Dünya Türk’ü Bir Daha Tanıdı

0
111

Türk olmanın gurur ve şuuru ile yaşadığımız şu günlerde birazda olsa titredik ve aslımıza döndük. Orta Asya’dan çıktığımız günlerden bu günlere kadar dünyanın her noktasında devletler kuran büyük bir ulusun evlatları olarak, atalarımızın bizlere miras bıraktığı karakterimizden ödün vermeden demek ki hala yolumuza devam ediyoruz.

Han Hakan ve Padişahlıkla yönetilen Türk devletlerinin sonuncusu olan Osmanlı imparatorluğunu içine sindiremeyen bizden öte devletler, Osmanlı’yı parçalayıp Türk Devletini ortadan kaldırmayı planladıkları anda Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu yeni Türkiye Cumhuriyeti devletini karşılarında buldular.

Türkün yüzyıllardır varlığı öylesine içlerine oturmuş ki yıllar geçse de kendilerinde oluşan bu korku ve nefreti içlerinden bir türlü atamadılar. Yeni Türkiye Cumhuriyetini kendilerince uzaktan kumandayla yönetmeye devam ettiler. Büyük savaştan sonra bir araya gelen anlaşma devletlerinin tümü savaştan yorgun çıkan yeni Türkiye’yi kafalarına göre yönetmeye başladılar. Yüce Atatürk’ten sonra gelen siyasi liderlerin üzerinde hegemonya kurdular. Onlar ne derse onları yapmak zorunda kalıyorduk. Çünkü her şeyimizle onlara bağımlıydık. Kafamızı biraz kaldırsak balyoz gibi kafamıza vuruyorlardı. Madenlerimizi kendi madenleri gibi kullandılar. Giyimimize kuşamımıza karıştılar. Kendi petrolümüzü çıkarttırmadılar. Dinimize örf ve adetlerimize burunlarını soktular. Olası bir nefes almamızda hemen bizleri birbirimize düşürdüler. Kendilerini bizden üstün görüp her yönümüzle ilgilendiler.

Anlayacağınız kendi ülkemizde gizli bir esaret altındaydık. Güya Türkiye’ye yardım yaptılar. Tarım makinesi verdiler, yedek parçalarını makine fiyatına bize sattılar. Teknoloji biraz ilerlerse hemen dur dediler. Özgürdük ama her yönüyle anlaşma devletlerine bağlıydık. Tuvalet kültürünü bizden öğrenen bu ileri devletler bizi içten içe parçalamak uğruna her türlü ayak oyunlarını oynadılar.

Amaçları belliydi, Türkleri ortadan kaldırmak. Türkleri kendilerine köle yapmak! Dahası bizleri yeniden Orta Asya’ya göndermek! Halbuki o ileri devletlerin yüzde sekseni bizim dejenere olmuş evlatlarımız. Onlar bunun farkında değiller.

Almanya’da ilk çalışmaya gidenler bilir. Türklere nasıl bir köpek gibi davrandıklarını anlatsınlar da dinleyin. Geçmişte bizleri yöneten siyasilerin hemen-hemen hepsi o Türk düşmanlarının sözleriyle bizleri yönetti. Halk fakir ve perişan olunca mecburen boyun eğildi. Avrupa teknolojiyi yaşarken bizler hala karasabanla tarlaları sürüyorduk. Bize acıyorlardı. Onların her türlü serzenişlerine çaresiz sessiz kalıyorduk. Kendimiz yeni bir şey yapmaya kalkışsak “Siz yapmayın bak çok ucuz şekilde biz size veririz” dediler. Bu ve benzer sebeplerden dolayı ilerleyemedik ve kendi kabuğumuza sıkışıp kaldık.

Yüce kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra gelen liderler, onlardan akıl almaz şekilde borç para aldılar ve bizi planlı şekilde dışarıya borçlu hale getirdiler.

