Değerli okurlarım, futbolun güzelliğini “zaafa” uğratmak için “stres” denilen illetten süratle uzaklaşmak gerekmektedir. Stres sadece sporcular için değil, herkes için geçerlidir. Bizleri nedense olumlu değil, hep ters yönde etkiler. Az ya da çok stresi hepimiz yaşadığımıza ve bundan sonra da yaşayacağımıza göre bunu açalım bakalım içinde neler bulunuyor. Sizler merak etmediniz mi?
Stres, zorlanacağınız, tehdit edici olumsuz bir durum karşısında, bedensel ve de ruhsal olarak zorlanmadır. Tüm uzuvlarımızı, bedensel ve sosyal durumun hepsini etkisi altına alır. Bizi mutsuz eder. İnsanlarda mutluluk hiçbir zaman stres yaratmaz, aklımdayken söylemiş olayım. Siz de mutlu olmaya çalışın. Şeker hastaları (Diyabet) tansiyonu olanlar, bu rahatsızlıklarla “yan yana yürüyeceksin ama kızdırmayacaksın” diyor doktorlar. Stresle yan yana bile yürünmez, ondan olabildiğince uzakta durmak şart…
Sporcu olalım ya da olmayalım, bizleri yine ters yönde etkileyen, yaşamımızı zehreden bir önemli konu daha bulunmaktadır. Kronik yorgunluk. Daha önceleri de anlattığımı hatırlıyorum. Tekrar sunmanın bir sakıncası olamaz. Konumuz sporcular olduğuna göre, futbolcuları da ön plana çıkardığımızdan, bakalım onları kaç şiddetinde etkiliyor. Kronik yorgunluğun stresle ilgisi yoktur. Kendine iyi bakan, antrenmanlarda adam gibi çalışan gençlerimizi etkileyeceğini söyleyemeyiz. Sadece rüzgârın kayadan toz alması gibi bir şey olur o kadar.
Şimdi burada, bir futbol takımının teknik ekibini gündeminize getirmek istiyorum. Teknik direktör olup hava atmak kolay da, anlatacağım koşullara ve sorunlara çözüm bulabilmek o kadar kolay değil. Öyle futbolcular vardır ki, içlerine kapalıdır (ketumdur) sorunlarını anlarına, babalarına ve hatta kader birliği ettiği hocasına bile söylemez, çekinir. Haftada iki ya da üç antrenman ve bir maç beraberlikle futbolcuların sorunları “Çözümlenir” anlamına gelmez. Teknik direktör oyuncularına bir baba gibi yakın olmalıdır. Aksi halde en iyi oyuncu bile başarısız olur, kendine de takımına da zarar verir.
Mesleğine saygılı bir hoca öğrencileriyle dost olabilmeli ve aynı zamanda sağlık ekibiyle de olumlu diyalog kurmalıdır. Güzel futbol oynatmak zarif ve estetik yüklü göze hoş gelen hareketleri öğretmek tabi ki takdire şayan. Ama futbolcu sağlığı en azından bunlar kadar önemlidir. En iyi kadronuzla sahaya çıksanız bile, oyuncunuz stres yaşıyor, beyin olarak yorgunsa, taktiğiniz sisteminiz ne olursa olsun başarılı olmanız hayalden öteye geçmez.
Ulu Önder Atatürk’ün bir vecizesini sunmak istiyorum. “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur!” Sporcuda bütün ünitelerin sağlıklı olması şarttır. Özellikle taraftarlar çok şeyler beklerler. Futbolu futbolcular oynuyor ama sporseverler olmazsa futbolun yüzüne bakılır mı? UEFA, futbolu çirkinleştirmeyen, centilmenlikten şaşmayan futbol kulüplerini taltif etmektedir. Avrupa’da da ülkemizde de bazı kulüpleri cezalandırmaktadır. Güzel futbol tamam da saygıyı da göz ardı etmemeliyiz.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA