24 Haziran günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde geçmişe dönük yaşanan heyecanlar bugün pek iç açıcı değil. İnsanlar seçimlerden bıkmış usanmış gibi… Mübarek Ramazan ayının telaşı seçim telaşından fazla… Neden ve niçinler çok fazla! Döviz tavana vurup durdukça ister istemez vatandaşlarda da istem dışı telaşlı hareketler baş gösteriyor.
Yarın nasıl olacak?… İstenmeyen bir darboğazın içinde mi dışında mı olacağız?… Yoksa tamamen bir ferahlama mı yaşayacağız. İş adamı, esnaf, işçi, emekli neyi nasıl düşüneceğini bilemiyor. Tedirginlik tam manasıyla onlarda hâkim. Allah’tan tam bir demokrasi içinde birlik yaşanılıyor. Kimse kimsenin tavuğuna hişt demiyor. Havalar sıcak ama seçim öncesi buzdolabındayız sanki! Seçim otobüslerinden usulca anonslar yapılıyor. Hangi seçmenin aracı geçti gitti belli değil.
Seçim büroları da açıldı açılmasına da içinde tam manasıyla kimse yok! Galiba Ramazan olduğu içindir. Yolda yüzlerce geçip gidenlerden birisini durdursan sorsan ona ”seçim var, haberin var mı” desen bilmem der geçer. Veya bir kaçı bir şeyleri yürekten değil konuşmak için konuşur gider. Bu sessizlik hiç de hayra alamet değil.
Fırtına öncesi sessizlik desem yanılmaktan korkuyorum. Bankalar piyasalardan rahatsız. Piyasalar da bankalardan rahatsız. Açılan iftar çadırlarında siyasiler yine en başta! Halk dışında ben buradayım diyen yok! Neden bu sefer böyle oldu diye bilen de yok! Beyinler durmuş! Gözler şaşkın bakışlarla bir taraflara bakıp duruyor. Sanki sanırsınız her kes şaşı.
İstekler, idealler ve beklentiler yok gibi!.. 24 Haziran bayram sonu hemen gelir ve geçer. Bayram bittiğinde kalan yedi gün nasıl geçer. Belki o yedi güne tüm seçim sloganları sığar. Son yedi günün saadetiyle seçmen öğrendiklerini sandıklara taşır.
Sandıklardan ne çıkacağını şimdiden hiç kimse kestiremiyor. Seçim önceleri anket yapan şirketler dahi tam manasıyla sonuçlardan emin değil. Sağ seçmen, Sol seçmen karma karışık! Azınlıklar, büyüklerin eteklerine yapışmış kopmamak için can havliyle sarılıp duruyorlar. FETÖ ise Amerika’da ve dünyanın her yerine dağılmış örgütleriyle pusuya yatmış bekliyor. Türkiye’de de boş durmuyorlardır. Can damarlarımıza basıp duruyorlar. Seçim öncesi sinsi çalışmalarını var güçleriyle yapıyorlardır. Öte tarafta beni can evimden vuranlarda sinsi bekleyişteler. HDP yeniden mecliste var olmak için var gücüyle çalışıyor. TV reklâmlarında HDP var. Şimdi seçim öncesi vaatler verildikçe veriliyor.
Şehit anaları ve evine ateş düşenler ne yapsın?! Vatan uğruna gözünü kırpmadan ölümle kucaklaşan Mehmetlerimizin acısını sızısını içimizde hisseden bizler, vatan hainlerine yeniden buyurun gelin mi diyeceğiz! Değişik mihraklarla bir olan, benim düşmanımı dost gösteren kişiler, parlamentomuzda boy gösterip tatlı hatip konuşmalarıyla beni yeniden mi susturacak! Bu seçim, çok düşünceleri hafızalarımızdan asla silmemeli. Bu ulu devlet kolay elde edilmedi. Kolay da teslim edilemez! Çok konuşanlar var, Çok şeyi bir anda öğrenip etrafa bilgiçlik taslayanlar var. Demokrasi güzel bir şey demek en doğrusu da “Demokrasiyi kaybetmek istemiyoruz” derken de düşmanlarımızı koynumuza alma türkülerinden de kaçınmamız gerek! Çok şeyler konuşulur ama bizler az şeylerden bir şeyler çıkartmalıyız. Seçim er geç yapılıp bitecek. Birileri bir yerlere gelecek. Seçim bittiğinde ise eyvahlar demeden yolumuza gitmeliyiz. Bu kutsal vatan birimizin değil hepimizin vatanı… Suriye’de yaşayan insanlar bizlere tutunmuş vatanlarını unutmuş. Onlar bizim vatanımızı kendi vatanları sanıyor. Sarhoş gibiler ne yapacaklarını bilemez halde bir oraya bir buraya gidip geliyorlar. Sallandıkça sallanıyorlar. Amaçları bitmiş tükenmiş. Biz asla onlar gibi olamayız. Büyük Türkiye Cumhuriyetinin öz be öz evlatlarıyız. Vatanımızın her damlasında atalarımızın kanları var. Topraklarımız kutsal ve vaaz geçilmezimizdir.
Geçtiğimiz gün İskenderun’da MHP seçim bürosunun açılışında bulundum. Gece vakti yağan yağmura rağmen ellerinde ay yıldızlı bayrak, binlerce kişi adaylarına destek için oradaydı. Onlardaki tek hedef bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin bekasının tehlikelerden uzak varlığı için yürekten tezahüratlarıydı. Yüce kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk ve aramızdan ayrılan ülkücü şehitlerimiz ile bu vatan uğruna can vermiş Mehmetlerimizin anısına, önce Kuran’dan bir ayetin okunmasının ardından bir dakikalık saygı duruşundan sonra tek bir ağızdan söylenen İstiklal marşımızı gözlerim nemli izledim.
Evet, bu seçim süreci, çok sessiz ve sakin bir şekilde sürüyor. Sonuçta ise Allah hakkımızda ne layık ediyorsa onu bizlere nasip etsin.