Partili Cumhurbaşkanı, Milletin Tamamıyla Bütünleşemez…

0
114

18 maddelik Anayasa Değişiklik Paketi ile ilgili olarak Nisan 2017’de referanduma gidilmesi bekleniyor. “Tek adam Anayasası” olarak bilinen değişiklik paketine, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve seçmeni olarak kesinlikle karşıyım. Dolayısıyla referandumda ‘HAYIR’ oyu kullanacağım. Rejimi önemli ölçüde değiştiren değişiklik paketinde, partili Cumhurbaşkanı bana göre sadece kendi partisinden yana tavır alır, özellikle kendi partilisine imtiyaz sağlayabilir. Partili Cumhurbaşkanı, görev süresince sürekli kendi partisini kalkındırırken, diğer siyasi partilerinde gelişim ve büyüme göstermesine, kuvvetle muhtemel engel olur.

Bugün bir futbol maçında bile tarafsızlığını yitiren hakem yüzünden nasıl saha içi şiddet ve nahoş hadiseler vuku buluyorsa, bu kez tarafsızlığı yitirmiş bir Cumhurbaşkanı yüzünden ülke genelinde hiçte arzulanmayan hadiseler meydana gelebilir. Özetle, partili Cumhurbaşkanı, milletin tamamıyla bütünleşemez…

*Çoğulcu Katılım ve Demokrasi İçin ‘Hayır’ Diyorum

Yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanması, merkezi iradenin üstünlüğüne dayalı üniter devlet yapısına kesin olarak aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 3’üncü maddesine göre, “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür”.Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olması onun “üniter devlet” olması demektir. Tek adam anayasasında ülke bölünmeye gidebilir…

Seçtiğimiz milletvekilleri yoluyla, yönetime katılma hakkımızın tek kişiye verilmesine, hangi isim olursa olsun ben kendi adıma hayır diyorum. Güzel ülkemin tüm politikalarını ve elbette güvenlik, sağlık ve eğitim politikalarını bir kişiye bırakmaya razı değilim. Demokrasi, çoğulcu katılım ve elbette özgürlükler için hayır diyorum…

*Yamalı Bohça

Parlamenter sistem bizim vazgeçilmezimizdir. Anayasa metinleri, dar kapsamlı, dar zamanda alelacele hazırlanacak metinler değildir. Milletin tamamını kucaklaması adına, üzerinde en az bir, iki yıl çalışılacak ve mutlak surette uzlaşı sağlanacak metinlerdir. Sivil toplum örgütlerinin, Anayasa hukukçularının, iş dünyasının, sendikaların ve diğer kayda değer kurum temsilcilerinden mutlak surette kapsamlı görüş ve beklenti bildirdikleri anayasa değişiklik paketleri çok önemli ölçüde kabul görür. Aksi durumlar dayatmadır. Bedeni büyük bir kişiye, zorla küçük beden bir gömlek giydirmeye kalkarsanız, o gömlek yırtılır. Tekrar tekrar onarımı ise gömleği gömlek olmaktan çıkarır, yamalı bir bohçaya dönüştürür. Özetle darbe anayasası ortak mutabakatla önemli ölçüde değiştirilip, parlamenter sistemimiz güçlendirilebilir.

*Kontrolsüz Güç, Güç Değildir…

Dünyanın her yerinde tek adamlar, aşırı gücün getirdiği denetimsizlik, rahatlık ve her devrin adamlarının teşvikiyle ülkelerini ve milletlerini çeşitli maceralara sürüklemiş ve sonrasında bedel ödeyenler ülke insanı ve ülke toprağı olmuştur. Yüce Türk milletinin böyle bir lüksü yoktur. Bir kişiye sürekli dokunulmazlık verilmesi, ona bir yerde kontrolsüz güç vermektir. Kontrolsüz güç de çok iyi bilindiği üzere güç değildir. Parlamenter sistem de elektrikli banyo su ısıtıcılarındaki gibi en az üçlü koruma sistemi mevcuttur. Bugün en kötü otomobiller de bile yedek fren sayılan el freni bir güvencedir. Parlamenter sistemde yani dünyanın en güzel rejimi Cumhuriyet rejiminde her daim kayda değer güvenceler varken, tek adam rejiminde hiçbir güvence söz konusu değildir…

medyatik bakış1

*Kişiye Özel, Harmanlanan Anayasa

Anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanına olağanüstü yetkiler öngörmektedir. Ülkemizde bir asrı aşkın, bir buçuk asra yakın geçmişi bulunan parlamenter sistemin olmazsa olmazı olan kuvvetler ayrılığı ilkesinin yok sayılması, yasama, yürütme ve yargı mekanizmalarının tek kişide toplanması ve otoriter-totaliter bir rejime, açık faşizme geçiş demektir.

Suriye anayasasından da esinlenerek hazırlanan Anayasa değişikliğinin elle tutulur bir tarafı yoktur. Kişiye özel harmanlanan ve düzenlen 18 maddelik Anayasa Değişiklik Paketi’ne sadece Ana Muhalefet Partisi CHP değil meclis içindeki ve dışındaki irili ufaklı diğer muhalefet partilerinin çoğunluğu karşıdır. Hatta iktidar partisi AKP içinde aklıselim pek çok partili, partinin kurucu isimleri de Tek adam Anayasası’na karşıdır.

*Kararsızlar ve MHP Tabanı

MHP oldubitti ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana olmuştur. Bu nedenle MHP tabanı önemli ölçüde bölünme getirebilecek yeni anayasa paketine, Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye rağmen karşıdır. Kararsızlar, MHP tabanı, Saadet Partisi ve diğer siyasi parti üyeleri referandumda belirleyici olacaktır. Yerel ve genel seçimlerde, seçimleri adaletsiz oy barajı nedeniyle boykot edenler, bu kez ülkemizin geleceği için sandık başına gidecekler ve ‘Hayır’ oyların fazla çıkmasına vesile olacaklardır.

*Dolmabahçe Mutabakatı

Zamanında hain Fetullah Gülen’e ve hizmet hareketine her tavizi verenlerin, bugünkü pişmanlıkları geçmişteki hatalarının hoş görülmesine yetmiyor. İlaveten, iktidar partisi Ak Parti’nin, CHP ile HDP’yi aynı kefede gösterme istediği de nafile ve tutmayacak bir uğraş olacaktır. Yüce Türk milleti, yakın geçmişte AK Parti, HDP yakınlaşmasını, Açılım Süreci’ni, Habur şovunu, sınıra seyyar mahkemelerin kurulmasını, şimdi ortalarda görünmeyen akil insanları, Dolmabahçe Mutabakatını, bazı devlet yetkililerinin, bölücü terör örgütünün üst düzey yöneticileriyle görüşme yaptığını unutmamıştır. Şivan Perwer’in, İbrahim Tatlıses ve Barzani ile sözde açılım sürecine destek amacıyla Diyarbakır’da sahne aldığını gün gibi hatırlamaktadır. O zaman CHP, tüm bu olumsuz gelişmelere karşı durup, tepkisini net olarak göstermişti. Söz konusu gelişmelerin çoğunluğuyla ilgili bilgiler, fotoğraflar ve videolar halen internet ortamında tarihe ışık tutan belgeler ve bilgiler, ses kayıtları olarak durmaktadır. Bunlar açık bir biçimde ortadayken, HDP ile CHP’yı bir birine yapıştırma ve yakıştırma isteği, milletin aklıyla dalga geçmek olacaktır…

*Ak Parti, Pirincin Taşını Ayıklayamaz

15 Temmuz hain darbe girişimi ve paralel devlet yapılanması nedeniyle FETÖ mücadelesi tüm hızıyla sürmektedir. Mücadele elbette sürmeli, hak edenler gerekli cezaları almalıdır. Ancak referandumu FETÖ ile ilişkilendirmek oldukça yanlış bir yoldur. 15 Temmuz 2016 gecesi, ülke genelindeki cadde ve alanlara sadece Ak Partililer inmemiş, CHP’li, MHP, SP’li, BBP’li kısaca hemen herkes yani milletin kendisi sokağa inmiş ve darbeye direnmiştir. İşte 15 Temmuz 2016 gecesi o darbeye direnenler, sırf ‘Hayır’ dedikleri için bugün FETÖ yandaşı olarak kabul edilirlerse, Ak Parti, pirincin taşını ayıklayamaz, beklenen ‘Evet’ oylarının çok gerisinde kalabilir…

Durum budur. Vatanımı, milletimi, bayrağımı, Ulu Önder Atatürk’ü ve elbette Türkiye Cumhuriyeti’ni seviyor ve büyük değer veriyorum. Milletimin, ülkemin ve Cumhuriyetimizin geleceği için Anayasa Değişiklik Paketi’ne ‘Hayır’ diyorum… Nisan 2017’deki referandumda oyum, ‘Hayır’ olacaktır…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here