Ve Selin Sümbültepe…

0
637

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Yazımı yazarken bir taraftan da  Selin Sümbültepe’nin hafif yüreğe dokunan  sesi ile  söylediği  şarkılarını dinliyorum bilgisayarımdan. Selin Sümbültepe diye,  cıvıl-cıvıl mini-mini kıvırcık, minyon yapılı, şirin mi şirin bir kardeşten haberim bile yoktu iki gün öncesine dek. Evimiz Ayna ve Süpürge Derneğinin bu haftaki konuğuydu. Ve dernek üyelerinden sevgili Rafi Sümbültepe’nin kızı. Daha önceden hiç tanımıyordum.

Eğer sizde benim gibi onu tanımıyorsanız hemen tanışın youtube’a girin ve Selin  Sümbültepe adını tıklayın. Kendisi müziğinin daha çok gençlere yönelik olduğunu söylemesine karşın bendeniz müziğini dinledikten sonra hafif müzik seven her yaşa hitap ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Onu dinlerken önce dernekte sonrada müzik olarak doğrusu çok keyif aldım. Sıcakkanlı, alçak gönüllü yani  düşünün dernekte babasının  arkadaşlarına müziğini anlatan bir küçük hanım… Valla hepimiz İskenderun bağrından çıkmış ve sesi gerçekten çok latif olan bu arkadaşımıza hep birlikte destek olmalıyız. Onun da dediği gibi piyasa bitmiş durumda yetenek ve popülerlik yer değiştirmiş. Gemisini kurtaran kaptan durumları yaşanıyor sanatın her sektöründe. Parayı veren düdüğü çalıyor. Eline kalem alan şair oluyor, yazar oluyor, ressam oluyor. Ömrüm topyekûn sanatla yoğrularak geçtiğine ve geçmekte olduğuna rağmen kendime bir gün bile yazar diyemedim, ressam diyemedim, sanatçı hiç diyemedim. Hep kendimle savaştım, hep kendimi yenmekle derdim. Bu yönden Selinle duygudaşlık yaptım çünkü gördüğüm kadarı o da bu durumdaydı.

Ve yapacak bir şey yok dedi. Destek olacaksanız bir tık kadar yakınınızda ve internetten albümlerini alabilirsiniz. Sevgili okuyucularım gerçekten desteği hakkediyor Selin kardeşim, yoksa kimse bendenize bu yazıyı yazdıramazdı. Sesi gerçekten çok güzel, tertemiz, tatlı nahif yüreğe dokunuyor. Kendisi cazla çok işim olmaz demesine karşın kesinlikle caza da uygun ve en önemlisi o en doğal haliyle çıkıyor insanların karşısına, kimseye gebe değil ama çok güzel arkadaşları var ona her konuda destek olan, insanın gerçek serveti budur… Bendenizce biriktirdiğin paralar değil dostlar ve bir yerde aranıyor olmak girdiğinizde sizi görenlerin yüzünde bir tebessüm beliriyorsa işte budur  hayatın anlamı… Yoksa şarkı söylesen, yazı yazsan ne yazar, yüreğe dokunmadıktan sonra. Ve işte Selin bu  yüreğe hafifçe tüy gibi dokunuyor. Bir saat ve iki günden beri dinlediğim şarkılarından  tanıdığım ve tanımaktan sevinç duyduğum bir mini mini masal prensesi. Selin yolun açık olsun, dilerim düşündüğünden güzel yerlere gelesin ki kuşkum yok bundan.

Ve sevgili okuyucularım sağlıkla, sevgiyle kalalım, ayrımsız, gayrımsız, her zaman. Yase

& & & & &

Ünlü avukat Petrocelli’nin kaybettiği tek dava… Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu. Futbolcu yakalanmıştı… Ama karısının cesedi ortada yoktu. Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi… Futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu… Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:

“Sayın jüri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.. Buna az sonra sizler de inanacaksınız… Neden mi? Bakın, simdi 1’den 10’a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karısı bu kapıdan içeri girecek… 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10…”

Bütün jüri kapıya döndü… Kimse girmedi içeri! Avukat bir savunma dehasıydı; öldürücü hamlesini yaptı. “Bakın, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz… Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız… İşte kararı buna göre vermenizi talep ediyorum…”

Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu şekilde sonuçlandı… Mahkeme çıkısında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı:

“10’a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız… Neden böyle bir karara imza attınız?” “Doğru” dedi jüri başkanı; “Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu!…”

Günün Şiiri

Seni Saklayacağım

Seni saklayacağım inan

Yazdıklarımda, çizdiklerimde

Şarkılarımda, sözlerimde.

 

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek

Ve kimseler görmeyecek seni,

Yaşayacaksın gözlerimde.

 

Sen göreceksin duyacaksın

Parıldayan bir sevi sıcaklığı,

Uyuyacak, uyanacaksın.

 

Bakacaksın, benzemiyor

Gelen günler geçenlere,

Dalacaksın.

 

Bir seviyi anlamak

Bir yaşam harcamaktır,

Harcayacaksın.

 

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,

Yaşayacağım gözlerimde;

Gözlerimde saklayacağım.

 

Bir gün, tam anlatmaya…

Bakacaksın,

Gözlerimi kapayacağım…

Anlayacaksın.

Özdemir ASAF

Tek Hece Aşk

Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim
Kalmasa da şöhretimi duymayan
Kimliğimi tarif etmek zor benim

Bülbül benim lisanımla ötüştü
Bir gül için can evinden tutuştu
Yüreğine Toroslar’ dan çığ düştü
Yangınımı söndürmedi kar benim

Niceler sultandı, kraldı, şahtı
Benimle değişti talihi, bahtı
Yerle bir eyledim taç ile tahtı
Akıl almaz hünerlerim var benim

Kamil iken cahil ettim alimi
Vahşi iken yahşi ettim zalimi
Yavuz iken zebun ettim Selimi
Her oyunu bozan gizli zor benim

Yeryüzünde ben ürettim veremi
Lokman Hekim bulamadı çaremi
Aslı için kül eyledim Keremi
İbrahim’in atıldığı kor benim

Sebep bazı Leyla bazı Şirindi
Hatırım için yüce dağlar delindi
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim

İlahimle Mevlana’yı döndürdüm
Yunusumla öfkeleri dindirdim
Günahımla çok ocaklar söndürdüm
Mevladanım hayır benim, şer benim

Benim için yaratıldı Muhammed
Benim için yağdırıldı o rahmet
Evliyanın sözündeki muhabbet
Enbiyanın yüzündeki nur benim

Kimsesizim hısmım da yok hasmımda
Görünmezim cismimde yok resmimde
Dil üzmezim tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim
Benim adım aşk!

Cemal Safi

Günün Fıkrası

Of’lu hoca Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu: “Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci… En büyük dükkan kimin? Meyhanecinin… En güzel ev kimin? Meyhanecinin… Ya en güzel araba? Meyhanecinin. Bu paraları veren kim? Ha sizin gibi kafasızlar…”

Aradan 2 hafta geçer, bir adam koşarak hocanın yanına gelir ve ellerine sarılıp öperek: “Allah razı olsun hocam, senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım kurtuldu..”

Hoca memnun: “Aferin, içkiyi bırakmanın mükafatlarını ahrette de göreceksin oğlum.” der. Adam düzeltir: “İçkiyi bırakmadım hocam, MEYHANE AÇTIM!”

Mevlana Sözleri

Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.

Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır.

Sen bana kendi gözünle bakma, benim gözümle bak da biri iki görme! Bana, bir an olsun benim gözümle bak da varlıktan öte bir meydan gör!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here