Ortadoğu bölgesi, yeryüzündeki cehennemin adresi… Sönmek bilmeyen yakıcı ve kavurucu ateşin diyarı…
İki düzenbaz kafa kafaya vermiş, Ortadoğu’yu dizayn etmeye kalkışıyorlar. Bölgeyi ateş topuna çeviren yangının baş aktörleri… Biri tilki, diğeri leş kargası! Biri kaotik projeyi çiziyor, diğeri gözü kapalı uyguluyor. Yangına körükle gidenlerin biri kibrit, diğeri benzin bidonu…
Yaktıkları ateşin etrafında fır dönüyor, savaş tamtamları eşliğinde tehlikeli ateş dansı gösterisini sürdürmekte ısrarcı görünüyorlar.
Ortadoğu üzerinden kumar oynayan gözü dönmüş iki maceraperest kumarbaz… Ortadoğu’yu zindana çeviren belalı iki silahşorun kovboyculuk oyunu…
Biri sesiz sedasız sinsice saman altından su yürütürken, diğeri yani ihtiyar olanı, “Ortadoğu gece kondu projesini” gizlemeye gerek duymuyor, mahalle kabadayılığına heveslenip sağa sola tehditler yağdırmaktan çekinmiyor.
Zengin su kaynakları ve petrol yataklarını peşkeş çekmek! İleriye dönük düzenlenen projelerin arkasında yatan gerçekler budur.
Gözü dönmüş, gözü doymayan ve gözünü hırs bürümüş, birbirinin yamağı olmuş garip yaratıklar. “Bu bölge benim, o bölge senin” paylaşımı… İstila edilen Irak, Suriye ve Filistin toprakları… Harabeye dönen kentler, yerinden yurdundan göç etmek zorunda bırakılan milyonlar… Açlık, sefalet, hastalık ve göçebe hayatı… Hayatları söndürülen milyonlarca insan ve geride bıraktıkları dul kadın ve yetim çocukları…
Bu kara tablo, dünyaya eziyet çektirmekten zevk alan bu “ikilinin” başının altından çıkıyor. Dağdan gelmiş, bağdakileri kovuyorlar… Kendilerine ait olmayan toprakları, parselleme ve paylaşma planlarını hayata geçirmeye fırsat kollayan bezirgân iki pazarlamacı…
İki madrabazın kurduğu “Ortadoğu Emlak” Kolektif Şirketi ve ona bağlı YPG/PYD ve DEAŞ gibi yan kuruluşları, “terör siparişi” üzerine etrafa dehşet saçıyor.
Gasp, kapkaççılık, kavga ve hile yöntemleriyle, Ortadoğu’daki uçsuz bucaksız arazilerin üzerine bedavaya konma hayallerini gerçekleştirmenin entrikaları bir-bir deneniyor. Her yol mubah, hangisi tutarsa. Bölgenin altını oymakla kalmıyor, kurulu düzenin altını üstüne getiriyor dehşet saçıyorlar.
Fitili yakılan ateş topu, yuvarlana-yuvarlana çığ gibi büyüyor, “Sıkı durun geliyorum” sinyalleri veriyor. Ortadoğu’daki yer kapma mücadelesi giderek kızışıyor. Ateş çemberini genişletme ve yayma çabaları hız kesmiyor, her yere bulaştırılmak isteniyor.
Savaşlar şaka kaldırmaz. Gidişat iç açıcı değil, tehlikeli boyutlara ulaşmış, sadece küçücük bir kıvılcım, telafisi imkânsız tahribatlara kapıyı aralamaya yetecek.
