Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Kuşkusuz üç günden beri bizi sevindiren en güzel haber… Geç gelmiş olsa da, tam değil ve çelişkili olsa da ama yine de, adalet hepimizi mutlu etti.
Can Dündar ve Erdem Gül Anayasa Mahkemesi’nin “tutuklanmalarında basın özgürlüğü ve bireysel haklar konusunda hak ihlali var” kararından sonra tahliye edildiler. İstanbul’da mahkûm oluyorlar Ankara’da tahliye? Olsun en azından azıcık ümitlendik adalete dair. Çünkü gerektiğinde baş vuracak güvenecek dal kalmadı sanıyorduk.
Erdem Gül ve Can Dündar’ın evinlerindeki sevinci görür gibiyiz. Bizde sevinçlerine yürekten katılıyoruz ve diliyoruz ki bir daha ne pahasına olursa olsun bu gibi olaylar yaşanmasın sevgili ülkemizde diyoruz ama yine de bu karar beraat kararı olmadığı için temkinliyiz. Sevgili Erdem Gül ve Can Dündar’a geçmiş olsun diyoruz yüzlerindeki tebessüm hiç eksik olmasın.
& & & & &
Ve sevgili okuyucularım 22 Şubat’ta kaleme aldığım “Sayın Baykal’a yakışmadı” adlı yazım üzerine geçtiğimiz Perşembe günü Sayın Baykal telefon etti. Ve sözlerinin ne kadar yanlış ve aslına uygun olmadığını uzun-uzun anlatarak bizleri üzdüğü için üzgün olduğunu söyledi. Ve kendisin asla bir ömür süren politika hayatında hiçbir zaman mezhep yöre ya da herhangi bir ayrım yapmadığını söyledi.
Valla kendisi bunları söyledi ama bizim duyduklarımız neydi peki? Neyse bu konuyu uzatmayacağım çünkü konuştuğum herkes çok üzgün ve artık okun yaydan çıktığını söylüyor. Geri dönüş olmaz kırılan yürekler onarılamadı. Pazartesiye dek bütün konuk olacağı kanallardaki söyleşilerini izleyeceğim bakalım fikrimi değiştirecek bir şey olacak mı? Dilerim olur ve biz yanılmış oluruz.
& & & & &
Ve Suriye’de iki haftalık kısmi ateşkes yürürlüğe girdi. Hayırlısı olsun. Ancak IŞİT denen canavar bütün gücü ile saldırmaya devam ediyor! Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinin yanı başında bulunan Suriye’nin PYD denetimindeki Telabyad ile Siluk kasabalarında planlanan ateşkesin başladığı saatlerde IŞİD saldırı başlatmış. Her iki kente sızan IŞİD’liler hastaneye saldırdığı, birçok sokakta şiddetli çatışmalara Akçakaleliler ise silah seslerinden ve seken mermilerden dolayı geceyi tedirgin geçirmişler. Ateşkese rağmen bu çatışmaların olması Suriye sınırı olan ileride olağan üstü etkiliyor. bu yüzden asker ve polis sınır hattında güvenlik önlemlerini artırmış. Allah’a emanetiz. Valla.
& & & & &
Ve tacizler ve ihbarlar ve patlamalar ve kadın cinayetleri acayip bir aksiyon yaşıyoruz güzelim ülkemizde biz bu duruma nasıl geldik bilemedik.
Cansel Buse. Öğrenci daha liseye gidiyor düşleri sevdikleri vardı. İdealleri belki ilerde doktor olacaktı, belki bir diplomat, belki anne olacaktı, belki öğretmen. Ama ne oldu, öğretmenin tacizlerine uğradı ve dayanamayarak canına kıydı. Cansel ilk değil sonda olmayacak ancak tacizciler verilen cezalarda caydırıcı olamayacak gibi görünüyor.
Geçenlerde bir haber okumuştum Keçiören İHL Kur’an öğretmeni Sefer A.’nın (daha önce de hakkında 11 öğrenci ve 1 veliye cinsel saldırı davaları açılmış) 274 yıla kadar hapsi istenirken “emekli olmak için başvurmuş! Tacizcilikten mi emekli olacak acaba? Eğer bu kabul edilirse ki edilebilir gibi geliyor bendenize…
O zaman ne olacak? İntihar eden öğrenci Cansel’in katili sayılan suçlu da, diğerleri de hak ettikleri cezayı almadıkları için tahliye olduklarında suçlarına devam edecek tabi ve suç işlememek için kimsenin bir gayreti olmayacak. Zaten suç ve suçlular yer değiştirdi. Biz kadınlar potansiyel suçlular olduk. Suçumuz da kadın olmak bu dünyada… Taliban’ın Afganistan’da kızlara -yaşları daha 13 olan- tecavüz ettikten sonra zina yaptınız diyerek nasıl recmettiklerini gördükten sonra! Hem suçlu hem katil olanlar biziz zahir?
Allah’ım ya Rabbim sana sığınıyoruz bu yobazların bu yamyamların gazabından.
& & & & &
Ve dün trafiğe çıkanlar gördü müthiş bir denetim var trafikte ve tabi olması gereken. Hepimiz tedirgin olduk acaba bir ihbar mı var diye? Ancak gerçeği şuymuş.
Ankara’daki bombalı araç saldırısıyla birlikte ülke genelinde alınması planlanan güvenlik önlemleri nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğü çalışma başlatmış. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kamuoyuna açıkladığı yeni güvenlik konseptiyle beraber, terör örgütlerinin kitlelere yönelik eylemlerini yeni boyutlara taşıması dikkat çekiyor. Örgütlerin, özellikle son dönemde sivil halka yönelik eylemlere yönelmesi, ülke genelinde uygulanan “Özel Güvenlik” sisteminin masaya yatırılmasına neden oldu. İkişer kişilik ekipler.
Bu kapsamda, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı, Şırnak ve Hakkâri dışındaki 79 kentteki özel güvenlikçileri denetlemeye başladı. Başkanlık, kadrosundaki polis başmüfettişlerini gruplar halinde illere gönderdi. Çarşamba günü görevlendirildikleri kentlerde çalışmaya başladı.
Hayırlısı olsun. Allah korusun. Bir gün bunlar da geçecek umudumuz yarına kalmadan dilerim. Ve sevgili okuyucularım sağlık ve sevgiyle kalalım her zaman umutla ayrımsız gayrımsız. Yase
& & & & &
Çocuk ve Sevgi
Adam yorgun argın eve döndüğünde beş yaşındaki oğlunu kapının önünde kendisini beklerken buldu. Çocuk babasına, saatte ne kadar para kazandığını sordu. Zaten yorgun gelen adam, oğluna “Bu senin işin değil” diyerek karşılık verdi. Çocuk dayattı: “Babacığım lütfen bilmek istiyorum” dedi. Adam, “Bu kadar çok bilmek istiyorsan söyleyeyim” dedi, “Saatte 20 dolar kazanıyorum.” Bunun üzerine çocuk, babasından bir istekte bulundu: “Peki Babacığım, bana 10 dolar borç verir misin?” dedi. Adam, daha çok sinirlendi: “Benim senin saçma oyuncaklarına ya da benzeri şeylerine ayıracak param yok” dedi. “Hadi derhal odana git ve kapını kapat.” Çocuk sessizce odasına çıkıp, kapısını kapattıktan sonra, adam sinirli sinirli düşünmeye başladı: “Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder?” dedi kendi kedine.
Aradan bir saat geçmiş, adam biraz daha sakinleşmişti. Çocuğuna, parayı neden istediğini bile sormadığı geldi aklına. Yukarıya, çocuğun odasına çıktı ve yatağında uzanan çocuğuna, uyuyup uyumadığı sordu. “Hayır uyumuyorum” diye yanıtladı çocuk. Adam, çocuğundan özür diledi: “Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim, yorgundum” dedi. Ve elindeki parayı uzattı: “Al bakalım istediğin 10 doları.” Çocuk sevinçle haykırdı: “Teşekkürler Babacığım” dedi ve yastığının altında sakladığı buruşuk paraları çıkardı, elindeki parayla birleştirdi, tümünü tane tane saymaya başladı. Oğlunun yastık altından para çıkarıp saydığını gören adam, yine sinirlendi: “Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun?” diye bağırdı, “benim senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak zamanım yok.” Çocuk, babasının bağırmasına aldırmadı bile: “Fakat yeterince param yoktu ki… Ancak şimdi tamamlayabildim” dedi ve elindeki paraların tümünü babasına uzattı. “İşte sana 20 dolar, Babacığım” dedi, “Şimdi bir saatini alabilir miyim?”
Günün Şiiri
Ülkemin Şiir Atlası
III
Ben aradığım her şeyi yana yakıla aradım
Kaygılar taşıdım mutlaka bulmalıyım diye
Ama kaldırdığım her taşın altından
Çıka çıka bir yığın böcek çıktı
Kimisi deliklerine kaçtı, kimisi üstüme ağdı
Yol günlüklerine geçti attığım adımlar
Çocukken boynunu kopardığım kuş yavruları
Düşlerimde yolumu kesip bir bir gözlerimi oydular
Ve eğdiğim fidanlar büyüyüp gelişince
Gövdeleri tabutuma birer tahta oldu
Sulara bıraktığım hüsnüyusufların
Yan yatıp suyun üstünde durması gerekirken
Hepsi de dibine çöküp gitti bir bir
Demek ki her şeyin bir derinliği var
Demek ki her şey biraz da derinliktir
Daima ayrılıklar üretti benim yürüyüşlerim
O yüzden adı ayrılık olan bir çiçektir
Şimdi benim avuçlarımdaki çizgiler
Oysa eskiden alçalan bir kara kırlangıcın
Kuyruğunun duruşuydu.
(…)
Bilirim incelik ister marifet ister
Arkadaş seçmek de yar seçmek kadar
Çünkü göreceğin küçük bir ihanet bile
Adama evlat acısı gibi koyar
Düşün ki içini döktüğün, sırlarını verdiğin
Seninle birlikte aynı ufka alın dayamış
Birlikte saklanmış, birlikte yatmış birisi
Bakmışsın ki günün birinde ayrılıp gitmiş
Aslında bir su damlası kadar hafiftir insan
Bir söz kadar uçucu, bir reyhan kadar yabani
Ve kırlangıçların gözleri kadar ürkek
Eğer cesaretle doldurmamışsa kalbini
Bilirim oldum olası incelik ister
Arkadaş seçmek de yar seçmek kadar
Çünkü gün gelip çıkarıp öfkeni vereceksin
Ve yurduna dair taşıdığın güzel şeyleri
Yürüdüğüm yolları deftere yazmayı
Günlük tutmayı bağırıp çağırmayı
Ve hayatım üstüne haberler çıkarmayı
Bir marifet sayıp kendimi ele verdim
Bir damla suyun bile ağırlığını düşünmedim
Ama taşı toprakla toprağı çamurla kıyaslayıp
Taşıdığım düşüncelerin sözlere dökülüşüne
Bir anlam veremeden çekip gitmedim
Abdülkadir BULUT
Günün Sözü
Ağızdan çıkan söz, yaydan fırlayan oka benzer. İkisini de geri getirmek mümkün değildir. Ok atılmadan önce iyi nişan alınmalı, söz söylenilmeden önce iyi düşünülmelidir.
İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar. Herkeste kusur görür, kendisine kör bakar. Neye nasıl bakarsan, o da sana öyle bakar.
Mevlana