Tümgeneral Gürsel Öztürk, darbeci olduğu gerekçesiyle tutuklandıktan sonra, 15 Ağustos 2016 tarihli “Gürsel Öztürk, darbeci değil aksine darbecilere direnen bir komutan oldu” başlıklı köşe yazımı web sitemde yayınladım. Anılan yazıma ulaşmak isteyenler, aşağıdaki linkle yazıma kolaylıkla ulaşabilirler.
http://www.medyatikbakis.com/index.php/gursel-ozturk-darbeci-degil-aksine-darbecilere-direnen-bir-komutan-oldu/
15 Ağustos 2016 tarihli köşe yazımın son bölümleri aynen şöyleydi;
“Toprak Dolu Kavanoz
Sayın Gürsel Öztürk’ü 2012 yılında Ankara’da, Milli Savunma Bakanlığı Teftiş Dairesi Başkanlığı görevini icra ederken ziyaret etmiştim. Odasındaki bir kavanoz dikkatimi çekmişti. Kavanozun içi toprak doluydu. Meğer o kavanozun içindeki toprak, Hatay’ın hudut topraklarının bulunduğu topraklarmış. Öztürk Paşa, o tarihlerdeki görevi gereği, bölgemiz Suriye sınırlarından da sorumluydu. Öztürk Paşa, Mehmetçikler, onun deyimiyle ‘Kınalı Kuzular’la beraber koruduğu vatan toprağından hatıra olarak yanına birer avuç almış ya da silah arkadaşları ona bu kutsal hediyeyi sunmuşlardı… Ben Ankara’daki makam odasında kavanoz içinde vatan toprağını görünce duygulanmıştım. Şu an yazarken yine duygulandım…
*Gürsel Öztürk, Vatan Toprağını Başköşede Saklayan Şerefli Bir Generaldir
Bana göre, vefa duygusu, vatan sevdası, vatan toprağı sevgisi bu derece yüksek olan Tümgeneral Gürsel Öztürk, asla vatanına ve milletine ihanet içinde olamaz, özetle yine kanaatime göre darbeci olamaz. Gürsel Öztürk, vatan toprağını başköşede saklayan, baş tacı eden şerefli bir subaydır, generaldir. Ben kendi gözlerimle bu gerçeği gördüm ve bizzat şahit oldum. Ben vatan toprağına sahip çıkan her bir askere, rütbeliye sahip çıkarım. Vatan, bayrak kutsalımızdır, milli değerlerimizdir. Bize bu vatan, bu millet ve bu bayrak lazım olduğu gibi suçsuz generaller de lazım. Yaşın yanında kuruyu da yakmayalım. Çürük elmaları ayıklarken araya sapa sağlam zımba gibi elmaları da bilmeden çürüklere karıştırmayalım…”
*15 Ağustos’ta Yazdım, 19 Ağustos 2016’da Özgürlüğüne Kavuştu
Evet, bu satırları 15 Ağustos 2016 Pazartesi günü yazdım, sevgili Öztürk paşa, 19 Ağustos 2016 akşam saatleri özgürlüğüne kavuştu. Ben “yaşın yanında kuruyu da yakmayalım” diye yazmıştım. Öztürk paşanın avukatlarından biri olan Av. Sedat Özçelik’te, Milliyet Gazetesi’nden Gökhan Karataş’ın haberine göre Tümgeneral Öztürk tahliye edildikten hemen sonra “Türk yargısının büyük bir yanlıştan döndüğünü düşünüyorum. Kamuoyunun bu yönde kaygısı vardı. Bu soruşturmanın düzgün yürütüldüğüne inanıyorum ve yaşları kurudan ayıklamaya başlandığını düşünüyorum. Gelecek için de bana umut veriyor” diye konuşarak benim gibi yargının isabetli bir iş yaptığına dikkat çekti.
Tümgeneral Öztürk ile birliktegörev yapan Tabip Tuğgeneral Atilla Güngör de aynı şekilde serbest kalması, bence de yargının doğru yolda olduğuna, kılı kırık yardığının göstergesidir. Hukuk, devlet, millet ve kendi adıma, adı geçen ikilinin tahliyeleri oldukça önemli ve sevindiricidir.
*Genelkurmay İhraç Listelerinde Adı Yer Almadı
Tümgeneral Öztürk’ün iki avukatından biri olan Sedat Özçelik ayrıca, yine Milliyet Gazetesi’nde Öztürk paşanın TSK’nın ihraç edilenler listesinde olmadığını ve görevine devam edeceğinin altını çizerek “Müvekkilimin tek tutuklanma nedeni sözde sıkıyönetim bildirisinde isminin karşısında göreve devam etmesi anlamında ‘devam’ yazmasıydı. Başka hiçbir gerekçe yoktu. Biz bunu tedbir amaçlı tutuklama olarak düşündük. Çünkü 28 Temmuz’da gözaltında bulunduğu sırada taltif edilerek 1’inci Ordu Komutanlığı emrine atandı. Yani Genelkurmay komutana güvenerek önemli bir göreve atadı. O tarihten sonra Genelkurmay 3 kez ihraç listesi yayınladı ve hiçbirinde kendisi yer almadı. Devlet ve TSK, Tümgeneral Gürsel’e ‘göreve devam’ dedi. Biz savcımıza ‘devletimizin göreve devam kararı vermesine mi itibar ediyorsunuz, FETÖ/PDY terör örgütünün devam kararına mı inanıyorsunuz, diye sorduk’. Tümgeneral Öztürk, her daim memleketine ve Cumhuriyetine bağlı bir Türk zabiti olmuştur. Ne menfez paşası olmuştur, ne de Cumhuriyet düşmanı FETÖ/PDY ile ilgisi vardır. Türk yargısının büyük bir yanlıştan döndüğünü düşünüyorum. Kamuoyunun bu yönde kaygısı vardı. Bu soruşturmanın düzgün yürütüldüğüne inanıyorum ve yaşları kurudan ayıklamaya başlandığını düşünüyorum. Gelecek için de bana umut veriyor” diye konuştu.
