Bir Kuyumcunun Sitemi ve Kamu Görevlileri

0
81

Yanılmıyorsam 1980’li yıllarda, İnönü İlköğretim Okulu karşısındaki Büyük Çarşı İşhanı A ve B Blok olarak bir hayli yoğun şekilde işlev görüyordu. İskenderun Vergi Dairelerinin bir bölümü de çarşının üst katlarında hizmet veriyordu. Büyük Çarşı İşhanı’nın zemin katlarında ise bugünkü tuhafiyeci ve kozmetik dükkânları yerine ağırlıklı olarak kuyumcu işletmeleri yer alıyordu.

*Sünnet Davetiyesi

Bir gün kuyumcuların önünden geçerken, kuyumcu bir arkadaş beni içeri davet etti. Hal hatır faslından sonra kuyumcu tezgâhın altından çıkardığı bir davetiyeyi göstererek bana dert yanmaya başladı ve “Doğan bey. Bu bir sünnet davetiyesi… Davetiyeyi gönderen üst katta bağlı bulunduğumuz vergi dairesinin müdürü. Benim müdür beyle bir samimiyetim yok. Hatta inan bana onu yolda görsem tanımam. Davetiye sadece bana gelmemiş. Diğer kuyumcu arkadaşlara da gelmiş ve her nedense sadece kuyumculara verilmiş. Ben burada örtülü bir tehdit görüyorum. Vergi Dairesi Müdürü sanki ‘paşa paşa gelin, birer çeyrek altın takın’ der gibi. Ben ve diğer arkadaşlar bunu böyle algıladık” şeklinde konuştu.

*Müdür Beyin Uyarı Aldığına Eminim

Kuyumcudan çıktıktan sonra, birkaç kuyumcuya daha uğradım. Kuyumcu arkadaşın anlattıkları doğruydu. Hemen bir köşe yazısı kaleme aldım ve olup biteni, kuyumcuların sitemlerini ve 60’lı ve 70’li yıllarda İskenderun ve Hatay’da görev yapan daire müdürlerinin, bu benzer konulara ne kadar dikkat ettiklerini ifade ettim.

Köşe yazımdan cesaret bulan Büyük Çarşı kuyumcularının önemli bir bölümü, davetiyeyi dikkate almayıp, sünnet merasimine gitmediler, dolayısıyla çeyrek altın da hediye etmemiş oldular. Ayrıca köşe yazım İskenderun Kaymakamlığı, Hatay Valiliği nezdine ve elbette Hatay İl Defterdarlığı’nda ses getirdi. Müdür bey o tarihte bir soruşturma geçirdi mi hatırlamıyorum ama soruşturma geçirmemiş bile olsa, gerek mülki amirler gerekse de Hatay İl Defterdarından sözlü bir uyarı aldığına eminim…

*Herkes Düğününü Kendi Memleketinde Yapıyordu

Evet, tekrar 60’lı, 70’lı yıllardaki kamu görevlilerinin hassasiyetine dönmek isterim. Gerçekten o yıllarda gerek mülki amirler, gerek hâkim, savcı, emniyet amirleri, emniyet müdürleri, kritik görevlerdeki daire müdürleri, çocuklarının evliliğini, sünnet merasimlerini yaz tatillerinde kendi memleketlerinde yapar, İskenderun ve Hatay ili genelinde düğün ve takı merasimlerinden özellikle kaçınırlardı. Daire müdürlerinin ya da kamu görevlilerinin bu hassasiyeti öncelikle kendilerine yarıyor, kendilerini kimseye karşı borçlu hissetmeden, İskenderun ve Hatay’da herkese eşit ve tarafsız hizmetlerine vesile oluyordu…

düğünde para saçmak ile ilgili görsel sonucu

*Viskiler Su Gibi Akıyor, Alman Markları Uçuşuyordu…

Gel zaman git zaman bu hassasiyetler ortadan kalktı. Yaptığı görev, aldığı sınırlı maaş belli olan, sıradan bir memur bile sünnet ya da düğün merasimlerinde kaçak viskilerin su gibi aktığı, kaçak sigaraların masalara paket-paket dağıtıldığı, dansözlü, sanatçılı oldukça gösterişli merasimleri yapar oldular. O vakit Euro yoktu. ABD Doları ve Alman Markı düğünlerde havalarda uçuşur, konuklar bir yandan yer içer, diğer yandan da memur, müdür yardımcısı ya da müdür arkadaşın bunca harcamayı nasıl yapabildiğini dedikodu babında seslendirirlerdi…

*Dayatma Davetiyeler Olmadan…

İşaret ettiğim gösterişli düğün merasimleri özellikle yazılı basına konu olunca kimi memur ve amirler soruşturma geçirse, tayinleri daha kötü yerlere çıksa da, şaşalı merasimler, hava atmaya yönelik fütursuz şekilsizlikler uzun bir süre devam etti…

Şimdi gerek internet medyası, gerek sosyal medya gerekse, görsel, yazılı ve sözel medyanın korkusundan olsa gerek, eskisi kadar dansözlü, Euro’lu ve dolarlı düğünler göremiyoruz. Elbette kamu terbiyesi almış, devlet memurluğu görev hassasiyetlerine başından beri dikkat eden görevlilerimize lafım yok. Benim uyarım, ne kurumunu, ne mülki amirlerini, ne devleti, ne de milleti takmayan pervasız kimi kamu görevlilerinedir.

*Örnek Merasimler Olsun

Sona gelirsek. Mutlaka her kamu görevlisi gerekirse kendi çocuklarının güzel günlerini görmek adına, düğün, sünnet gibi merasimlerini görev yaptıkları şehirlerde yapabilirler. Dayatma davetiyeler olmadan, sadece kuyumculara özel davetiyeleri dağıtmadan, ya da‘Ya düğüne gelirsin ya da senin için iyi olmaz’ havası yaratmadan. Mütevazı, gösterişten uzak, gerçek dostluğa dayalı karma konukların bulunduğu merasim ve düğünler herkes tarafından kabul görür. Böylesi düğünlerden de güzellik ve mutluluk çıkar, örnek merasimler olurlar…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here