Değerli okurlarım, gerek sporumuzda, sosyal ve ekonomik yaşamımızda, gerek tutum ve davranışlarımızda bir “vurdumduymazlık” almış başını gidiyor. Bu işe “DUR” diyecekler de, diğerlerinden pek farklı değil. Efendim, daha önceki makalelerimden alıntı yapıp, anlamlı bir paragraf sunmak istiyorum izninizle…
“…Sunmak istediğim konu, insanların birçoğundan oluşan bir malzemeyi, ayrı dünya ve yaşam biçimleriyle, apayrı kültür ve dinlerden gelen insanların oluşturduğu bir topluluğu sevk ve idare edenleri bir araya katıp, milyonlarca insanın umutlarını ve yaşam biçimlerini bağladığı bir topluluğu sevk ve idare meselesidir. Yazması bile bu kadar çetrefilli, karmakarışık olan bir komplesi uygularken bundan haz duyabilmek, zevk alabilmek, bunu idame ettirebilmek pek kolay bir iş olmadığı gibi, her babayiğidinde harcı değildir nokta…”
Yıllar önce böyle bir paragraf düşmüşüm ya, bu kez biraz kısa kestim. Yine de siz okurlarım tarafından anlaşılacağından kesinlikle eminim. Futbol biz insanlar için tamamen vericidir ama onu katletmeye çalışıyoruz. Hiçbir Avrupalı bizim kadar sorumsuz ve disiplinsiz değildir. Hatta onlar seksi bile zamanında yapıyorlar, tabi genel olarak söylüyorum.
Gençlik yıllarımda (Ankara’da) çevremizde bir sürü yabancı öğrenciler bulunmaktaydı. Başkent’te sefaretler çok olduğundan, oradaki personel de bunlara dâhildir. Onlarla ilişkilerimiz iyiydi ama futbol oynarken yerliler, yabancılar olarak takım kurardık. Sesimizi çıkarmaz, doğal olanı da bu derdik.
Yaptığımız müsabakaların skorlarını hiç ciddiye almazdık, tabii onlar da. Eğlendiğimizi kabul ediyor ve hepimiz de mutlu oluyorduk. Bir defasında, yabancı takımın İngiliz Kaptanı bana gelerek, ‘kusura bakmayın sizlerle artık futbol oynamayacağız ama dostluğumuz devam edebilir…’ demişti.
Nedenini sorduğumuz da, gerçekten haklıydılar. Konu şuydu; Seyirciler onları rahatsız ediyorlarmış, her pozisyonda hakeme itiraz ediyormuşuz. Çok sert ve kırıcı oynuyormuşuz. Kimseyi bulamazsak, kendi aramızda yumruklaşıyormuşuz.
Şöyle dönüp geriye baktığımda, adamların söylediği her şey doğruydu, mış-muş dediğime bakmayın benim. Bu işin özrü yok artık, her şeyi bir anda bitirmişiz. Futbolculuk dönemimde de değişen bir şey olmadı, aynı nakarat devam etti, gitti…
Bununla kalsa neyse, dünyanın dört bir yanından transfer edilen futbolcuları da kendimizde benzettik. Bizi geçtiler bile. Hakemlerimizin yabancı dili olmadığından, onların küfürlerini bal gibi hazmediyorlar. Kabak bizim sporcuların başına patlıyor.
Futbolu yüceltmek, gerçek sporseverleri rahatlatmak, adam gibi maçlar izletmek mümkündür diye düşünüyorum. Daha önce de söylemiştim hatırlayacaksınız. Stadın belli yerlerine monte edilen dev kameralar, merdiven uçlarında oturan kolluk görevlileri… Bu kez ayrıntıya girmiyorum, bu iki faktörün çok etkili olacağından eminim. Tabi doğru dürüst deneyen olursa…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA