Zaman bir ölçü birimi, bir sürenin belirli bir parçasıdır. Bilim insanlarının araştırmalarına göre, evrenin patlamasıyla (Bing-Bang) birlikte zaman ve mekân oluşmuştur. Zaman; geçmişe, geriye doğru işlemeyen, tek istikamette geleceğe doğru yol alan bir kavramdır.
Zaman tıpkı tüpten çıkmış diş macunu gibi eski yerine dönüşü imkânsızdır. Zaman elle tutulmaz, gözle görülmez sadece hissedilir. Rengi, cinsi, ağırlığı ve şekli yoktur zaman kavramının.
Zaman evrenin yaratılmasıyla birlikte bıkmadan, usanmadan, yorulmadan ve hiçbir engel tanımadan aynı hız ve tempoyla ileriye yani geleceğe doğru işler. Zaman akan bir ırmak gibidir, geriye doğru dönüş yapmaz sonsuzluğun yolunda adım-adım ilerler.
Doğaya egemen olan insan zamanla baş edemiyor, onun egemenliği altına alamıyor, boyun eğmek zorunda kalıyor. Hayatın her alanında zamana karşı hep yarış halindeyiz, günlük hayatta belirleyici bir rol oynar, saatin, dakikanın hatta saniyenin önemi büyüktür. Bir saniye dahi insanın kaderini değiştirecek öneme sahiptir.
Hava ve su kadar zamana ihtiyaç duyulur. Farkında olmadan onunla iç içe yaşarız. İstesek de istemesek de ona uymak zorunda kalırız.
Her şeyden önemlisi zamanın ne derece değerli olduğunu idrak edebilmektedir. Boş işlerle zamanın canına okuyoruz. Hâlbuki zaman; mal ya da parayla pulla yeri doldurulabilecek bir kavram değildir. Zamanı hoyratça bol keseden harcamak, kaybedilen bir hazinedir.
Zamana karşı özgür değiliz. Yaşam boyunca ona ayak uydurmanın eziyeti ve yorgunluğunu çekeriz. Zaman, bizler hayatta değilken vardı, yaşarken de var, dünyadan göçtükten sonra da hep var olacak ve evrenin sonu gelene kadar yoluna devam edecektir. Zamanı durdurabilecek bir “Fren Sistemi” henüz icat edilmedi. İcat edileceği de imkânsız görünüyor.
Ülkemizde “zamanın savurganlığı” iliklerimize kadar işlemiş. Onu değersiz işlerde harcamakta uzmanlaşmış bir toplumuz. Boşa kürek sallamakla meşgulüz.
Zaman acımasızdır, dış müdahalelerden hiç etkilenmez, bildiğini okur. O halde, zaman bize uymayacağına göre, bizim ona uymamız kaçınılmaz bir zorunluluktur. Paratonerin mucidi ve çok yönlü bir devlet adamı olan Benjamin Franklin’in zamanla ilgili yorumunu aklınızdan çıkarmayalım: “Sen gecikirsin ama zaman gecikmez.”
