Merkebin Hali Berbattı!…

0
162

Bir kamyonun çarpışıyla yaralanmış olan Çiftçi Celal kazadan sorumlu tuttuğu taşıma şirketine dava açıyor. Mahkeme salonunda şirketin avukatı ile Celal karşı karşıyalar ve avukat soruyor:

–Ama siz kazadan sonra gelen polis memuruna “ben çok iyiyim” demediniz mi?”

–Anlatayım ağam; Ben bizim merkebi kasabada satışa götürmek üzere kamyonetime bindirmiştim ki.

–Bırakın ayrıntıları Celal Bey, siz sadece soruma cevap verin: Siz, kazadan hemen sonra gelen Polis memuruna “ben çok iyiyim” dediniz mi, demediniz mi?

–İşte anlatıyorum ya Avukat Bey; merkebi kamyonete yüklemiş, yola çıkmıştım ki…

Avukat tekrar adamın sözünü kesti ve Hâkime dönerek:

–Sayın hâkim, size olayın tam olarak nasıl gerçekleştiğini davacının kendi ifadesi ile almaya çalışıyorum ama soruma cevap vermiyor. Bu bey, kazadan hemen sonra olay yerine ulaşan polis memuruna ifadesinde “çok iyi” olduğunu söylemiş. Kayıtlara geçmiş. Şimdi, aradan kaç hafta sonra müvekkilime dava açıyor. Ben bu davada, bu şahsın mahkemeyi yanıltmaya çalıştığına inanıyorum. Lütfen, sadece soruya cevap vermesini söyler misiniz? Yargıcı çitçinin hikâyesi ilgilendirir gibiydi:

“Dur” Tabelası

–Merkep hakkında söyleyeceklerini merak ettim aslında; Bırakalım da anlatsın…

Celal, yargıca teşekkür ederek devam etti:

–İşte dediğim gibi, Sayın Hâkimim, tam merkebimi kamyonetime bindirmiş şehre doğru gidiyordum ki, bu şirkete ait kocaman bir kamyon, “Dur” tabelasına aldırmadan üzerime sürdü ve bize çarptı. Ben yolun bir yanına fırladım, Karakaçan diğer yana nasıl kötüyüm, nasıl kötü, anlatamam, kıpırdanamıyor sancıdan, öte yanda Karakaçan bir anırıyor, bir anırıyor ki ortalık inliyor, derken bir polis memuru geliverdi, Karakaçanın sesini duyması ile önce ona doğru gitti, eğildi, bahtı, tabancasına davrandı, alnının ortasından Karakaçanımı vurmasın mı?

Sonra yolun karşı tarafına geçti, bana doğru geldi, dedi ki

–Merkebin hali berbattı, vurmak zorunda kaldım, “sen nasılsın bakayım?”

“Berbat durumdayım desem, adam benim de kafama sıkacak! Bu yüzden ‘çok iyi’ olduğumu söyledim. Durum bundan ibarettir efendim…”

Ne Ekerseniz, Onu Biçersiniz…

Ana karıncayla baba karınca, yavru karıncaları çevrelerine toplamışlar, onlara karıncalık dersi veriyorlardı. Baba karınca, dersinin sonunu şöyle bitirdi:

-Yavrularım! Hayatta karınca olmaya çalışın! Hiçbir zaman karıncalıktan ayrılmayın.

Yavrular, “-Nasıl karınca olalım? Karıncalığın yolları nelerdir?..” diye sordular.

Baba karınca, “-Kendinize bizi örnek alın” dedi. Biz ne yapıyorsak, sizler de onu yapın!

Yavru karıncalar, baba karıncayla ana karıncaya baktılar. Onlar ne yapıyorlarsa öyle yaptılar. Yazdan yiyeceklerini toplayıp toprak altına yığdılar. Kışın uyudular. Zamanı gelince yumurtladılar. Baba karıncayla ana karınca, çocuklarını yine çevrelerine topladılar. Baba karınca onlara,

-Yavrularım! Dedi. Ben artık ölüyorum. Hepinizden memnunum. Hepiniz karınca oldunuz. Hiçbiriniz karıncalıktan ayrılmadınız. Hakkım helal olsun. Allah sizden razı olsun.

Hepinizden Memnunum 

Baba balıkla ana balık, yavru balıkları çevrelerine toplamışlar, onlara balıklık dersi veriyorlardı. Baba balık, dersinin sonunu şöyle bitirdi:

-Yavrularım! Hayatta balık olmaya çalışın! Hiçbir zaman balıklıktan ayrılmayın.

