Tarihteki konumu ve ekonomisi itibariyle önemli bir şehirdir İskenderun! Limanı ve sahip olduğu sanayisi ile Türkiye çapında büyük önem taşır. Bugünlerde İskenderun, ‘bölündü, bölünecek’ söylentileri ile gündemde sıkça yer buldu kendisine.
Hatay’ın büyükşehir yapılması ile ilgili hazırlanan yasa tasarısı taslağı, İskenderun kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Bilindiği üzere taslak, İskenderun’dan 3 büyük mahallenin koparılarak yeni oluşturulacak Arsuz ilçesine bağlanmasını kapsıyordu.
Bu tasarı yıllardır il olmayı bekleyen İskenderun’u bu beklentisinden uzak bir konuma, neredeyse ‘beldeye’ dönüştürüyordu. Tepki görmesi de gayet normaldi. Şimdi isterseniz yakın tarihe dönelim ve İskenderun’un bugünlere kadar geliş hikâyesine bir bakalım…
İskenderun’un nüfusu 1950-1980 yılları arasında %274 oranında artmıştır. Böylece ilde en fazla nüfusu barındıran İskenderun, aynı zamanda nüfusu en hızlı büyüyen ilçe de olmuştur. Nüfus yoğunluğu ve endüstrisi açısından Hatay’ın ve özellikle Türkiye’nin büyükşehre bağlı olmayan, en büyük ilçelerinden biridir. Son nüfus sayımlarında toplam nüfus yaklaşık 331.697 olarak tespit edilmiştir ve nüfusu alınan göçlerle hızla artmaktadır. 1974 yılında Demir ve Çelik Fabrikası’nın üretime geçmesiyle İskenderun, yoğun göç almıştır.
M.Ö. 333 yılında, Büyük İskender’in İsos yakınlarında kazandığı zaferden sonra Alexandreia adıyla kurulan kentimiz, sahip olduğu coğrafi önemin etkisiyle, tarihinde birçok defa işgale uğramıştır. 1517’de Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sırasında yapılan Mercidabık Savaşı’yla da Osmanlı İmparatorluğu’na katılan İskenderun’a, I. Dünya Savaşında İngilizler ve ardından Fransızlar egemen olmuştur. 1938 yılına kadar Fransız himayesinde Suriye’nin bir sancağı olarak kalmıştır. 5 Temmuz 1939’da Türk Ordusu’nun İskenderun’a girmesiyle, resmen Türkiye’ye katılmıştır.
İskenderun, Türkiye’ye katıldığı zamandan 1974 yılına kadar olan dönemde yine oldukça gelişmiş bir kasabaydı. Ancak 1974 yılında üretime geçen Türkiye’nin üçüncü Demir-Çelik Fabrikası, kent yaşamına büyük canlılık getirdi. İskenderun, bugün Türkiye’nin önde gelen en büyük ilçelerinden biri olup, özellikle sanayi, deniz ticareti ve turizm alanında hızla gelişen bir şehirdir. Yüzölçümü 759 km² olan İskenderun’umuz il olmayı çoktan hak etmiştir. Hatta bazı siyasetçilerin söz verdiği halde bu hakkına bir türlü erişememiştir.
Şimdi büyükşehir tartışmaları içinde sıkışan, Türkiye’nin en büyük ilçelerinden olan İskenderun’umuzun hali içler acısıdır. Bu noktada şunu söylemeden geçmekte istemiyorum. Başta Adalet Bakanımız Sayın Sadullah Ergin ve diğer Ak Partili bölge milletvekillerimiz, komisyonda gerekli değişikliklerin yapıldığını söylüyorlar ama değişikliklerin nasıl ve ne şekilde olduğu yine meçhuldür. İskenderun kamuoyunun taslağın son halini bilmesi gerektiğine inanıyorum ve yapılan tepkilerin de haklı olduğuna inanıyorum.
Aslında ben şunu istiyorum: İskenderun’umuz il olsun, siz Hatay’ı yine büyükşehir yapın! Nasıl olsa ilimizin toplam resmi nüfusu son sayımlara göre 1.474.223’tür. Yani Hatay, neredeyse ‘iki büyük şehir belediyesi’ çıkartacak kadar bir nüfusa sahiptir. İskenderun il olsa bile Hatay yine büyükşehir olabilir.
Büyükşehir sizin olsun! Biz ilimizi istiyoruz…
Sevgi ve Saygılarımla…
