‘Sivas Katliamından Kalan Yaralar ve Aleviler’ Paneli Büyük İlgi Gördü
“Sivas Katliamından Kalan Yaralar ve Aleviler” paneli, geçtiğimiz gün Samandağ Cemevi ve Samandağ Belediyesinin ortaklığında gerekleştirildi. Panele konuşmacı olarak, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili ve Sivas’ta katledilen şair sanatçı Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı ve araştırmacı yazar Vedat Kara katıldılar.
Panelde, CHP Hatay İl Başkanı Mehmet Güzelmansur, Samandağ Belediye Başkan Vekili İlmittin Dağ, CHP Samandağ İlçe Başkanı İbrahim Aydoğan, Samandağ Cemevi Başkanı Tevfik Fatmaoğulları, Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Yıldız, Samandağ Halkevi Başkanı Ali Karasu, SYKP Eş Başkanı Yusuf Kimyon, Alevi Külttür Dernekleri Defne Şube Başkanı Sait Altun, CHP ilçe kadın ve gençlik kolları, Eğitim-Sen Şube Başkanı Sarap Aldıç Sakallı, CHP Kurultay Delegesi Ali Mutlu, Samandağ Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Atiye Sönmez Erdoğdu da hazır bulundu.
Panelde ilk olarak söz alan Zeynep Altıok Akatlı, Sivas katliamının üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen acıların hala ilk günkü gibi taze olduğunu ve kanamaya devam ettiğini ifade ederek; “Sivas katliamı 24 yıldır adalet bekliyor. 24 yıldır devam eden çok uzun bir dava öyle ki davanın sadece süresi bile nasıl bir adaletsizlik içerisinde olduğumuzu tek cümleyle özetlemeye yeter. Yaşanan acılar hukuksuzlukla unutturulmaya kapatılmaya çalışılıyor. Hatta bu tutumla yeni katliamların yolu açılıyor. Yeni mağduriyetlerin doğması için bir araç olarak bu adaletsizlik ve cezasızlık süreci işletiliyor.
Sivas Katliamı, 2 Temmuz 1993 günü bir Cuma namazı sonrası aylar öncesinde planlanan bilinçli bir şekilde örgütlenen bir kalkışmadır. Kentte düzenlenen Pir Sultan Abdal kurtuluş şenlikleri için kentte gelmiş olan başta Aziz Nesin olmak üzere çok sevilen yazar, sanatçı, aydın, tiyatrocu, gazeteci ve dansçı insanların bulunduğu bir şenliğin hedef alındığı bir kalkışmaydı. Sivas ilinde cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak diye slogan atıldı. Laiklik karşıtı slogan attılar. Şeriat yanlısı sloganlar attılar. Yazarları, aydınlanmış insanları hedef aldılar. Daima laikliği cumhuriyeti savunan toplumu hedef aldılar. Yetmedi, çocuklarımızı gençlerimizi, insanlarımızı hedef aldılar. Düşünen bir toplumu, düşünmeyi teşvik eden tüm anlayışları hedef aldılar. Bu bir tesadüf değildi. Bu ideolojik anlayışın nefret ettiği bir düzene karşı işte o cehaletin örgütlenmesiyle birlikte bilinçli bir kötülüğü de peşine takarak çıktığı bir yoldur” şeklinde konuştu.
Sivas katliamından sonra günümüze kadar yaşananlara da değinen Akatlı; “Sistemli bir şekilde eğitim sistemimizin içi boşaltıldı. Tıpkı orda düşünmeyi, düşünceyi, düşünen insanları hedef alanlar düşünmeyen insanlar yetiştirmek için biat eden sadece kendi çıkarlarına kul olabilecek insanlar yetiştirmek için eğitim sistemimizi hedef aldılar. Bir diğer aydınlanmanın temeli olan hukuk yargı sistemi çökertildi.