*Kötü Günde Yok Olanlar, İyi Günde Yeniden Ortaya Çıkıyorlar!
Tümgeneral Gürsel Öztürk, özgürlüğüne kavuştuğu tarih olan 19 Ağustos 2016 akşamı, saat 23.37’de bana telefonla ulaştı. Önce desteklerim için bana şükranlarını sundu ardından da İskenderun, Hatay ve bölge halkına, beraberinde ‘Otuzdokuzlulara’ selam, sevgi ve saygılarını yolladı.
Bu arada çok ilginçtir, Öztürk paşa gözaltına alındığında ve tutuklandığında bir kaç istisna hariç hemen herkes korkudan Öztürk paşa ve ailesinden uzak durdu. Bazı kişi, kurum ve kuruluşları tenzih ediyorum ama tahliye kararı sonrası Öztürk paşaya ve ailesine hiçbir şey olmamış gibi yeniden yanaşanlar var! Özetle, kötü günde yok olanlar, iyi günde yeniden pişkin-pişkin ortaya çıkabiliyorlar. Allah toplumumuzu bu ikiyüzlülükten kurtarsın inşallah…
*Empati Yapmamız Gerekir…
Gerçekten bu ikiyüzlülük, biz toplumu yaratan fertleri için yüz karası. Oysa duygudaşlık yapmamız gerekir. Bir iftira, bir ihbar neticesi hepimiz benzer olumsuzluklar yaşayabiliriz. Bir birini çok geriden tanıyan insanlar, böylesi hallerde, korkmadan, samimi ve ellerinden geldiğince inandıkları insana sahip çıkmalıdırlar. Ben sahip çıkma işini elimden geldiğince yapmaya çalıştım ama bugün bakıyorum, korkudan hiçbir şey yapmadıkları halde Öztürk paşa ve ailesiyle yeniden kontak kuranlar var! Ne diyeyim? Allah bizleri her daim bu tiplerden korusun…
* “Başarı ve Terfi Yolu Açıktır” Demiştim
Önümüzdeki günlerde, İstanbul’da 1. Ordu emrinde yeni görevine başlayacak olan Öztürk paşanın, başarı ve terfi yolunun açık olduğuna en başından inanmıştım. O tarihte Tuğgeneral olan Gürsel Öztürk paşaya 23.8.2010 tarihli anı plaketim de şöyle seslenmiştim;
“12 Ağustos 2008’de ilçemizde göreve başlayıp bizlere ‘Merhaba’ dediniz. İki yıl sonra yine bir ağustos ayında bu kez bizlere ‘Hoşça kalın’ diyorsunuz… Bölge insanı olarak Siz Öztürk Paşamızı benimsedik, saydık ve çok sevdik… Sizin tabirinizle biz, siz olduk, siz de biz oldunuz. En önemlisi her birimiz birer Otuzdokuzlu olduk… Yüreğimizde birer sevgi ve insanlık fidanı oluşturdunuz… Oluşan bu gönül ve yürek fidanı giderek yeşerecek, dallanacak, budaklanacak ve her daim sevgi içerecektir… Sevginize, saygınıza, paylaşımlarınıza ve hizmetlerinize şükranlarımı sunuyorum…
Terfi ve başarı yolunuzun açık olduğuna inanıyorum. Sizi çok daha üst düzey görevlerde göreceğimi bugünden biliyorum… Şahsınızda ve ailenizde sonsuza dek kalacağına inandığım bu ‘Sevgi ve Saygı’ plaketinin durduğu her makamda, her mekânda birer orta kahvenizi içip, sevgi günlerini her fırsatta yâd etmeyi diliyorum. Saygılarımla. 23.8.2010
Gazeteci Doğan SÜSLÜ”
*Devletine ve Asker Yeminine Sadık Bir Generaldir
Evet, 2010 yılında ifade ettiğim üzere, Gürsel Öztürk paşanın terfi ve başarı yolu açıktır. Devletine, milletine, Cumhuriyetine ve asker yeminine sadık olan Tümgeneral Öztürk’e, ben de buradan bir asker selamı yolluyor, kendisine ve ailesine selam, sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Geçmiş olsun paşam, geçmiş olsun Öztürk Ailesi. Allah bir daha böylesi günleri, milletimize, sizlere ve bizlere yaşatmasın…