Biz Bir Zamanlar, Şarkıyla Uyanırdık

0
88

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Eskiden, her sabah bir şarkıyla uyanırdık anımsıyor musunuz? Bizimle hiç ilgisi olamayan… Ne sözlerini biliyoruz,  ne tınısını. Ama nasıl oluyorsa oluyor adını, tınısını ve sözlerini bilmediğiniz  o şarkıyla uyanıyoruz? Avaz, avaz bağırarak söylemek istiyoruz üstelik. Şimdilerde artık böyle uyanamıyoruz, uyanmıyoruz. Çünkü şarkımızı unuttuk!

Tınısını, sözlerini zaten bilmiyorduk ama o bizi biliyordu ve davetsiz gelip kuruluyordu dilimize. Küçükken, kardeşimle radyoculuk oynardık. Bazen spiker, bazen ses sanatçısı, bazen yorumcu olurduk. Ve radyomuzun sesi en yüksek perdeden yankılardı arka bahçede.

Sesimiz  akardı su gibi. Hiç şaşmazdı sözler makamlar! O günleri de unuttuk şimdilerde. Şimdi o zamanları  çok özlemeyi de  unuttuk! Nasıl  şakırdı sesimiz kaygısızlığın en üst perdesinden! Her sabah! Köpeklerimiz  vardı ve kedilerimiz. Onları da özlemeyi unuttuk. Tasma muhabbetti yoktu hiç olmadı zaten. Bizimkiler tasmasızdı her zaman. Teklifsizdi inip  çıkmaları iki taraflı merdivenlerden. Tavuklarımız vardı her gün yumurtlayan ah ya onları da unuttum valla…

şarkı söylemek2

Yumurtadan çıkmalarını beklediğimiz  civcivlerimizi de. Kuluçka günlerini sayardık. Üstelik yanılmıyorsam tam 21 gün. O gün okulu kırardık. Okul kırmak nasıl bir şeydi onu da unuttuk… Yumurtayı kırıp teker, teker çıkışlarını izlerdik. Islak yapış, yapış ve minnacık. Asla dokunamazdık anneleri tetikte olurdu. Normal zamanlarda  olmadığı gibi… Onları beslerdik ilerleyen zaman içinde anneleri emanet etmeyi öğrenmiş olsa da yine en ufak bir şeyde  tırnaklarını ve gagasını hazır bulundururdu. Nasıl hırçınlaşır nasıl korurdu yavrularını bizden bile. Çoktan unuttuk ah çoktan unuttuk unutturulduk. Büyüklerimiz vardı. Şarkımıza asla karışmayan, şimdi var mı bilmiyorum?

Bu sabah sanki bir tını vardı dilimde uyandığımda unuttuğumu sandığım eskilerden bir esinti gibi? Ah ya!! Evet, yine bana kıyak geçiyor hayat; ne yapabilirim ki? Sarılırım tabi belinden sımsıkı o aptal sevgili tınısını-mınısı olmayan eski şarkıya! Ve teşekkür ederim tabi  bana bu sabah dünya yanıyorken  kıyak geçen hayata. Ve sevgili okuyucularım sağlık, sevgi, birlik ve beraberlik içinde kalmayı dilerim unutmayalım sonsuza dek. Yase

& & & & &

Güzel Bir Hikâye: “Anlayabilmek”

“Satılık Köpek Yavruları” ilanının hemen altında küçük bir çocuğun başı gözüktü ve çocuk dükkan sahibine sordu; “Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?”

Dükkan sahibi; “30 dolarla 50 dolar arasında değişiyor fiyatları” dedi.

“Benim 2 dolar 37 sentim var” dedi çocuk.

“Bir bakabilir miyim yavrulara”

Dükkan sahibi gülümsedikten sonra bir ıslık çaldı ve köpek kulübesinden beş tane yumak halinde yavru çıktı. Yavrulardan biri arkadan geliyordu. Küçük çocuk yürümekte zorluk çeken sakat yavruyu işaret edip sordu: “Bunun nesi var?”

Dükkan sahibi onun kalça çıkığı olduğunu ve hep sakat kalacağını açıkladı.