İşte bugünün Türkiye’si o zamanlarda atılan somut adımlarla kurgusu, planı çok daha öncelerden başlayan bir süreçle bizim önümüze getirildi. Sonrasında Sivas katliamının gerçek bir soruşturması hiçbir zaman yapılmadı. O günün katilleri bu gününün aklıyla yargılanmadı. Ancak bugün bir sosyal medya takibiyle tutuklanan insanlar iddianamesiz aylarca yargılamakta ya da Ergenekon balyoz gibi kumpas davalarında o insanların ömürlerinden seneler çaldıktan sonra pardon demenin yeterli olduğunu düşünmekte. Olağanüstü bir baskı bir kıyım bir şiddet rejimiyle karşı karşıyayız. Bu baskı ve şiddet rejimi gücünü Sivas katliamından Sivas katliamı gibi nice katliamlardan ve onların adaletsizliğinden geliştiriyor. Nasıl bu sistemin içine girebildiler? Sivas katliamının sanıkların avukatlığını yapanların neredeyse tamamı bugünün iktidar partisinin üst düzey makamlarında bürokrat oldular hatta milletvekili hatta bakan oldular” diye konuştu.
TBMM’de özel yetkilendirilmiş bir komisyon kurulması ve tüm faili meçhul siyasi cinayetlerin karanlıkta kalan gerçeklerin ortaya çıkarılması için bir araştırma yürütülmesi ile ilgili iki ayrı meclis talebinde bulunduklarını hatırlatan Akatlı, aradan 2 yıl geçmesine rağmen taleplerinin karşılanmadığını kaydetti.
Daha sonra söz alan Vedat Kara da, Sivas katliamında 37 kişinin öldüğünü ancak o gün Sivas katliamında öldürülenlerle katillerin isimlerinin aynı duvarda yazılmasını doğru bulmadıkları için ölenlerin sayısını 33 olarak kabul ettiklerini söyledi.
Bu katliamlarla aslında toplumun, kişilerin kimliklerini görmek gerektiğini kaydeden Kara; “Bugün bakıldığı zaman kadından, eşcinsellerden, başka dinlerden, dillerden, ırklardan nefret ediyorlar. Aslına bakarsanız kendi içlerinde bile birbirlerinden nefret ediyorlar. Bize diyorlar ki ‘biz kardeşiz’. Tarla senin, para senin her şey senin, bu nasıl kardeşlik? Biz kardeşlik falan istemiyoruz. Aslında eşit yurttaşlık, adil bir düzen, biz yaşama hakkımızın güvence altına alınmasını istiyoruz. Kardeşliği siz kendi aranızda yaşayın biz sizin kardeşliğinizden çok çektik ama biz bu ülkede eşit yurttaşlık istiyoruz. Alevilere çoğunlukta ve yoğunlukta bir düşmanlık var. Baktığınız da resimden heykele, güzel sanatlardan müzeye, bilime ne varsa güzel olan her şeye düşman bu zihniyet.
Bu topraklarda 2013 Mayıs ayında ben şunun gördüm Reyhanlı katliamı olduğu zaman ertesi gün Reyhanlı’ya geldik ve AKP ulusal medyada şunu tartıştırıyordu. Reyhanlıdaki katliamı yapanlar Samandağ’dan gitmiş yani şunu vurgulamak istiyorlardı katliamı Aleviler yapmış. Ben ateşler daha tüterken oradaydım onlarca ropörtaj yaptım Reyhanlılar şunu diyordu. ‘hayır biz bu topraklarda Alevilerle, Sunnilerle, Ermenilerle, Hıristiyanlarla, Rumlarla bir arada yaşadık ve bu katiller bu topraklardan çıkmaz bu katiller AKP tarafından Suriye’den getirildi dediler. Bu konuda Hatay Türkiye üzerinde farklı bir yer. Çünkü bu kimliklere bugün zarar verilmeye çalışılsa da birliktelik dokular hala mevcut. Biz bu şemsiyeyi büyütmek için gayret edeceğiz” şeklinde konuştu. (Haber: Meral SADREDİN)