Boyacı Küçük Feyzo ve Yaşanmış Oldukça İlginç Hikâyesi

1
657

medyatik bakış1963 yılında Ankara semalarında çarpışan iki uçak, hadiseye adı karışan küçük Boyacı çocuk ve gazeteci Mete Akyol, aradan 52 yıl geçse de hala konuşulur. İsterseniz önce 1963 yılındaki uçak kazasına gidelim.

Ulus faciası ya da Middle East Airlines’in 265 sefer sayılı uçuşu, 1 Şubat 1963 tarihinde Lübnan Havayolu Şirketi Middle East Airlines-Air Liban’a ait Lefkoşa aktarmalı Beyrut-Ankara seferini yapmakta olan Vickers Viscount 745 D tipi yolcu uçağının Esenboğa Havaalanı’na inişe hazırlanırken Türk Hava Kuvvetleri’ne ait Douglas C-47 tipi nakliye uçağıyla çarpışması sonucu, her iki uçağın da Ulus semtinde bulunan meskûn mahaller üzerindeki farklı noktalara düşmesiyle sonuçlanan havacılık kazasıdır. Kazada yolcu uçağında bulunan 11 yolcu ve 3 mürettebat, askeri uçakta bulunan 3 Türk askerî personeli ve uçakların düştükleri yerlerde bulunan 87 kişi ile beraber toplam 104 kişi hayatını kaybetmiştir.

*Boyacı Feyzo üç gündür ortada yoktur…

Uçak kazası sonrası evine üç gündür uğramayan küçük boyacı Fevzo kayıplardadır. Talihsiz kazadan beş gün sonra Ankara Hacı Bayram Cami’nde kılınan namaz sonrası 49 kişinin üzerlerinde adları ve soyadları Türk bayraklarına sarılı tabutları toprağa verilir. Uçak enkazının düştüğü yerlerden biri de gecekonduların olduğu Altındağ’dır. Daha acılar taze iken kazaya karışan Orta Doğu Hava Yolları gerek uçak içindeki yolculara gerekse yerde kaza neticesi vefat edenlere 500 bin TL. tazminat ödeneceğini açıklar. 500 bin TL’nin bugünkü 500 bin TL’den pek farkı yoktur.

*Acaba Feyzo ölmüş müdür?…

Tazminat haberinin heyecanlandırdığı isimlerden biri de Altındağ’da bir gecekonduda oturan Hameney Uray adlı üç çocuk annesi bir kadındır. On yaşındaki büyük oğlu Feyzo, çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği Garanti Bankası önünde kaldırımda ayakkabı boyacılığı yapıyordu ve üç gecedir eve gelmiyordu. “Acaba?” diye geçirdi içinden. “Acaba Feyzo ölmüş müdür?… “500 bin TL’nin iyi para olduğunu düşünen Hameney Uray soluğu Numune Hastanesi morgunda alır. Bir cesedi “oğlum” diye teşhis eder.

*Onu tırnaklarından tanıdım

 Kazadan bir hafta sonra kazayla ilgili röportajları okuyan bir okur, o yıllarda Milliyet Gazetesi’nde çalışan Mete Akyol’u telefonla arar ve kazada öldüğü söylenen kişilerden birinin yaşadığını söyler. İhbarı yapan mahalleden biridir ve küçük Fevzo’nun arkadaşlarından birinin kapı komşusudur.  Gazeteci Mete Akyol olaya temkinli yaklaşır ve ihbarı araştırmak ister. Mesele, açıktan yani haksız yere alınacak 500 bin TL tazminatı kıskanma işidir. Gazeteci Akyol hemen Feyzo’nun evine gider. Anne Hameney saçını başını yoluyor“gözlerimle gördüm oğlumun ölüsünü” diyor sonra da diğer oğlu Ahmet’i tanık gösteriyordu. Ahmet’te “Onu hemen tırnaklarından tanıdım” diyordu.

