CHP Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel, adına yapılan iftiralara ve gazete haberlerine karşı açmış olduğu davanın sonuçlandığını ve 3 kişinin tazminat ödemeye mahkûm edildiğini belirtti…
CHP Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel, yazılı bir açıklama yaparak, yaklaşık 3 yıl önce kendi adına yapılan iftiralara ve gazete haberlerine karşı açmış olduğu davanın sonuçlandığını belirtti. Haberi yayınlayanlar ile yayınlatanların tazminata mahkûm edildiğini kaydeden Yüksel; “Bir gün herkese gerekli olan adalette er geç tecelli etmiştir” şeklinde konuştu. Yüksel açıklamasında aynen şu ifadelere yer verdi;
“Hatırlanacağı gibi 2010 yılının başlarında şahsıma yönelik karalama kampanyası başlatılmıştı. Demokrasi kuralları içinde ve sandıkta Fevzi Yüksel ile baş edemeyenler, gazetelere düzmece CD’ler ve dilekçeler götürmüş, sadece bir gazetede yayımlatmış ve ilçemizde yüzlerce dağıtılmasını sağlamışlardı. Bunun üzerine haberi yapan ve yayımlayan gazete hakkında dava açmıştım. O tarihlerde kamuoyunu ve basını bir basın bülteni ile bilgilendirmiştim, şimdi de aynı sorumluluk duygusuyla kamuoyuna ve basına bilgi vermeyi borç bildim.
Uzun süren mahkeme, 2 yıl 7 ay sonra 5 Şubat 2013 tarihinde karara bağlandı. Mahkemenin kararı, ‘Çamur at izi kalsın’ diyenlere ve meydanlarda siyaseten bana cevap veremeyenlere bir ders olmuştur. Mahkeme sonucunda Nurettin Sökmen ve Şahin Yokça ayrı-ayrı olmak üzere 2 biner TL manevi tazminata, haberi yayınlayan gazetenin sahibi M. Adnan Tink ise 3 bin TL tazminat ödemeye mahkûm edildiler.
Davanın açıldığı tarihte 3 adalete inandığımı söylemiştim. Halkın adaleti hemen o günlerde yerine gelmiş, partili partisiz hiç kimse çirkin karalamaya itibar etmeyerek ve beni destekleyerek halkın adaletini yerine getirmişlerdir. Bu benim için, işin en önemli ve en önemli guru verici yanıydı. Bir gün herkese gerekli olan adalette er geç tecelli etmiştir. Uzun süren dava en sonunda karara bağlanmıştır. Bizi yaratan Allah’ın adaleti de inanıyorum ki zamanı gelince gerçekleşecektir.
Fevzi Yüksel olarak ‘önce insan’ demeye ve Allah’ın yarattığı en kutsal varlık olan insanı sevmeye, saymaya, yardımcı olamaya devam edeceğim. Bu süreçte de beni yalnız bırakmayan, destekleyen herkese teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”
“Bizi yaratan Allah’ın adaleti de inanıyorum ki zamanı gelince gerçekleşecektir.” Aynen inanıyor ve katılıyorum , ayrıca önce insan’ demeye ve Allah’ın yarattığı en kutsal varlık olan insanı sevmeye, saymaya, yardımcı olamaya devam edeceğim” lafınada gülüp geçiyorum.
Kaldı ki hukuki süreç henüz tamamlanmış değil , sanki birşeyler oldu bitti gibi Basına lanse edilmesi de herhalde insana olan sevginizden kaynaklanıyor olsa gerek.
Adnan TİNK
Bu maksatla kamu mallarını zimmete geçirmek, hırsızlık, gasp vb. gayri meşru kazanç yollarını yasakladığı gibi fert ve toplum hayatı için son derece zararlı olan, rüşvet alıp-vermeyi de yasaklamıştır.
Bir yetkilinin konumunu kötüye kullanarak yapması gereken bir işi yapmaması veya yapmaması gereken bir işi yapması karşılığında kendisine veya başkalarına para, hediye veya başka herhangi bir ad altında haksız bir menfaat sağlaması olarak tanımlayabileceğimiz rüşvet; haksız kazanç yollarından biridir ve din, ahlak ve hukuk kurallarına tamamen aykırıdır.
Bu konuda Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile, günaha girerek yemek için onları yetkililere (rüşvet olarak) vermeyin.”[1]
Peygamber Efendimiz(s.a.v) de “Rüşveti alan da veren de Cehennemdedir”[2] buyurarak rüşvet almanın veya vermenin kişinin cehenneme girmesine sebep olacağını açık bir şekilde vurgulamıştır. Yine başka bir hadis-i şerifte de, her zaman insanların affedilmesi için dua eden Yüce Peygamberimizin rüşvetin toplumda meydana getirdiği büyük hasar sebebiyle, rüşvet alanı-rüşvet vereni ve bu ikisi arasında aracılık yapanı lanetlediği belirtilmektedir.[3]