Bir Tarih Dersi: Çanakkale!

1
252

“Olayları anlatmak yerine düşünmek gerekir. Bu da ancak, tarihsel olaylar yerine tarihsel nedenleri koymakla mümkün olur!” der İbni Haldun..

“Zaman kendi başına var olan bir şey değildir. Bizim görülerimizin sübjektif koşuludur. Ve bundan ötürü süjeden  ayrı ele alınırsa  kendi başına bir hiçtir” der Kant..

“Gerçekleşmiş olandan gerçekleşmekte olana ve buradan da gerçekleşecek olana doğru diyalektik geçiş bağlantısı kurmak” şeklinde tanımlar Hegel de,  tarih bilincini..

“Üretim şekli ve araçları temelinde iktisadi ilişkiler üzerinden” kurar Marks da kendi diyalektiğini.. “Tarihi bu ilişkiler tümlüğü içinde insanların bizatihi kendisi yapar der ve ekler: “Tarihte belirleyici etken, son kertede gerçek yaşamın üretimi ve yeniden üretimidir.”

Yukarıdaki sözlerin senteziyle anlarız ki tarih; yalnız ‘kronolojik’ bir bilgi değildir. Olayları ‘neden sonuç’ bağlamında geçmişten geleceğe, ‘kıssadan hisse’ anlamında zihinsel arşivlerde sakladığımız bir şuur halidir.. Bu yargı özünde yazmak istiyorum bir tarih dersi anlamında ve ‘bezirgan emperyalistlerin tezgâhlarına’ düşmemek bağlamında Çanakkale’yi..

Bezirgan; Farsça.. Tüccar anlamında.. Kökü; alış veriş yapılan yer anlamlı bazar.. Tezgâh da Farsça.. Kökü, dest yani el.. Tezgâh; el emeği ile üretim yapılan yer.. Tezgâhın argodaki anlamı ise tuzak..

Birinci Dünya sömürge paylaşım savaşının tezgâhtarları kimler? Emperyalist tezgâhın tuzaklarını ‘medeniyet ve modernlikle’ maskeleyen kapitalist bezirgânları nasıl tanıyabiliriz? Lenin, emperyalizmi, “Kapitalizmin en yüksek aşaması” olarak tanımlar ve adını da koyar: “Tekelci kapitalizm.”

Sanayi Devrimi’yle birlikte kapitalist gelişmesini en önce tamamlayan ülkenin ismi malum: İngiltere.. Ve fakat İngiltere, sermaye birikimini, ‘sömürgecilik’ yoluyla toplayan bir imparatorluk.. Bu anlamda emperyalizmin ismi de meçhul değil.. Mesela, Hindistan pazarına girmek için “bırakınız sömürsünler” yüzünü, “ticaretin serbestliğiyle” maskeleyen kapitalist İngiltere, sömüreceği ülkenin önce ekonomik gelişmesini çarpıtıyor.. Sonra, sanayi malları için bir pazaryeri haline dönüştürdüğü ülkenin zengin kaynaklarını çarpıyor!

İngiltere, Osmanlı’ya da aynı tezgâhı kuruyor: “İstanbul, İzmir ve Halep” merkezli ve tarıma dayalı ticaret yapan ve 1581 yılından beri Doğu Akdeniz’de tekel olan “Levant Şirketi” 1825 yılında “ülkemizin ticari çıkarları yeni şirketler oluşturmayı gerektiriyor” diyerek kendisini fesih ediyor ve 1838 tarihinde Osmanlı Devletiyle ticaretin hiçbir kısıtlamaya bağlı olmadan geliştirilmesini savunan İngiltere Sanayi erbabıyla yeni ticaret antlaşması imzalanıyor.. (Emperyalizmin Türkiye’ye Girişi, Orhan Kurmuş, s, 16-17)

Gerileme döneminde de olsa, Osmanlı ekonomisini büyük oranda ayakta tutan, Rum ve Ermeni usta ve tacirleri olduğu tarihin malumu.. Sanayi ürünlerine satacak pazar arayan İngiltere, çatacak ülke olarak seçtiği Osmanlı’da, çatıştıracak ilke olarak seçtiği etnik unsurlara tezgâhını kuruyor..

Yıl 1914.. Dünya Sömürge paylaşım savaşının tezgâhtarları İngiltere, Fransa, Rusya ve Almanya.. İlk üçü Osmanlıyı sömürgeleştirme ittifakının içinde.. Sömürge paylaşımında geç kalan Almanya, üçlünün karşısında bir imparatorluk düşünde..

Yıl 1915.. Almanya da dahil emperyalistlerin tezgâhına düşen Osmanlı, vatan savunmasında.. 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’ne rağmen, 25 Nisan’da Gelibolu’ya çıkartma yapılıyor! Çanakkale direniyor! Ve fakat ah! “15 Nisan 1915’de Van bölgesinde Ermeniler ayaklandı. Mayıs ortalarında Rus-Ermeni birlikleri Van’ı ele geçirdi, Rus himayesinde bir Ermeni devleti kuruldu. Türkiye, Çanakkale’de bir ölüm-kalım mücadelesindeyken Ermenilerin bu davranışları, savaşın kazanılabilmesi için onların zararsız hale getirilmesi gerektiği kanısını verdi. Böylece, Ermenilerin savaş süresince cepheleri etkileyebilecek bölgelerden çıkartılarak, Irak ve Suriye içlerine yerleştirilmeleri (tehcir) tedbirlerine başvuruldu.” (Yakınçağ Türkiye Tarihi, s.62-63, Sina Akşin)

Son tahlilde ben, emperyalistlerin ipine uzanan ellerinden tezgâhlarının alınacağını kestiremeden kurulan tezgâha 100 yıl öncesinde düşenler de dahil, 100 yıl sonrasında emperyalistlerin “yalancı baharında” çiçekli düş kuranlar da almalı diye düşünüyorum Çanakkale’den tarih dersini.. Ve selamlıyorum Akif şairimizin “Çanakkale Şehitleri” ve “İstiklal Marşı” şiirlerinin şuur haliyle emperyalizme geçit vermeyen Mustafa Kemalleri..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

1 YORUM

  1. Ben Cagan. Hocam sizi cok seviyorum sitenin adini unuttum o yuzden yorum yazamiyodum simdi hatirladim ve buldum. Bir yaramazlik yapinca diyordunuz ya sonrakiler direk mudure goturur diye.Gercekten oyle hocam.En ufak seyde kiziyorlar.Bir cevap yazarsaniz sevinirim.Bu arada 4. Sinifta verdiginiz 5. Sinif dersleri cok ise yaradi. Cumlenin ogeleri filan hagla cikiyor sinavlarda.Cok cok tesekkur ederim.Bu arada 1. Sinif okutacagim diyordunuz.Suan kacinci sinif okutuyorsunuz ?

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here