Küçük çocuk heyecanlanmıştı. “Ben bu yavruyu satın almak istiyorum.”

Dükkan sahibi: “Hayır o yavruyu satın alman gerekmiyor. Eğer gerçekten istiyorsan o yavruyu sana bedava veririm”

Küçük çocuk birden sinirlendi. Dükkan sahibinin gözlerinin içine dik-dik bakarak: “Onu bana vermenizi istemiyorum. O da diğer yavrular kadar değerli ve ben fiyatını tam olarak ödeyeceğim. Aslında şimdi size 2 dolar 37 cent vereceğim ve geri kalanını ayda 50 cent ödeyerek tamamlayacağım.”

Dükkan sahibi çocuğu ikna etmeye çalıştı: “Bu köpeği gerçekten satın almak istediğini sanmıyorum. Bu yavru hiçbir zaman diğer yavrular gibi koşup, zıplayamayacak ve seninle oynayamayacak.”

Bunun üzerine küçük çocuk eğildi, pantolonunu sıvadı ve büyük bir metal parçasıyla desteklediği sakat bacağını dükkan sahibine gösterip, tatlı bir sesle: “Ben de çok iyi koşamıyorum ve bu yavrunun kendisini çok iyi anlayacak bir sahibe gereksinimi var” dedi.

Günün Şiiri

Tabiat Odam

Severim kırlarda ben yaşamayı,

On iki ayı.

Severim kırların yeşil göğsünü,

Bütün süsünü.

İstemem başımın üzerinde dam,

Tabiat odam.

İstemem topraktan başka bir yatak,

Kehkeşanlar tak.

Kuşlardan savrulan bir incecik tüy,

Üstümde örtü.

Ve aydan kırpılan bütün yıldızlar,

Rüyamda kızlar.

Her sabah neşeyle uyanan bir eş,

Koynumda güneş.

Dallarda ötüşen kuşlar kabilem,

Bilmezler elem.

Ağlarsak bizimle beraber olur,

Hemşirem yağmur.

Sızlarsak bizimle beraber sızlar,

Kardeşim rüzgâr.

İsteyen toplasın binlerce arşın,

Karlardan kışın.

Mutlaka öptürür bağlarda temmuz,

Çıplak bir omuz.

Severim kırlarda ben yaşamayı,

On iki ayı.

Severim kırların yeşil göğsünü,

Bütün süsünü.

Ölürsem istemem ne yas, ne kefen,

Ne başka bir fen…

Üstümden kalkmasın çimen, çiy, yosun,

Ruhum uyusun.

Ahmet Kutsi TECER

Aşka Türlü Bir Şey

başka türlü bir şey benim istediğim

ne ağaca benzer, ne de buluta

burası gibi değil gideceğim memleket

denizi ayrı deniz,

havası ayrı hava..

bir başka yolculuk dalından düşmek yere

yaşadığından uzun

bir tatlı yolculuk dalından inmek yere

ağacın yüksekliğince

dalın yüksekliğince rüzgarda

ve bir yeni ömür

vardığın çimen yeşilliğince

nerde gördüklerim

nerde o beklediğim

rengi başka

tadı başka..

Can YÜCEL

Gizli  Bakışlar

Bir bakış ki açıyor gönül muammasını,

İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,

Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,

Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.

Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,

Bir bakış, bir aşığı saatlerce ağlatır

Bir bakış, bir aşığı aşkından emin eder,

Seven insanlar daima gözleriyle yemin eder.

Faruk NAFİZ

Günün Fıkrası

Hoca göl kıyısında karısı ile çamaşır yıkıyormuş. Yanlarına simsiyah bir karga yaklaşmış. Karga sabunu alıp kaçmış. Nasrettin hocanın karısı telaşla yaygarayı basmış, “Hoca efendi yetiş karga sabunu kaptı!” Nasrettin hoca yerinden bile kıpırdamadan, “Hatun görüyorsun karganın üstü başı bizden daha kara. Birazda o yıkansın”

Günün Sözü

Arkamda yürüme, öncün olmayabilirim, önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece eşit oluruz.

Ute Kabilesi Nasrettin

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here