Değerli okurlarım, sizlere stadyum ve fanatiklerden söz edeceğim ama öncelikle beton gibi zemin olsa da futbol saatlerce ayakta da izlense, polis copu, asker dipçiği bile olsa, sahalarda ter atan ya da titreyerek futbol maçı izleyen insanlara rastlarsanız. O dönemi dolu-dolu yaşadığım için, o insanlara sonuna kadar saygı duyuyorum. Anlattığım koşullarda futbol maçı izlemeye gitmek biraz da yürek ister onlarda tüm zamanların en yürekli ve en asil spor severleridir. Her şeye rağmen, Taraftar ya da sporsever nasıl olmalıdır? Taraftar olmanın etik ilkeleri nelerdir? Sporseverler hangi özlük haklara sahiptir?
Bunların hepsini makalemizin akışı içinde açıklamaya çalışacağım ama ne söylersek söyleyelim, ne yazarsak yazalım, istisnaların dışında amatör olunca fazla bir değişiklik olmuyor. Önemli bir konunun altını çizerek devam etmek istiyorum. Doğu Bölgemizde profesyonel futbol takımı sayısı artmalı. Hatta Süper Lig’de oynayan 3-4 takımları bulunmalı. Bir yerde profesyonellik varsa, ekonomiden söz etmek daha kolay olur. Amatörlere şaşı bakılmaz, onlarında ihtiyaçları olacağı düşünülür ve bu düşünce gündem oluşturur.
Ara sıra Adana, Urfa, Mardin, Diyarbakır illerimize amatör futbolu izlemeye, yakından görmeye giderim. Şurasını samimiyetimle söylemek isterim ki; Amatör olunca değişen fazla bir şey olmuyor. Ülkemiz genelinde ufak tefek istisnaları bulunmakta, onu da doğal sayıyorum. Profesyonellik hep avantaj mıdır? Bunun dezavantajı yok mudur? O konulara da yavaş-yavaş girip, avantajı mı ağır basıyor, dezavantajı mı üstte kalıyor, bildiğim kadarıyla anlatmaya çalışacağım. Futbolun sadece o meşin yuvarlağı tekmelemek olmadığını türlü vesilelerle ve altını çizerek sizlere anlatmaya çalışıyorum.
Bir şehirde profesyonel futbol takımı varsa, orada birçok şeyler değişecek demektir. Bu değişiklik sözle değil, TFF’nin yayınladığı genelgelerle, daha sonra ki kontrolleriyle olur. Örneğin, nizami bir futbol sahası ile birlikte, sporseverlerin maç izlemesine elverişli tribünler olmalıdır. Bu statlarda ve tribünlerde müsabakadan önce olmak üzere yeterli sayıda kolluk görevlileri gelmelidir. Kurallara uyularak yeterli tesis olursa ve tribünlerde taraftar olursa, futbolcularda adaptasyon oranı kendiliğinden yükselir. Bu yükseliş oynanan futbola olumlu şekilde yansır.
Dünya’da, en azından Avrupa’da şöyle bir gezinecek olursak, futbolda ileri ülkelerde her kuruluşun bir tesisi olduğunu görürüz. Bu yetmiyormuş gibi bir çok kuruluşların kendi personelinin spor yapabilmesi ve motivasyon için özel spor tesisleri yaptırılmıştır. İnsanın inanacağı gelmiyor ama bu anlatmaya çalıştıklarım tamamıyla ve samimi olarak söylüyorum gerçek. Şehrimizde plaketli vergi rekortmenleri bulunmakta ama onlar üstten sıkıp, alttan yalıyorlar. Sanki öbür tarafa götürecekler, sanki kefenin cebi var. Nohut ekmek yemeği seviyorlar da, sporu ve sporcuya yardımı bir türlü sevmiyorlar. Hayret doğrusu!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
