Değerli okurlarım, Nükte, Nüktedan… Unuttuğumuz, geçmişte kalan önemli iki kelime. Oysa nüktedan, hoş konuşan, sohbetinde eleştiriyi çeşitli dozlarda kullanan, mizahın yumuşatıcılığını hazmetmiş ve bununla en sert polemikleri bile hoşgörüyle terbiye eden kimseler için söylenir.
Bugün de hiç kuşkumuz az olmakla birlikte nüktedan diyeceğimiz kişiler bulunmakta. Onlar en şiddetli eleştiriyi bile bir edebi üslup içinde dile getirirler.
Eskiden, hem de çok eskiden, sohbet meclislerinde bir tür olarak nitelendireceğimiz nükte; siyasetten edebiyata, spordan ticarete kadar geniş bir alanı kapsıyor. Ayrıca bu sohbet toplantılarına katılanlar çoğu zaman ortaya tahrik edici bir söz atarlar veya sevmediği bir kişiyle ilgili kinayede bulunurlar ki böylece ortaya bir nükte çıkardı.
Nükte ve nüktedandan söz etmemin nedenine gelinde; toplumda az ve öz konuşmak, sevdiklerinle sık-sık görüşmemek, spor alanlarında kendinden başlayarak herkese saygı. Bunları söylemeye çalıştım. Bildiğiniz gibi, saygın olmak yani sayılmak, sevilmekten daha iyidir. Dilerseniz, yeni sayılabilen hakemlerimize küçük bir paragraf açıp yeniden efsane olmuş hakemlerimize dönelim.
Önemli bir derby maçında dört kırmızı, on beş sarı kart gösteren Cüneyt Çakır günlerce konuşuldu, yazıldı, tartışıldı. Duyduklarımızda doğruysa, Cüneyt Çakır sigortacıymış ve belli de oldu. Müsabakanın sigortasını da attırdı. Yeni, yani günümüz hakemlerine geleceğim. Aldığım notlara dayanarak, gelin sisi geçmiş günlere götüreyim; o dönemdeki renkli ve efsane olmuş bazı hakemlerimizle tanıştırayım.
Ülkemizde, meşin yuvarlağın tarihinde simge isimler vardı. Kuşkusuz bunlardan biri de Apaklar’dı. Orhan Şeref Apak ve İzzet Muhittin Apak. Kız kardeşleri de, Türkiye’nin ilk kadın atletleri olarak Taksim Stadı’nda koştu. İlgisizlikten sporu bıraktığı söyleniyor. 20. Yüzyılın başlarında dünyaya gelen Apak Kardeşler, Erenköy’deki köşkün bahçesinde bezden yaptıkları topun peşinde koşarak tanıştılar futbolla.
Günümüzde, Süper Lig’deki birçok takımın; Trabzon, Bursa, Denizli, Sivas (Denizli ve Sivas’ın kümeden düştüklerini söylemek isterim. Zaten günümüzde birçokları asansör takım oldular) gibi takımların kuruluşunda bir futbol adamının emeğini kimse yadsıyamaz. Orhan Şeref Apak en uzun süre futbol federasyonu başkanlığı yapmış bir spor adamıydı. İkinci ligin kuruluşunun mimarıydı. Bu bilgileri O’nun ruhu şad olsun diye veriyorum. Hakemlik yapmadığı için kısa kesiyorum.
Merhum Orhan Şeref Apak; 1952-54, 1957-58, 1961-64 ve 1965-70 yıllarında futbol federasyonu başkanlığı yapmıştır. Gençlerbirliği Kulübü’nde başkanlık da yapmıştır. Ben de o tarihlerde Gençlerbirliği Futbol Takımı’nda futbol oynadığımdan rahmetliyi yakından tanıyorum. Allah rahmet eylesin! Sadece hakemlik yapmıştı o kadar. Futbolumuza emek veren çok önemli bir kişiydi. Yarınki sayımızda O’nun hakemlik yapmış kardeşinden söz edeceğim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA