Değerli okurlarım, Dünyada hiçbir ülke yoktur ki askerini bu kadar bağlı bu kadar sevgili olsun. Mehmetçik savaşlara, düğüne gider gibi gider, önce halay çeker, teçhizatının kuşanır, helalleşir, yoluna devam eder. Yüce Türk ulusunun bağrından çıkmış olan Mehmetçiği sadece bir Asker bir Nefer olarak düşünemeyiz. O analar, babalar ki önemli varlıklarına cepheye ya da kışlasına gönderirken “bayrağımızı yere düşürürsen hakkımızı helal etmeyiz” demeyi de ihmal etmezler.
Mehmetçik bir asker bir nefer değildir sadece… Bütün mukaddesatımız, aziz vatanımız, namusumuz, şerefimiz, bayrağımız, çocuklar, analar, babalar, kardeşler, bacılar ve de sevgililer bu kutsal değerleri taşır ve bunlarla özdeşleşmiştir, Mehmetçik!
Yaşamım boyunca çok olaylara tanık oldum. Anılarımız evlatlarını Askere gönderirken elindeki bayrağı sallarlar ve araç gözden uzaklaşıncaya kadar, çıplak ayakla, yalınayak…
“Ey Mehmetçik Sen dik dur yeter!”
Her dönemde tarihte iz bırakmış, tarih yazmış bir kişiliğe sahipsin. Biliyorsun ki vatanını korumak için geride kalanların bekası için onların kutsiyeti için parmağın tetikte! Gözlerin düşman üzerinde! Şunu da unutma ki yüce Türk Ulusu senin arkanda dimdik. Bu millet arkanda olmakla birlikte dualarını da sana gönderiyorlar. Cenabı Allah dualarımızı tez elden kabul edecektir inşallah.
Çatışma olsun operasyon ya da savaş olsun mutlaka şahadet olacaktır. Şahadet şerbetini içenlerin orada yeri hazır! İnşallah Gazi olarak salimen döneceksiniz ve hepiniz başımızın üstündesiniz.
Ey analarımız, babalarımız.
Sizler evlatlarınızı en değerli varlıklarınızı bu aziz vatan için bizler için ne idüğü belirsiz insanlık düşmanları etkisiz hale getirmek, yok etmek için sınır ötesine gönderdiniz ve sizler de başımızın üstündesiniz. Sizlere hangi koşulda olursa olsun, saygısızlık yapanlar namerttir namert!
Sınırdaki il ve ilçelerimizdeki analarımız, bacılarımız sizler için eldiven, kaşkol, örüyor ve yanınıza kadar yemek getiriyorlar. Bilesiniz ki onlarla birlikte bu millet duaları ile yanınızda ve arkanızda. Birçok analarımızın yüreğine ateş düşmüştür, evlatları bu vatan için şahadete ermiştir. Allah’a yürümüşlerdir. Onları sakın aklınızdan çıkarmayın.
Bu noktaya gelinmeyebilirdi belki, sebep olanlardan da hesabını Yüce Allah soracaktır. Umarım bizler de görürüz. Hepinize en halis duygularımı ve dualarımı gönderiyorum. Yüce Allah sizleri korusun, Allah’ın selamı üzerinize olsun.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Gönül Köşemden
Bunca Şehidimiz Varken!
Değerli okurlarım, askerini baş tacı eden ender milletlerden birisiyiz, hamdolsun! Tabii ki Devletimiz de öyle… Yaşadığım yerlerde denk gelmediğim için bir şey söyleyemeyeceğim ama bizim o taraflarda askerden dolmuş ücreti alınmaz, lokantalarda bile faturanın asgarisi olur. Askere sorarlar harçlığın var mı? Bunlara sık-sık tanık oldum. Tanık olduğum bu olaylar çok güzel yaklaşımlardır, askerin moral motivasyonunu üst düzeye çıkarır.
Askere moral vermek için para ya da fazla ihtiyaç olmuyor bildiğiniz gibi! Hal böyleyken askerimiz sınır ötesinde vatan ve millet aşkına teröristlerin haddini bildirip dünyaya geldiklerinde pişman ederken ülkemizde çok ilginç diyaloglar yaşanıyor. Neden böyle oluyor anlamakta mümkün değil.
Sivri dilli biri çıkıyor sizden, bizden, onlardan, bunlardan deme gereği duyuyor. Hani kısa süre önce herkes bir anda Atatürkçü olmuştu ya! Ulu önder’e galiz küfürler eden ve hatta ayyaş diyen ya da diyenler… Bu söylediklerimi ekranlarda duymuştum. Aslına bakarsanız ekranlarda alenen bu millet için çok çirkin şeyler söylendi ya şimdi sırası değil. Sivri dillilerden birisi ekranda şöyle söylüyordu: “Önce ben giderim, sizler arkamdan gelirsiniz…” Bu ifadeler ne anlama geliyor bilemiyorum, mutlaka bir amaç için söylenmiştir. Bir başkası da çıkıyor “Benim binlerce bozkurdum oraya gitmeye hazır” ve “tepelerine bineriz…”
Ben giderim, sizler arkamdan gelirsiniz diyen kişi, nedense şu ifadeleri de kullanma gereği duyuyor “Ben giderim ama Kemal’in askerleri piyasada yok!” Yanlış anlamayı çok arzu ederim etmesine de bu çirkin ifade benim çok ağırıma gitti, kanıma dokundu! Üzüntüm sonsuz. Burada sormak istiyorum ki Aziz vatanımızın bekası için sınır ötesinde bulunan, teröristlere kök söktüren asker kimin askeri? Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri değil mi? yani Aziz Türk ulusunun askeri ve ordusudur. Bunu kim inkâr edebilir. Kendini bilmezlerin sarf ettiği sivri sözler moral bozmaktan başka bir şeye yaramıyor.
Oysa şu aşamada birlik ve dirlik içinde olmalıyız, siyasetinizi sonra yaparsınız. Kozunuzu hazarda paylaşırsınız, seferde değil. Evlatlarımız şehit olup toprağa verilirken, böyle gereksiz sürtüşmelere gerek yok. Küskünlüğe de gerek yok. Barışık olmalıyız.
Büyüklerimizin dediği gibi “ölümde durmaz, düğünde’…” Ancak şehitlerimize de saygılı olmalıyız. Onların Aziz naşı solmadan, gerekli gereksiz eğlenmeyi de doğru bulmuyorum. Bu acılı ve üzgün günlerimizde millet olarak el ele kol kola yürüyebiliyorsan konuyu hafifletebiliriz. Siyasiler de siyasi nezaketi akıllarından çıkarmazlarsa çok iyi olur. Milletin yüreğine düşen ateş, siyasete alet edilmemelidir. Doğrusu bu değil mi?
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Günün Nabzı
Zamlara Karşı
Kimse merak etmesin, bu millet isterse her şeye çözüm bulur. Yani zam yapılmış yapılmamış onu fazla ilgilendirmiyor. İnsanlarımızın favori içkisi rakıya son iki yıl içinde %500’e yakın zam yapıldı fakat demlenenler azalmadı, aksine artış kaydetti. Şarap düşünmeyin onun yanına yaklaşamıyor bile.
Tütün tiryakileri de yıllardan beri yapılan zamlardan gereği kadar nasibini aldı. Bu zamlar karşısında millet boş durur mu? Rakısını da şarabını da kendi imal ediyor. Zamanında bir muhterem rakı içeceğinize kavun, karpuz yiyin, onda da alkol demişti ya, neyse! Alkole zam yapanların kötü niyeti yok, kafası kıyak gençlik istemiyorlar da ondan!
Günün Sözü
Bastığın Yerler Toprak Değildir!
Öcal’dan İnciler
Bu Aziz Vatan Şehitlerine Minnettar