Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Yaz sıcakları iyiden iyiye kendini gösterdiği bu günlerde hasta olmamak işten bile değil. Hiç bir şey yapmadan otursak bile terlemekten kurtulamıyoruz. Ya yürüyenler ne yapsın? Çok şükür gördüğümüz kadarı ile hiçte sıcaklardan ya da herhangi bir şeyden rahatsızmış gibi değiller. Ve bu bizi tabi ki sevindiriyor. Ancak ayakların yara bere içinde olduğunu da biliyoruz buna rağmen hiç aksatmadan gülümseyerek yürümelerini çok büyük bir takdirle karşılıyorum doğrusu. Ve keşke bendenizde o yürüyüşte olsaydım demeden yapamıyorum. Kim bilir belki ilerde katılabilirim eğer aile içindeki sağlık sorunları değişirse.
Her geçen gün katılımcılar artıyor tabi laf atmalarda. Artık kimse o lafları takmıyor bile kafaya. Referandum da “hayır” diyenler FETÖ’cü, PKK’lı, teröristti. Şimdi yürüyenler PKK’lı terörist FETÖ’cü… Yani dilin kemiği yok herkes istediğini söyleyebilir. Ancak “bu yolları teröristler geçsin diye yapmadık” diyenlere de anımsatmak gerek. Kimse kimseyi elinde kanıtı olmadığı sürece terörist ilan edemez. Ve o yollar kimsenin cebinden para ödenerek yapılmıyor. Yürüyenlerin ve yürümeyenlerin ve bu milletin vergileri ile yapılıyor. Bu zaten sürekli sıkıntı veren bir konu ve sürekli dillendiriyorum çünkü sokaklara, caddelere iki üç hatta dört sıra park eden araçlarda yolları babaların evi sanıyorlar.
Ve kaldırımları sorumsuzca işgal edenler artık iyice anladım ki, artık kimse “burası bizim hepimizin” demiyor “burası benim” diyor. İşte o kadar beğenirsen. Gel de adalet arama!
& & & & &
Ve sevgili okuyucularım, tabi güzel şeylerde oluyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından İskenderun kent trafiğine kalıcı çözüm bulmak amacıyla başlatılan ‘PAC Meydanı ile Tayfur Sökmen Bulvarı’ arasındaki battı-çıktı kavşak projesi için çalışmalar bugün (cumartesi) itibari ile başladı. Hadi hayırlı olsun. İnanıyorum ki herkes olası trafik sorunlarından ötürü anlayışlı ve yardımcı olur. Yani kentin trafik sorunu bir nebze olsun çözülecek ve hepimiz buna destek olmalıyız. Üstelik sağ olsunlar 24 saat gece gündüz çalışıp 180 günde bu projeyi bitirmeye çalışacaklar. Kolay gelsin diyoruz, ellerine sağlık.
& & & & &
Ve o kadar vahşileştik ki inanılır gibi değil. Hayvanlara yapılan eziyetler, çocuklara yapılanlarla yarışıyor nasıl insanlar olduk? Savunmasız, Allah’ın yarattığı ve “cana kıymayın” diye buyurduğu halde. Emri kulak arkası edip canlara nasıl kıyıyorsunuz. Üstelik inançlı geçiniyorsunuz!
Ve sevgili okuyucularım hava sıcak, çok sıcak ve bu tarz haberlerle daha çok ısınıyor ve tansiyonumuz aynen batı çıktı projesindeki gibi yükselip dibe vuruyor. Sakin olun diye kendimize telkin edip duruyoruz ama kardeşim bizde melek değiliz ki. Şimdilik sağlıkla, sevgiyle kalalım diyorum ayrımsız gayrımsız. İnsana, doğaya, hayvana, havaya saygılı ve sevgili… Yase
& & & & &
Kertenkeleyi Sen mi Yarattın?
Üstat bir gün bize, “Ben tesbihat ve dua ile meşgul olacağım. Siz gidin biraz gezin” demişti. Bu gezinti sırasında bir taşın üstünde bir kertenkeleyi vurup öldürmüştüm. Dönüşte Üstat ne yaptığımızı, nerelere gittiğimizi sordu. Ben de gezdiğimiz yerleri anlattım. Sonra da bir kertenkeleyi öldürdüğümü söyleyince, Üstad çok üzüldü bana dönerek: “Evini harap etmişsin” dedi.
Ben de, “Bizde 7 kertenkele öldürenin bir hac sevabı kazanacağını söylerler” dedim.
Bu defa Üstad, “Otur da konuşalım. Kim haklı kim haksız? O hayvan sana saldırdı mı?”
“Hayır!”
“Elinden bir şeyini aldı mı?”
“Hayır!”
“O hayvanın rızkını sen mi veriyorsun?”
“Hayır!”
“Senin mülkünde mi, arazinde mi geziyordu?”
“Hayır!”
“O hayvanı sen mi yarattın?”
“Hayır!”
“Bu hayvanların niçin yaratıldığını biliyor musun?”
“Hayır!”
“Bu hayvanı yaratan Allah, senin öldürmen için mi yarattı? Sana kim öldür dedi. Bu hayvanların yaratılışında binlerce fayda ve hikmet var. Onu öldürmekle hata etmişsin” dedi.
& & & & &
Tevazu
Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli’nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyormuş.
Durumu Hacı Bektaş Veli ‘ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi Dergahına gider ve aynı durumu Mevlana ‘ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli’ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmediğini söyler. Mevlana ‘ya bunun sebebini sorar. Mevlana şöyle der: “Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir, öyle her leşe konmaz, o yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.”
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş Dergahı’na gider ve Hacı Bektaş Veli’ye, Mevlana’nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli’ye sorar. Hacı Bektaş da şöyle der: “Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez, bundan dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir” der.
Günün Şiiri
Eskidikçe
Güneşi karşılıyoruz mutlu çığlıklarla öperek,
Dağı, ovayı
Yüzyılların uykusunu
Otu, börtü böceği,
Bir kanat vuruşta uçan kartalı,
Ağır akan ırmağı,
Ağzında dünyayı taşıyan leyleği,
Korkunç bir yalnızlık duyan karacayı.
Yaşamak süsler eklemektir sonsuz gerçeğe
Derin bir soluk almak gibi
Pencereden dışarı bakmak gibi gökyüzüne,
Bir kırlangıç uçmak gibi
Kök salmak gibi toprağa;
Ölümse, açılan bir eski zaman sandığı.
Zaman diyorsun, bir çingene gibi karşıma çıkıyorsun o zaman,
O zaman zaman kaçıyor;
Kim tutabilir şimdiyi dünü eskiyi
Ölümlerden ölüm beğeni
Kırk katırı kırk satırı?
Saçlarında güller, karanfiller, dünyanın en güzel kırları,
Saçında gelincikler, sabah çiyi ve tarlakuşları
Çizmeli kedi
Yedi derya geçen şehzade
En güzel sırma tel
Sabahın yedisi ve ıssız göl
Ve güneşin hiçbir şeyi
Güvercinlerin çığlığı!
Yüz çocuk ırmağa koşuyor
Bin çocuk daha
Ve yanıyor ayakları kumlarda
Tozda ve küllerde ve saçında.
Anılar eskidikçe, insan yaşlandıkça
Kavağın gölgesi suya düştükçe
Rüzgârın sesi ve sis, odaya dolar
Ve dağlar uzakta çok uzakta
Şimdi, şu sabah gibi güzel oldukça
Kırıldıkça kırağı.
Uçuşunu görmek güvercinlerin gökte
Beni bir çocukluk anısı gibi duygulandırıyor;
Görmüyor güneşi akşam ezanı köyde.
Yalnız sular mı uykuya varacak dağlar kayalar mı şimdi?
İşte çam çıraları da bitti
Haydi sen de var uykuya:
Çöksün üstüne gecenin karanlığı!
Ali PÜSKÜLLÜOĞLU
Günün Sözü
Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.
Hz. MUHAMED
S eni diğerlerinde farksız yapmaya bütün gücü İle gece gündüz çalışan bir dünya da, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başIadın mı, artık hiç bitmez!
Cummings