Rahmetli Turgut Özal bizim ilk ufkumuzu açtı. Kim olduğumuzu, neleri yapabileceğimizi, bizlere tatlı babacan haliyle göstererek anlattı ve öğretti. Dış mihrakları o günlerden beri bir telaş sardı. Çünkü Türkiye kendine geliyordu. Derhal önlemlerin alınması gerekliydi. Sağ ve sol diye bir şeyler çıkartıp bizleri birbirimize kırdırmaya başladılar. Koalisyon hükümetleri devreye girdi. Ne kötü yıllardı, o günler nasıl unutulur. Ekonomiden anlayan bir kişi ortalarda yoktu. İş adamları esnaf bin bir perişanlığı yaşardı. Geçen zaman içerisinde rahata alışınca acıları çok çabuk unuttuk. Kökümüzün nereden geldiğini nereye doğru gittiğimizi bilmezlikten gelindiğine yanarım.

Yurdumuzun şimdiki durumunu iyice tahlil edelim. Her şey güllük gülistanlık olmayabilir ama şu bir gerçek, Türkiye artık eski Türkiye değil! Şimdiki Türkiye bizi zamanında parçalayan ülkeleri korkutur halde. Her halimizle bizlerden korkuyorlar. Acaba bu Osmanlı ruhu yeniden canlanıyor diye tedirginler. Kendi kurdukları Kürt ve FETÖ masalları da hedeflerine ulaşmadı. Bizleri ayrımcılıkla ayrıştırmaya kalkışanların planları alt üst oldu. Yeni bir Türkiye gözlerinin önünde hızla oluştu.

İşte telaşlarının asıl amacı bu! Yok Avrupa birliğiymiş yok başka bir şeymiş gibi şeylerle bizi avutamayacaklarını anladılar. Gerçek şu günlerde daha şiddetli şekilde anlaşılıyor. PKK ve benzer kuruluşları hemen yanı başımızda üst kurmuşlar. Bu üstleri de kimlerin kurduğu artık belli! Buralardan gizlice yurdumuza girip benim vatan evlatlarımı yıllarca sinsice kurdukları tuzaklarla bizlerden koparttılar. Türk devleti asla uyumuyor. Zamanında görülen tehlike istihbarat birimlerimizin güçlü çalışmalarıyla gerekli çalışmalar yapılmış ve Kürt kispeti altında ortaya çıkanları gerçek Kürtlerle birbirinden ayrıştırma çalışmalarında, Türkiye Cumhuriyeti “dostluk” içerisinde yakınlaşma çalışmalarını yapmış ama PKK ve uzantıları gerçek yüzlerini göstermeye başladılar. Hedefleri Kürt devleti kurmak ve Türkiye’yi alaşağı etmekti. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tüm anlaşma devletleri ateş püskürtmeye başladı. Onu son yıllarda Amerika Avrupa ve Türk düşmanları sevmiyor. HDP-PKK sevmiyor. Çağdaş denilen kuruluşlar sevmiyor. Türk’ü hiç bir zaman içine sindiremeyen sevmiyor. Kendilerine taraf gördükleri ülkelerde yaptıkları yürüyüşlerde Erdoğan’ı terörist ve çocuk katili şeklinde lanse etmeye başladılar.

Recep Tayyip Erdoğan’ı ister sevsinler ister sevmesinler, o tek başına ayağa kalkmış ve arkasında sessiz milyonlarla beraber, şanlı Türk sancağımızı bana dil uzatanların gözlerine sokuyor. Her şey ayan beyan ortada… MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli Türkiye’nin bu zor günlerinde hükümetin yanında yer aldı. Hükümete destek verdi. Kim ne anlarsa anlasın MHP ülke için doğru olanı yaptı.

Öbürleri ne yaptı, hala beni sevmeyenlerle birlikte birlik ve beraberlikten uzak şekildeler. AK PARTİ VE MHP Türkün gücünün öyle ucuz bir şey olmadığını ortaya koyuyor diye onları sevmiyorlar. İç ve dış düşmanlar şimdi ne yapacaklarını bilemez halde şaşkınlar.

Afrin-Cinderes artık emin ellerde! PKK kazdığı kuyuya Amerika ile beraber düştü. Türkiye’nin öyle böyle kolay lokma olmadığını anladılar anlamayalar da anlayacaklar.

Allah ordumuza ve milletimize zeval vermesin. Şehitlerimizin intikamı alınıyor. Ne mutlu Türküm diyene!..

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here