Değerli okurlarım, bugün sizlere, çocukları olsun ya da olmasın, bütün aileleri yakından ilgilendiren önemi bir olaydan söz edeceğim. Dilerseniz, konuya birazcık edebi yönden yaklaşalım…
Günlerden beri gökyüzü koyu kahve… Çatık kaşlı sema gözyaşlarını yaşlı evrene acımasızca indiriyor. Gün ışımamıştı, ama gök bir yerlerinde delinmiş sanırsınız, yağmur taneleri atkuyruğu gibi, ya da beş parmak halinde iniyor. Yağmur tanelerinde bir öfke, bir azamet var sanki. Öylesine şiddetli, öylesine haşin toprağa vuruyorlar ki…
Hava sıcak ama o yağan yağmur insanın içini titretiyor, zannedersiniz ki, “İLAHİ BİR MESAJ” veriyor. O, şiddetli de olsa, üstümüze inen yağmura “RAHMET” diyoruz. O rahmetin damlalarında, hayat var, bolluk bereketin var olacağına inanıyoruz. Ancak, o yağan rahmet var ya önüne set çekilmez, bir baraj kurulmazsa, bolluk bereket yerine, insanlara ölüm, açlık ve sefalet getirir. Kaderci olmanın bir anlamı yoktur.
Gençlerimiz de, çocuklarımız da, Yüce Allah’ın bizlere lütfettiği bir rahmettir. Onlara gereken ilgiyi göstermez, başıboş bırakırsak, sağını solunu tahrip ederek denize ulaşmaya çalışan sel sularına benzerler. Bu sütunlarda sık-sık yazdığım bir cümleyi tekrarlamak istiyorum. ”GENÇLERİMİZİN, ÇOCUKLARIMIZIN EĞİLİMLERİ, OLUMLUYA VE OLUMSUZA YÖNELEBİLİR ESNEKLİKTEDİR.” Bunun da başka bir izahı olamaz.
Son dönemlerde uyuşturucu bağımlılığı ve uyarıcıların kötüye kullanımı, dünya ülkeleri için bir tehdit olmaya başlamıştır. Bu tehdit her geçen gün alanını genişletmekte, kirli yüzünü ortaya çıkarmaktadır. Dünya ülkeleri, kendi durumuna uygun önlemler almaya özen göstermektedirler. Daha ziyade batılı ülkelerde, çok ciddi bir tehdit olarak algılanan uyuşturucu kullanımında, ülkemiz için de tehlike çanları çalmaya başlamıştır.
Bir siyasi partiye sırtını dayayarak (O insanlar istismarcıdır, O partiyle uzaktan yakından ilgileri yoktur) mafya olarak geçinen, kabadayılık yapan o rezil kişiler, maalesef okul önlerinde de çirkin yüzlerini göstermeye başlamışlardır.
Özellikle, okul çıkışında, müsait zemin hazırlayarak, yarınlarımız olan çocuklarımızla, gençlerimizle, yani hepimizin gülleriyle, bu konuda ticaretlerini sürdürüyorlar. ANALAR, BABALAR… Kişilik kazansınlar diye, çocuklarınızı, güllerinizi sokağa salmayın, büyük yanlış yapmış olursunuz. Daha sonra dizinizi dövmenin, vah-vah demenin, hiçbir anlamı yoktur.
Bu ifade, Kendime de, sizlere de, dostça bir uyarıdır. Enerjisini sarf edeceği bir spor alanı bulamayan genç ne yapsın? Bunu da sizlere yarın anlatacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA