğayı koruyan sözleşmelerinin ihlal edilmemesini istiyoruz” dedi.

İklim değişikliği konusunda alınması gereken önlemlerden de söz eden Kara; “Küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerin başında gelen Ülkemizde, acil önlemlerin alınması gerektiği ortadadır. Bu önlemlerin başında, küresel ısınmanın nedeni sayılan olan karbondioksit salınımının salımının azaltılması gelmektedir.

Önceliği enerji tasarrufu ve doğa dostu teknolojilerin teknolojilerinin kullanılacağı Ulusal Enerji Master Planı yapılmalı ve uygulanmalıdır. Sularımızın ticarileşmesine sağlayan neden olan ve doğa katliamına dönüşen HES yatırımları derhal durdurulmalıdır. Teknolojisi, hammaddesi ve çalışacak personeli dış ülkelerden sağlanacak olan, enerjide dışa bağımlılığı mızı daha da arttıracak, teknoloji transferini yasaklayan, kamu kaynaklarımıza, ekosistemimize ve sağlığımıza zarar verecek, ülkemizi nükleer atık deposu haline getirecek olan Akkuyu, Sinop ve İğne ada Nükleer Santral projelerinden derhal vazgeçilmelidir. Küresel ısınmayı arttıran hava, toprak ve su kirliliğinde çok önemli payı olan karbon ve zehirli gazların emisyonları çok fazla olan, mevcut Termik Santraller kapatılmalı, yeni termik santrallerin yapımına izin verilmemelidir.

Küresel ısınmanın Karbondioksitin en önemli üretim nedenlerinden kaynaklarından biri olan ulaşım sistemimiz, toplu ulaşımı hedef alan biçimde yeniden ele alınmalı, Ulusal Ulaşım Master Planı yapılmalı, demiryolu ve denizyolu taşımacılığına yönelik yatırımlar sağlanmalıdır. Bu amaçla her ilimize ve ilçemize yük taşıması için normal rayların yanında seyahatler için gelişmiş ülkelerdeki gibi hızlı trenler yaşama geçirilmelidir. Denize kıyısı olan her beldenin deniz yoluyla yük ve seyahat amaçlı ulaşımları teşvik edilmeli yeni projeler üretilmelidir. Kent içinde bisiklet kullanımını sağlıklı ve verimli bir ulaşım modeli olduğunun kabul edilerek desteklenmelidir.

Üretilen hemen her türlü ürün, mal ve hizmetin temel enerji kaynağı elektrik ve petrol olduğu kabul edilirse, satın aldığımız her şeyin, küresel ısınmaya neden olan enerji kaynaklarıyla üretilerek bize ulaştırıldığı bilinmelidir. Bu kapsamda, önemli boyutta artan tüketim hacmimizi sınırlandırmadan küresel ısınmanın önüne geçilmesi olanaksızdır. Tüketim çılgınlığının önlenmesi ve herkesin aşırı tüketimden kaçınması için eğitici çalışmalar yapılmalı ve gerekli yasal mevzuat oluşturularak maddi yaptırımlar devreye sokulmalıdır. Teknolojik ürünlerin, garanti süresi dışında da ucuz ve hızlı bir biçimde onarılması için gerekli yasal mevzuat acilen oluşturulmalıdır. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı özendirilmeli ve arttırılmalıdır” diye konuştu.

Açıklamasının sonunda limanımıza getirilen anguslarla ilgili de konuşan Nermin Yıldırım Kara, bununla ilgili 9 Mayıs’ta çevre ve şehircilik il müdürlüğüne bir yazı yazdıklarını ve henüz yanıt alamadıklarını ifade ederek; “Başka bir sevkıyatın ve başka bir bölge planlamasının mevcut olup olmadığını sormuştuk. İskenderun Limanı dışında başka bir limana sevkıyat mümkün müdür? Bunları sorduk. Cevap alır almaz kamuoyuyla paylaşacağız. Halktan gelen yoğun şikayetler hepimizin malumu. Havanın sıcaklığı, iklim şartları hava yoluyla bu mikropların insanları daha çok etkileyecek seviyeye getirecektir. Umarım yetkililerden bir an önce cevap gelir” dedi. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here