*Milliyet, nasıl Milli Emniyet (MİT) oluyor?!…

Gazeteci Akyol anneden sonra Fezo’nun arkadaşlarını bulur ve onlarla birlikte Anafartalar ve Ulus semtlerindeki sinemaları dolaşır. Mete Akyol, sinema sahiplerine “Milliyetten”geliyoruz tümcesini ağzında yuvarlayarak söyler ve “Milli Emniyet” (MİT)’den geliyormuş havası yaratarak, kaçak bir çocuğu aradığını ifade eder. Hemen her sinemada film durdurulur duhuliye ya da mevki denilen bölümlerde Feyzo aranır. Feyzo, sonunda yani dördüncü gün Sus Sineması’nda bulunur…

Gazeteci Akyol küçük boyacıyı ailesiyle birlikte yaşadığı kendi evine getirir ve orada Feyzo’yu saklar. Ardından gazetesi Milliyet’te Fevzi Uray’ın yaşadığı haberini fotoğrafsız olarak verir. Dönemim Ankara Valisi Enver Kuray haber üzerine küplere biner, dedikoduların haber olamayacağını, üzüntülerini bildirerek açıklar üzerine bir de gazetecilik dersi verir…

*Vali kimliğimle değil insani kimliğimle rica ediyorum

Dönemim Ankara savcısı da Mete Akyol’u içeri atmakla korkutur. Sonunda Mete Akyol, Feyzo’nun fotoğraflı haberini basar, yaşadığını ilan eder ve Fevzi’nin yerine kimin gömüldüğünü sorgular. Haber üzerine Ankara Valisi Enver Kuray Gazeteci Akyol’u kahve içmeye çağırır ve “Tamam, çocuğu buldunuz ve iddianızı da kanıtlamış oldunuz ama vali kimliğiyle değil insan kimliğimle rica ediyorum. Bu işe burada nokta koyun. O çocuğun adının yazılı olduğu tabutta kim vardı sorusunun üzerine gitmeyin. Kayıp olduğu bildirilen kişi sayısı kadar tabut yaptırdık ve kimi tabutlara ise eldeki ceset parçalarını bölüştürmek zorunda kaldık” diyerek korkunç gerçeği açıklar…

medyatik bakış5

*Ana oğulun kavuşma anı…

Anne Hameney evinden valiliğe getirilirken, gazeteci Mete Akyol’da Feyzo’yu alıp valiliğe gelir. Valinin odasında herkes kavuşma anının heyecanla beklemektedir Oldukça duygusal bir kavuşma anı beklenirken anne Hameney oğlu Feyzo’yu görür görmez ağzına geleni sayar ve Fevzi’nin üzerine yürüyerek yumruğunun içiyle oğlunu dövmeye başlar. Vali Kuray Fevzi’yi annesinin elinden zor alır… Ortalık sakinleştikten sonra Vali sert bir sesle anneye seslenir ve“Öp bakalım oğlunu da arkadaşlar bir fotoğraf alsın” der. Valinin zoruyla anne Feyzo’ya sarılarak onu öper. Orta Doğu Hava Yolları Şirketi ise hadise aydınlanınca, anne Hameney’e ödemeye hazırlandığı 500 bin TL tazminatı iptal eder…

*Feyzo ile 15 yıl önce görüşme

Gazeteci Mete Akyol ağabey yaklaşık 15 yıl önce Feyzo’yu Ankara’da bulmuş. Onunla sohbet edip, yemek yemiş.  Küçük bir dükkânda sebzecilik yapıyormuş. Tekrardan görüşememişler. Feyzo halen yaşıyorsa şu an 62 yaşında olmalı. Başarılı gazeteciliğin, nezaketin, imzalayarak bizlere ulaştırdığın kitabın çok teşekkürler Mete Akyol ağabey.

*Mete Akyol kimdir?

1935 yılında Ordu’da doğdu. Mete Akyol, Türk gazeteci-yazar. İlköğrenimini Ordu Gazi İlkokulu’nda tamamladı. Orta öğrenimini, Talas Amerikan ortaokulu ve Tarsus Amerikan Koleji’nde yaptı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Mesleğe öğrencilik yıllarında başladı. 1951 yılında Ulus gazetesinin çocuk sayfasında çeviriler yaptı. 1953 yılında Hürriyet gazetesinin Tarsus muhabiri olarak göreve başladı. 1959’dan 1994’e kadar Milliyet, Öncü, Hürriyet, Dünya, Günaydın, Sabah gazetelerinde muhabir, röportaj yazarı, köşe yazarı, genel yönetmen ve yayın genel yönetmeni olarak değişik görevlerde bulundu. TRT 1, TRT 2, NTV ve tv8 televizyon kanallarında çeşitli programlar yaptı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Başkent Üniversitesi’nde gazetecilik dersleri verdi. Beşi gazetecilik deneyimlerini aktardığı altı kitabı vardır. Halen mütevelli heyet üyesi olduğu Başkent Üniversitesi’nce yayımlanan Bütün Dünya’nın genel yayın yönetmenliğini yapmaktadır. Aynı zamanda Başkent Üniversitesi radyosu, radyo başkent ve Kanal B adlı televizyonunun üst kurul üyesidir.

medyatik bakış4

1 YORUM

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here