Yavrular, “-Nasıl balık olalım? Balık olmanın yolları nelerdir?..” diye sordular.

Baba balık, -Bizi örnek alın, dedi. Anneniz ve ben nasıl yapıyorsak siz de öyle yapın!

Yavru balıklar, ana balıkla baba balığa baktılar, onlar ne yapıyorlarsa öyle yaptılar. Denizde yüzdüler. Kendilerinden küçükleri yuttular, kendilerinden büyüklere yutuldular. Yumurtalar yapıp ürediler.

Baba balıkla ana balık çocuklarını çevrelerine topladılar. Baba balık onlara, -Yavrularım! dedi. Artık siz yetiştiniz. Biz de rahat-rahat ölebiliriz! Hepinizden memnunum. Hepiniz balık oldunuz. Hiçbiriniz balıklıktan ayrılmadınız. Emeklerimiz boşa gitmedi. Hakkım helal olsun. Allah sizden razı olsun.

Yavru balıklar, “-Biz çok bir şey yapmadık, dediler, siz ne yaptınızsa biz de öyle yaptık…”

Köpek Olmak 

Baba köpekle ana köpek, yavru köpekleri çevrelerine toplamışlar, onlara köpeklik dersi veriyorlardı. Baba köpek, dersinin sonunu şöyle bitirdi:

-Yavrularım! Hayatta köpek olmaya çalışın. Hiçbir zaman köpeklikten ayrılmayın.

Yavrular: “-Ne yapalım da köpek olalım? Köpek olmanın yolları nelerdir?..” diye sordular.

Baba köpek, “-Çok kolay, dedi. Bizi örnek alın. Anneniz ve ben ne yapıyorsak, siz de onu yapın!

Yavru köpekler, baba köpekle ana köpeğe baktılar. Onlar ne yapıyorlarsa öyle yaptılar. Havladılar. Bekçilik ettiler. Sadık oldular. Çiftleştiler ve yavruladılar. Baba köpekle ana köpek, çocuklarını yine çevrelerine topladılar.

Baba köpek onlara, “-Yavrularım, dedi. Siz artık yetiştiniz. Hepiniz iyi birer köpek oldunuz. Biz de ölüyoruz. Hepinizden memnunuz. Hiçbir zaman köpeklikten ayrılmadınız. Emeklerimiz boşa gitmedi. Hakkımız helal olsun. Allah sizden razı olsun.

Yavru Hayvanlar 

Sığır, manda, hamsi, balina, deve, fil, yılan, koyun, yeryüzünde ne kadar baba hayvan ve ana hayvan varsa, yavrularına kendileri gibi olmaları, bunun için de kendileri ne yapıyorlarsa öyle yapmalarını söylediler. Yavru hayvanlar da baba hayvanla ana hayvana bakıp onların yolundan gittiler, sonunda iyi birer hayvan oldular. Baba hayvanla ana hayvan da ölürken, yavrularına memnunluklarını söylediler, haklarını helal ettiler.

Hayatta İnsan Olmaya Çalışın

Baba insanla ana insan, çocuklarını çevrelerine toplamışlar, onlara insanlık dersi veriyorlardı. Baba insan, dersinin sonunu şöyle bitirdi:

“-Yavrularım! Hayatta insan olmaya çalışın, hiçbir zaman insanlıktan ayrılmayın..”

Çocuklar, “-Ne yapalım da insan olalım? İnsanlığın, insan olmanın yollan nelerdir?..” diye sordular.

Baba insan, “-Çok kolay, dedi. Kendinize bizi örnek alın. Anneniz ve ben ne yapıyorsak, siz de öyle yapın!”

Çocuklar, baba insanla ana insana baktılar, onlar ne yapıyorlarsa öyle yaptılar. Hepsi de tıpkı tıpkısına babalarına benzediler. Baba insanla ana insan çocuklarını yine çevrelerine topladılar.

Yazık Oldu Emeklerimize…

Baba insan onlara, “-Yazıklar olsun!” diye bağırdı. “...Hiçbiriniz bizim istediğimiz gibi yetişmediniz. Hiçbiriniz insan olmadınız. Hepiniz de insanlıktan uzaksınız. İnsanlıktan ayrıldınız. Artık ölüyoruz. Yazık oldu emeklerimize, boşa gitti. Bütün hakkımız haram olsun, Allah hepinizi kahretsin…”

Çocuklar şaşırdılar, “-Peki, ama bize neden beddua ediyorsunuz?” dediler. “…Biz yanlış bir şey mi yaptık yoksa… Size baktık, sizi örnek aldık. Siz ne yaptınızsa, biz de onu yaptık…”

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here