Aşırı Nüfus Artışının Maliyeti Yüksektir

0
93

Hızlı ve düzensiz “nüfus artışı” sosyal, ekonomik ve çevresel sorunları da beraberinde getiriyor. Niteliksiz nüfus artışı, kalkınma çabalarını büyük ölçüde olumsuz etkilemektedir. Gelenek ve görenekler, dinsel inançlar nüfus artışını tetikleyen nedenlerin başında gelmektedir.

Yaşamın temelini oluşturan beslenme, eğitim ve sağlık harcamaları, başlı başına ekonomik koşulları zorlamakta, artan geçim sıkıntısından dolayı istemeden de olsa “fazla çocuk” yapmayı engelleyen faktörlerin başını çekmektedir.

Ekonomik ve sosyal sorunları iyileştirecek önlemler alınmadan oluşan nüfus artışları, “niteliksiz ve kuru kalabalık” bir neslin yetişmesine yol açmaktadır. Ülkemizde özellikle “genç işsizlerin” sayısı giderek artış göstermektedir. Üretmeden tüketen, işsiz güçsüz bir toplum yapısı, doğal olarak kalkınmayı, ilerlemeyi ve gelişmeyi de engeller.

Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı’nda genç nüfustan oluşan yüz binlerce şehit vermiştik. Savaştan yeni çıkmış olan ülkemizde, Cumhuriyet’imizin kuruluş yıllarında 8 milyonu kadın, 5 milyonu erkek, toplam 13 milyonluk bir nüfusa sahiptik. Bugünkü nüfusumuz ise 80 milyona dayandı. Ancak genç işsizler ordusuyla karşı karşıyayız.

arada bir9

Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, millet, fakr’u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş, açlık, yoksulluk, sefalet ve hastalıklarla boğuşuyordu. Art arda süren savaşlar nedeniyle erkek nüfusunda kayıp veren ülkemizin kalkınması ve refah düzeyinin yükselmesi için “üreten, genç ve dinamik bir nüfusa” ihtiyaç vardı. Doksan yıllık Cumhuriyet tarihinde uzunca yol alındı ama hala “tüketici toplum” sorununu çözmüş değiliz.

Petrol ve doğalgazda, daha doğrusu enerjide dışa bağımlıyız. Her yıl ortalama 40-50 milyar dolar civarında para bu harcamalara gidiyor. İşte tam bu noktada kendi kendine yeten nitelikli bir nüfusa sahip olmak durumundayız.

Enerjiye ve sanayide kullanılan çeşitli ithal ham maddelere harcanan döviz miktarında büyük ölçüde düşüşler sağlanabilir. Yeteri kadar nüfus yoğunluğu, tüketim ve işsizliği azaltır. Çok tüketmeden üreten, iç piyasada üretilen ürünleri ihraç ederek döviz girdisi sağlayan bir ülke konumuna gelebiliriz.

Tüketimi körükleyen eğitimsiz, sağlıksız ve işsiz bir nüfus, ayak bağıdır ve ülkelere olan maliyetleri çok yüksektir. Gereğinden fazla çocuk sahibi olmak, sanki bir marifetmiş gibi algılanmaktadır. Marifet nitelikli ve kaliteli insan gücü yetiştirebilmektir. Ülkelerin refah ve gelişmişlik düzeyi nüfusun çokluğuyla değil, “kalitesiyle” ölçülür.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here