Değerli okurlarım, futbol kişilere zarar vermez de, tribünlerde gelişen olaylar zarar verici nitelikte olabilir. Gelişen bu olaylar karşısında, “Bu can bana aittir, kimseyi ilgilendirmez” diyebilme lüksümüz kesinlikle yoktur. Çünkü bu beraberlik, sizlerle ve futbola sınırlı değil, bakış açısı bir hayli geniş ve kapsamlı.
Gelişen olaylar karşısında tarafsızlığınızı koruyamazsanız; Fiziksel Sağlığınız, Zihinsel Sağlığınız ile Sosyal ve de Aile Yaşamınız, bu saydığım faktörler zafiyet gösterdiğinde, toplumsal bir sorun olmakta epeyce bir yol kat etmiş olursunuz.
Şunu söylemeye çalışıyorum, Tribün Terörüne yenik düştüğünüzde, zarar gören sadece siz olmuyorsunuz ki. Aileniz, uzak ve yakın çevreniz, çok sevdiğiniz futbol da zarar görüyor, yaralanıyor. İçimizdeki şeytan olarak kabul ettiğimiz futbolu, doyumsuz temaşasını inkâr etmek tabi ki mümkün değil. İnsanların birbirini ezerek statlara girmeye çalıştıklarını şöyle bir gözünüzün önüne getirin. İçeri de tabi ki para dağıtmıyorlar, sporseverler taraftarı olduğu takımı izlemeye geliyor, bütün mesele bu.
Bu sevgiyi tadında bırakıp, kendinize, ailemize zarar vermesine ve çevremizi de zor durumda bırakmasına izin vermemeliyiz. Şöyle de söyleyebiliriz. Yaşamakla mutlu olduğumuz bu tutkuyu toplum dışlamadan ya da bizi köşeye sıkıştırmadan, kanımızda ki şeytana, kanımıza zerk edilmemiş o virüse karşı gerekli önlemi almalıyız. Kendimizi, ailemizi, çevremizi zor durumlarda bırakacak bu tür yaklaşımlardan süratle kaçınmalıyız.
Rakibini tanımayan ve sert futboluna çözüm üretemeyen, takımının iskeletini bozan ve kurmakta güçlük çeken belli bir hedefe kilitlenmeyen, oynanmamış müsabakaları kazanmış olarak kabul eden teknik direktörler gibi, pasif davranmamalıyız.
Futbol bir sanattır ama çok sesli bir sanattır. Bu sanat icra edilirken tribünlerle dirsek teması olursa, o zaman futbolun meyveleri toplanır. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Zira sesli olarak izlenen futbol, dozu kaçırılırsa, maddi manevi kayıplar kendini gösterir. Takımımızı motive edelim deren, yanlış hareketler yeşil zemin üzerinde ki oyuncuların motivasyonunu sıfırlar.
“HER YERDER FUTBOL VAR” diyorsak, bunun her şeyine katlanma zorunluluğu yoktur. Futbolun tiyatro izler gibi izleneceğini iddia etmiyoruz ama tahriklere de kapılmanın bir ashabı harbiyesi olamaz. Burada, üç puan düşüncesinin dışında dostluklar pekiştirilmeli ve de kazanılmalı. Bu karizmatik spor bu şekilde güzelleşir ve izlenir hale gelir.
İnsanlar, parayla birçok şeylere sahip olabiliyorlar da, dostluğa ve sevgiye sahip olamıyorlar. Bunun nedenini hiç düşündünüz mü?
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA